ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun Soçi’ye gelişi Lavrov’la, daha sonra Putin’le görüşmesi sonuçlarına baktığımızda, elle tutulur sonuç olmasa bile ilişkilerin düzeltilmesine yönelik niyet olduğu gösterildi. “Gösterildi” diyorum, çünkü ilişkilerin iyileştirilmesi için hiçbir somut sonuç ortaya çıkmadı. “Birilerine iyi niyet gösterisi gerekirdi” intibaı üzerine bakmamız lazım.
Trump yönetimi, İsrail lobisinin de etkisiyle Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesinde iyi niyetinin olduğu gösterisini yapmakta. Rusya - İsrail ilişkileri ve şahsen Netanyahu’nun çabalarının bu konuda etkisi olduğunu da göz ardı edemeyiz. Rusya’nın bir takım konularda bazen sessiz, bazen ise az sesli olmasının nedeni budur. İran konusundaki tavrının ihtiyatlı modda olmasını da, İsrail’le ilişkilere ve ABD’deki İsrail lobisinin Rusya’ya ambargolar konusunda verdikleri sözlere bakarak okumamız lazım.
Putin - Netanyahu ilişkilerini de başka parantez açarak analiz etmemiz lazım.
Rusya için ABD tarafının şartsız ilişkilere girmesini geliştirmek önemlidir. Hatırlarsanız Amerikan tarafı Ukraynalı denizcilerin salıverilmesi gerçekleşmeden, görüşmelerin olmayacağını söylemişti. Ama gemideki Ukraynalı askerlerin halen Rusya’da tutukluluğu devam ediyor lakin Trump telefonla Putin’le görüşme teklifini ileri sürüyor ve telefon görüşmesi gerçekleşiyor. Daha sonra Dışişleri Bakanı Pompeo, Soçi’de Lavrov’la ve Putin’le görüşme yapıyor. Evet, görüşmede bayağı sert cümleler de hâkim olur. Mesela Pompeo gayet sert sesle “Kırım işgali dursun. Moskova, Ukrayna ile direk görüşmelere başlasın” cümleleriyle seslendi. Bunun cevabında Lavrov’un gayet sakin ama iğneli cevapları da dikkatlerden kaçmadı. Hatta Pompeo “seçimlerimize müdahale etmeye izin vermeyeceğiz” cümlesi de, birden bire konuşmasının ortasına hâkim oldu. Cevaben Putin’le görüşmede “kimsenin iç meselelerine ve sizin seçimlere karışmadık, karışmamız da mümkün değil” cümlesi ile birilerine gösteri cümlesi olarak da seslendi.
Yani anlaşılan şudur. Putin’e ABD yönetiminin şartsız onunla görüşme isteğini göstermek gerekirdi. İsrail lobisi ve Netanyahu bunun gerçekleştirilmesini yapabildi. Pompeo’ya “Rusya ile evet görüşüyoruz ama baskımız da devam ediyor” görüntüsü gerekli idi. O görüntüyü de verebildi!
Lakin her iki taraf istek ve iddialarından vazgeçmeyeceklerini açıktan beyan etti.
Rusya’ya “Maduro’yu destekten vazgeçin” diyen Pompeo’ya “hayır” cevabını gayet açık ve sert veren Rusya’nın, İran konusunda birazcık sakin tavrı da dikkatimden kaçmadı. Putin’in, İran odaklı soruya “biz itfaiyeci değiliz, tüm sorunlara hemen müdahale edemiyoruz” cevabı da manidardır. İlginç! Rusya; İran’ı desteklemekten vazgeçmeyecek, lakin bu destek İsrail yoksa İran tercihi arasına geldiğinde, nasıl şekillenecek acaba? Zaman gösterecek!