Bu hafta vizyona giren beş tane sıradan film var. Gişeye dönük başarılı işler Filmekimi’nde toplanınca geriye çer çöp kalıyor. Bunların içinden korku filmi olan Uzun Kabus-Slender Man’i tartışalım dedik...
Sinema endüstrimiz sürekli yabancı filmler yüzünden salon bulamamaktan şikayet eder, tabii bir de Cem Yılmaz veya Şahan Gökbakar filmlerinin sinema salonlarını işgal ettiğinden ama asla bu darboğazları geçmek için bir çözüm üretmez. Yıllardır Film Ekimi yapılır. Gişe filmlerinin izleyiciye tek elden bir ön gösterimi gibi bir fonksiyonu var Film Ekimi’nin. Popüler filmler gösterildiği için bu dönemde vizyona giren filmler ya elde kalmış veya kimsenin ilgi göstermeyeceği yapımlar olur. Peki Türk bağımsız sinema yapımcıları, yönetmenleri niye bu çölleşmiş ortamı kendi lehlerine kullanmayı düşünmezler? Neyse biz bu haftaki filmimize dönelim. Uzun Kabus-Slender Man Warner Bros’un getirdiği bir film. Öyle zayıf bir şirketin elinde kalmış bir film değil. Bu beklentiyle seyrettim filmi. Filmin amaçladığı bir çok iyi şey var sinema adına. Ama yönetmenin yetersizliği yüzünden neredeyse bunların hiç birini beceremiyor. Candy Man, It ve bunun gibi paranormal bir yaratığın yarattığı korkunun peşindeyiz filmde. Filmin korkutucu karakteri Slender Man son dönemlerin modası olan internet menşeli bir öcü. Bu Slender Man’i çağırmak için internetteki bir siteye girip orada yayınlanan videoyu seyretmeniz lazım. Daha sonra Slender Man sizi buluveriyor. Tabi hedefte yine ergenler var. Ama bu sefer hepsi kız, Slender Man de kadına şiddetten tutuklanabilir yani. Kendisi upuzun boylu siyah bir takım elbise ve kravat takan, yüzü olmayan bir şahıs. Kafanızda otorite olarak canlandırabileceğiniz herşeyi Slender Man olarak düşünebilirsiniz. Özellikle ataerkil baskıcı otoriteler bu filmin hedefinde. Film insanın doğal korkularını işlemeye çalışıyor. Öncelikle dönemimizin internet korkusunu, yani ebeveynlerin çocuklarının internette kaybolacağı korkusunu, insanlığın varoluşundan beri gelen doğa korkusu, çevreye verdiğimiz zararın yine çevre tarafından insanlığı yok edeceği endişesini içinde barındırmaya çalışıyor film ama bu haliyle ilk filmini çeken Türk yönetmenlerin herşeyi kullanmak isteyip hiçbir şey kullanamama hatasına benzer bir duruma düşüyor. Eh tabii bunun faturasını da filmin yönetmeni Sylvain White’a çıkarıyoruz.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Slender Man
Yönetmen: Sylvain White
Senarist: David Birke
Oynayanlar: Joey King, Julia Goldani, Annalise Basso, Alex Fitzalan
Yapım: 2018, ABD, 93 Dak.
VİZYONDAKİLER
Mirasçılar
Chela ve Chiquita uzun yıllardır birlikte yaşar. Chiquita, hayatlarını yönetmekten sorumludur. Chela ise tüm zamanını resim yaparak geçirir. Maddi zorluklar yüzünden ailelerinden kalan eşyaları satarlar. Borçlar ödenemediğinde Chiquita hapse girer.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Las Herederas
Yönetmen: Marcelo Martinessi
Senarist: Marcelo Martinessi
Oynayanlar: Ana Brun, Margarita Irun, Ana Ivanova, Nilda Gonzalez
Yapım: 2018, Paraguay, Uruguay, 98 Dak.
El Royale’de Zor Zamanlar
Karanlık geçmişleri olan 7 yabancı farklı yerlerden yola çıkar. Hepsi Tahoe Gölü’ndeki yıkık bir otelde bir araya gelir. Hepsinin birbirinden sakladıkları, geçmişe gömmek istedikleri önemli sırları vardır.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Bad Times at the El Royale
Yönetmen: Drew Goddard
Senarist: Drew Goddard
Oynayanlar: Chris Hemsworth, Jeff Bridges, Cailee Spaeny, Cynthia Erivo
Yapım: 2018, ABD, 141 Dak.