Rusya - ABD arasında malum Suriye eksenli gerginlik, ABD’nin yaptırımları sertleştireceğine dair beyanı, beklendiği gibi Rusya’dan karşılık buldu. Rusya yaptırımlar karşılığında, ABD ile aralarındaki nükleer ve enerji dalındaki tatbikat ve ortak çalışmaları askıya aldığını ifade etti. ABD’nin her zamanki tavrı, şaşırtıcı olmadı. Konulara madde madde bakan ABD için “yaptırımlar farklı, ama enerji ve nükleer birlikte çalışmalar farklı” demesi, esasında ABD kadar olmasa da Rusya’nın da yaptırımlar karşılığında bastıracak kozları olduğu gerçeğini de ortaya koymakta.
Peki bu iyi mi?
Bir taraftan iyi. Denge için, bu kadar gücü elinde toplayan ABD için, onun da içinden bazı durumlara dur demesi için, frene ihtiyacı var. Lakin diğer taraftan her yazımda hatırlattığım gibi, bu durumlar yeni hesaplaşmalara kapı açmakta. Bu hesaplaşmalar ise Suriye bahanesiyle Orta Doğu’daki kan gölünü, giderek daha derin felaketlere itmekte. Nitekim Esad konusunda bu kadar sert konuşmayan Rusya’nın, bu yaptırım sonrası “Esad’a dokunursanız karşılığını görürsünüz” cevabını vermesi, boğuşmanın ömrünün uzun olacağına işaret etmekte. Rusya S300 ve S400 havadan savunma sisteminin bölgedeki varlığı, adeta ABD’ye gözdağı verir niteliktedir.
Bu kadar uzun zamandır halkını katleden birini, görevinde barındıranın sadece Rusya olmadığını anlıyoruz. Zaten Türkiye tezlerine mesafeli durmakla, Türkiye’de darbe girişiminde bulunmakla, FETÖ örgütünü kollamakla, ABD aslında Esad’ın ömrüne ömür katan siyaset üretti. Rusya’nın aktifleşmesine kapı açtı. DAEŞ’in dallanıp budaklanmasına zemin oluşturdu.
Şimdi ABD, daha beter felakete kapı açmakta! Rusya’nın Suriye’ye müdahil olmasına zemin oluşturmakla, nasıl bir yeni felakete kapı açtı ise şimdi de onunla Suriye meselesinde ortak çalışmaları durdurmakla, yeni ve ömrü uzun bir kapışmaya yol açtı. Bu ise hep söylediğim gibi ABD-Rusya hesaplaşmaları bitmeden, bu bölge ve yeni bölgelerde kanın önünü hep açmış olacak.
ABD; Rusya’nın olumsuz tutumu ile Esad’ı barış ortamına çekemediklerini savunmakta. Doğru, Esad’ın elini güçlendirdi Rusya! Ordusunu güçlendirdi ve muhalif güçleri hedef alan, sivil insanları yok eden operasyonlar yaptı. Bunun tek müsebbibi Rusya değil ki! Rusya’nın bu noktaya gelmesini oluşturan ABD derin zekasıdır. Türkiye’yi çıkmaza sokma arzularıyla, Suriye’nin bir parçasında PKK devletçiği kurma hevesiyle, esasen bölgeyi çıkmaza sokan Rusya değil ABD’dir. Rusya’nın tüm insafsız ve vicdansız tutumu ise ABD’nin aynadaki yansımasıdır.
Şimdi “işin bitti, çık” diyor. Niçin? Çünkü Rusya ile Türkiye bazı konularda anlaşarak yol yürümekte. Neden? Çünkü Türkiye, ABD’siz kendi çaresine bakmakta. Neden? Çünkü Rusya, ABD’nin Türkiye’ye yönelik planlarından rahatsız olan Türkiye, tutumunu ABD-Rusya hesaplaşmasında iyi bir malzeme olarak kullanmakta.
Rusya’ya yönelik ABD’nin yeni yaptırım uygulamasının nedeni; Esad’a verdiği destek, insanları yok etmesi, muhaliflere yönelik operasyonları değil! Çünkü bu yeni bir vaka değil. Başından itibaren, Rusya’nın tutumu bu idi. Peki niçin, şimdi ABD bundan hoşnut değil? Mesele Türkiye... Fırat kalkanı operasyonu. Musul’a yönelik Türkiye’nin aklından geçirdikleri, Irak’taki varlığı, sınırındaki PKK-PYD varlığına göz açtırmayacak içeriği benimseyen adımlarıdır. Bu hususta Türkiye’nin ve Rusya’nın; ABD’siz, konuşma dili ve üslubu bulabilmesidir.
ABD seçimlerinin sonucu nasıl olursa olsun, nihai hedefte ABD’nin Orta Doğu politikalarında, parçalaya parçalaya yok etmeye yönelik stratejik hamleleri ortadan kalkmayana kadar, bölgenin huzurunu bozacak, fay hatlarına yönelik yeniden yapılanma görüntülü, esasında yeniden yok etme hedeflerinden vazgeçmedikçe, bir anlam ifade etmez. ABD Devleti seçimlerle gelen kişilerin tutumuna bağlı hedef belirlemez. Bu, seçilmişlerin kimliği ve kişiliğini yeni hamleler doğrultusunda enstrüman olarak kullanır. Böyle bir ortamda “kimin seçileceği” sorusundan daha ziyade, “ABD derin devletinin hedefleri nedir?” sorusuna doğru yanıt bulmamız, bir anlam ifade edecektir.