Türkiye’nin yerli-yerine oturmuş gündeminin dışında, küresel tartışmaların labirentlerinde dolaşmakta, hatta, “bıraktığımız yerden” bir konuyu sürdürmekte kararlıyım, çünkü, artık “geleceğimiz ölümcül tehdit altındadır!..” Ne demiştik?..” Geleneksel askeri stratejilerin sonlandığı, bir virüsün bütün bir ulusu teslim alabildiği yeni bir çağa girdik geçen hafta...”(Star, Siber Savaş Başladı...4.Haziran.2012)
Adına, “Flame” denilen ve bugüne kadar üretilmiş en etkili “bilgisayar solucanı” olduğu belirtilen “siber savaş unsurunun”, İran’a ait nükleer tesislerin ve özellikle de petrol kurumlarının bilgisayarlarına karşı gerçekleştirdiği “askeri saldırı” çerçevesinde aktardık bu yeni dönemi...
Dünya “Flame”i (hatırlatalım, ‘alev’ anlamına geliyor) tartışmayı sürdürüyor. Nitekim, meslek yaşamının başlangıç noktasında bir “ağabey” olarak var olmaktan büyük keyif aldığım Hürriyet’in Moskova Temsilcisi Nerdün Hacıoğlu, güzel bir iş yapmış, “Flame”i tespit eden Rusya’nın Kaspersky Laboratuvarı Güvenlik Başuzmanı Vitaliy Kamlyuk ile görüşmüş...
Kamlyuk, İran’ın petrol tesislerini işlemez hale getirmeyi amaçlayan Flame’in arkasında bir “devletin” olduğuna inanıyor, ama Amerika’yı doğrudan suçlama noktasında duruyor...
Uzmanın geldiği nokta ise, görüşlerimizi destekler doğrultuda: Adına “siber savaş” dediğimiz olay başlamıştır, artık Türkiye dahil, bütün ülkeler çok dikkatli olmak zorundadır...
Kitle imha silahı...
Flame ortaya çıkana kadar, askeri strateji açısından “kitle imha silahı” kavramı şu ana başlıklar içinde değerlendiriliyordu: Nükleer silahlar, kimyasal silahlar ve biyolojik silahlar...
“Kitle imha silahı”, kullanıldığında hedef gözetmeksizin etki alanındaki tüm canlıları öldüren silahlar için 1937 yılında yaratılmış bir kavram... İnsanoğlunun birbirini topluca katletme arzusu hayli eskilere dayanıyor. Örneğin Kartacalı Anibal, Milattan Önce 184 yılındaki bir deniz savaşında günümüzde Bergama’nın bulunduğu bölgede kurulu anti Yunan kenti Pergamon’un gemilerine son derece zehirli yılanlar fırlatarak tarihtekiilk biyolojik savaşı gerçekleştirmişti. Çağımızın biyolojik silahlarının gücünün “kontrol edilemez” noktada olduğunu ve kullanılmaları halinde bütün gezegendeki insan yaşamını ortadan kaldıracak boyuta geldiğini kabul edelim. Kimyasal silahlar ise, polisin göstericilere karşı kullandığı biber gazıyla başlıyor Saddam’ın Halepçekatliamında kullandığı korkunç boyutlara kadar varıyor... Nükleer silahı uzun uzun anlatmaya gerek yok, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılanların sonuçlarına şöyle bir bakmak bile yeterli...
Flame ile birlikte “kitle imha silahı” kavramı, bu “geleneksel tanımın” ötesine geçti, artık, bilgisayarlarda yayılabilecek bir virüs veya bir solucan bütün bu korkunç silahların yerini almış durumda!..
Kitlesel ölüme yol açabilir...
Adına “siber savaş” dediğimiz kavram, “düşman ülkenin bütün yaşam birikimlerini durdurmaya ve o ülkenin giderek hareket edemez hale gelmesine” dayanıyor. Bu yapısıyla, doğrudan “sivil kesimi” hedef alan nitelik sahibi...
Flame tarzı bir bilgisayar solucanı, eğer o yönde programlanmışsa, hedef ülkenin hava ve demiryolu ulaşımını durduruyor, kentlerin su sistemleri devre dışı kalıyor, ülkeyi ayakta tutan ekonomik kurumlar , özellikle bankacılık sistemi çöküyor, hatta istenirse hastaneler bile devre dışı bırakılabiliyor... Çünkü artık, günlük yaşantımızın tamamı bilgisayar destekli sistemler ile bağlantılı...
Düşünün... Sular akmıyor, hastaneler durmuş, hatta ulaşım devre dışı kalmış, rafineriler üretim yapamıyor, bankadaki paranız ise yok olmuş!.. Ne olur?.. Salgın hastalıklar, gıda dağıtım zincirinin kopması nedeniyle özellikle büyük kentlerde açlık tehditi, sosyal panik ve kaos... Devamında kitlesel ölümler...
Siber silahlanma yarışı!..
Sıkı durun...
“Siber silahlanma yarışı” da başlamış durumda. 1-Bu tür bir savaş stratejisi devletlere “ucuz maliyetli tahrip gücü” sağlıyor, 2- Flame olayında olduğu gibi saldırının tam olarak nereden kaynaklandığını anlayamadığınız için benzer mukabelede zorluklar var, yani yapanın yanına kar kalıyor.
Yeni kavramı da söyleyelim: Kitlesel Siber Yıkım Silahları!..
Eğer, insanlık, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması tarzı yeni bir küresel anlaşmanın yolunu açmaz ve “siber savaş”ın sınırlarını zorlamaya devam ederse, bu yazıyı, lütfen, gelecek için “ciddi bir alarm” olarak kabul edin...