ABD ve İsrail, Orta Doğu'yu yeniden şekillendirmeyi hedeflerken esas gayenin Çin olduğunu gözden kaçırmamamız gerekiyor.
Hamas'ın efsane liderlerinin şehit edilmesi aslında bize, özellikle İsrail'in içinde bulunduğu psikolojik durumu aktarmaktadır. Masada anlaşabilecek kimseye yer açılmaması, İsrail'in yapmak istediklerine ışık tutmaktadır.
Filistin varlığı, Hamas'ın direnişi, Filistin halkının vazgeçmeyişi, İsrail'in hüsranıdır aslında.
İsrail, Hamas ve Hizbullah'ı hedef gösterirken, kendi güvenliği ve gelecek sorunu su kaynaklarına doğru hareket halindedir.
Büyük savaşlar su uğruna olacaktır!
İsrail, genişleme hedeflerine su kaynakları yolları üzerinden varmaya çalışıyor. Dünyanın her yerinde özellikle su kaynakları zengin olan bölgelere tarım projeleri hedefleri de bu planın bir parçasıdır. Su olmadan büyük hayali devlet hedeflerine ulaşmanın zor olacağını biliyorlar. ABD için mesele bu değil. ABD, asıl rakibini bertaraf edecek yolları arıyor. Her yere genişlemiş Çin faktörü, ABD'nin esas sorunu. Orta Doğu, İsrail olmadan ABD'nin arka bahçesi olmaktan çıkmaya başladı.
İsrail, "dağıtmak, yok etmek, harita belirleme" konusunda esas aparattır. Bu nedenle seçimden sonra ABD başkanı kim olursa olsun genel tablo fazla değişmeyecek. Yani İsrail, bölge milisi olarak desteklenmeye devam edilecek.
Tabii bir de İran projeleri vardır. İsrail, tüm haritayı değişim konusunda ABD aparatı olarak karşımızdadır. Kendi başına tüm bu operasyonları yapmadığı, desteğinin esas kaynağının ABD olduğunu bilmeyen kalmadı.
Şimdi anlaşılan sırada İran vardır!
İran'ın devrik şahının oğlu Pehlevi sahnede. İsrail, Pehlevi ekibiyle yakın temasta. İran'ın şimdiki rejimine karşı yeni projelerin devrede olduğunu açıktan görmeniz mümkündür.
Peki, nasıl bir süreç takip edilecek?
İsrail için İslam karşıtı veya İslam ile mesafeli duran her yapı ortaktır. Bölgedeki tüm Müslüman değerlerine karşı algı yönetimi, anlaşılan İsrail merkezli ekiplerce çalışılmaktadır.
Meram gayet açıktır!
İsrail'i nihai hedefine götürecek, ABD'nin ise Çin'e kaptırmamak için Orta Doğu'da oluşturmak istediği ortam, kaos, savaş ve çöküş sürecidir.
Tarihimiz bize sürecin nasıl işlediğini öğretmiştir. Umarım ders almışızdır. Aksi takdirde, bizi yine, yeniden paylaşım projelerinin dışında bırakılmaya istekli düşmanlarla karşı karşıyayız.
Türkiye nasıl bir yol haritası ile yürümektedir?
İsrailli yetkililerin, mesela İranlı hiçbir yetkiliye söylemediği tüm ağır ifadelerle Türkiye Cumhurbaşkanı'nı hedefe koyması bize çok şeyi ifade ediyor. Erdoğan, İsrail'in esas planlarını görüyor ve önlem almak için ülke içi ve dışında eylem planlarını devreye sokmaktadır. ABD'nin kimin yanında yer alacağını sormaya lüzum yok.
Türkiye her şeyin farkında ve gardını ona göre almaya başladı. Asya Pasifik projelerine sıcak bakması, yeni alternatif masalarda bulunmak istemesi zaten bu nedenledir.
ABD-Çin karşılaşması!
Bu karşılaşma başlayana kadar savaşlar zinciri herkesi yormayı hedefliyor. Aslına bakarsanız hesapları tutuyor. Yani Rusya başta olmak üzere herkesi nihai savaş için yorma yöntemi sonuç veriyor.
Asya Pasifik ise azar azar ısınıyor. ABD, Çin ile nihai karşılaşmayı planlarken, İsrail büyük hedefine kavuşmak için kana doymuyor.
Ama unutulan bir durum var. Yok etme, suikast, öldürmekle bu topraklardaki insanların direnişi sonlanmayacak. Aksine daha fazla nefretle karşı koyacak, daha derin imanla direnmeye devam edecek ve bir gün özgür Filistin ile zafer marşını söyleyecek!