Doğu Akdeniz'de sular durulmuyor ve de pek de durulacak gibi görünmüyor.
COVID-19 salgını sonrası dünyanın içine düştüğü enerji girdabında Amerika Birleşik Devletleri'nin 'rafa kaldırma' hamleleri sonrasında işlevsizleşen Doğu Akdeniz Gaz Forumu, Netanyahu hükümeti döneminde tekrar bir nevi 'diriltilmeye' çalışılıyor.
Ne oldu da adının sanının son dört yılda duyulmadığı amiyane tabirle 'yıldızları dökülmüş' bir oluşum tabiri caizse 'cilalanıp parlatılıp' tekrar önümüze sürülüyor diye sormadan edemiyor insan.
Tabii işin içinde İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olunca insan çok da şaşırmıyor. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki haklarını ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti haklarını korumak için attığı adımlara bir meydan okuma, bir 'aba altından sopa gösterme' tam tabiriyle. Ne demiştik ta geçen sene 7 Ekim öncesi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda elinde 'Yeni Orta Doğu' yazan harita ile konuşması sonra 7 Ekim'den beri bunu gerçekleştirmek için izlenen 'şiddet siyaseti' bir güzergah yani koridorlar savaşıdır. Enerji de bunun en kritik ve stratejik bileşenidir.
Dediğimize çıkıyor tüm yollar. Çünkü aynı Netanyahu bir sene sonra aynı kürsüden aynı tarihlerde bu kez birinin üzerinde 'lütuf' diğerinin üzerinde 'lanet' yazan iki haritayla resmen 'el arttırıyor' ne de olsa dur diyen yok önünde yanımda yöresinde.
Durum böyle olunca Amerika Birleşik Devletleri'nin kredi verilmesi ve sigortalanmasına 'fren koyması' ile gündemden bir anda ve çok şaşırtıcı şekilde düşen Doğu Akdeniz Gaz Forumu, geçtiğimiz hafta basına düşen Doğu Akdeniz'de Kıbrıs'a 200 kilometre mesafeli İsrail'e ait Tarish ve Kanin gaz sahalarından boru hattıyla Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne gaz taşınacağı haberiyle tekrar gündeme kaybolduğu gibi hızlı ve şaşırtıcı şekilde gündeme geri geldi. Ama ne hız.
Tabii işin teknik tarafına hakim olanların sorduğu 'meşhum' soruya daha doğrusu soruna nasıl bir cevap buldukları ve/veya bulacakları hepimiz için merak konusu: Derin deniz olan Doğu Akdeniz'de bu 'proje' hangi teknoloji ile güvenli şekilde 'inşa' edilecek? Bunun finansmanı için kim(ler) kredi verecek? O gündemden bir anda düşüşüne sebep olan bir diğer faktör olan 'sigorta' işini hangi sigorta firmaları çözecek?
Yani yine 'mevzu derin' ama sorun şu ki Doğu Akdeniz daha da derin. Bu anlaşma ile İsrail Avrupa Birliği ile ilk enerji ticareti anlaşmasını yaparak o gerçekleştirmek daha doğrusu 'güvenlikleştirmek' için Orta Doğu haritasına 'yeni' tabiri verip şiddetle talan ettiği temelleri geçen sene atılan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Koridoru'nun da ilk nakliyat anlaşmasını 'bağlamış' olacak.
Tabii 'gün doğmadan neler doğar' güzide atasözümüzün de vurguladığı noktaya işaret eden rahmetli Süleyman Demirel'in de dediği gibi 'siyasette 24 saat çok uzun bir süredir'; hele ki Orta Doğu'da 'bir saniyede gör bak neler değişir'.
Sonsuzluğa uğurladığım Eylem'e ithaf edilmiştir...