Siyasi meşrebe göre ekonomide, iç politikada yorum yapılmasına alışmıştık ama dış politik da buna eklendi. Son 2 gündür televizyonlarda konuşan emekli diplomatları ve analistleri seyrediyorum. Kimi son derece samimi ve iyi niyetli ama öyle yayınlara rastladım ki amacın üzüm yemek değil bağcı dövmek olduğu çok belliydi. Elbette politikalar eleştirilebilir ama eleştiride de tutarlılık gerekir. Birgün”Eyvah eksen kaydı” diyenler bir süre sonra “Eyvah Amerikan politikaları” diyorlar. Aradaki fark dağlar kadar ve ideal politika adına olmayacak şeyleri söyleyenler için Türkiye’nin menfaatleri sanırım kişisel hesaplardan sonra geliyor...
Galaksi rehberi
TV8’in gezi programı Galaksi Rehberi’nin tekrar bölümlerinden birine rastladım Salı akşamüstü. San Francisco’da çekilmiş bir bölümdü. Metnin bilgi kısmı iyi ama görüntü ve şehri ele alış biçimi sorunluydu. Ekip 40 derecelik bir yokuşta anlamsız yere bir beş dakika harcamış, esprilerle karışık aynı yerden inen arabaları bize gösterip durdu. Sonra bir kafe dekoru sonra vitrinler vesaire... Böyle programlarda insan en azından gidilen yerdeki günlük yaşama dair birşeyler seyretmek istiyor. Yani biraz daha kuş bakışı bir ele alınışa ihtiyaç vardı. Onca masraf ve zamana yazık olmasın diye söyleyim dedim...
Başardılar sanki
Öyle Bir Geçer Zaman Ki zoru başardı, patinaj yapmakta olan bir diziye yeniden heyecan kazandırdı. Salı gecesi herkes Kenan Bey karakterinin başına gelenlerden keyif almıştı. Neredeyse 180 derece tersine dönmüş, belalar okunan Ali Kaptan’ın beyaz atlı prense döndüğü bir hikayede heyecanı canlı tutmak hakikaten büyük başarı...