7 Haziran seçimleriyle ilgili en önemli işaretlerden biri önceki gün ortaya çıktı ve siyasi partiler aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na teslim ettiler.
Büyük sürprizler var mı, hayır. AK Parti, üç dönem kuralı dışında da önemli sayıda milletvekilini liste dışı bıraktı. Ancak buna rağmen çok yenilenmiş bir liste görüntüsü vermiyor. Sanki Osman Can veya Markar Eseyan gibi isimlerin daha çok yer aldığı bir liste daha fazla heyecan taşıyabilirdi seçmene. Son yıllarda özellikle liberal çevrelerle yaşanan gerilim, bu yönüyle listeye olumsuz yansımış görünüyor. Gençler ve seçilecek yerlerde gösterilen kadın adaylar üzerinden yapılan tercihler listenin bir başka özelliği olarak dikkat çekiyor.
CHP listesini okumak ve anlamak kolay değil. Çünkü sanki çok sayıda el tarafından müdahale edilmiş karmaşık bir görüntüsü var. Geçmişe tutunmak, Alevi oylarını koruyabilmek, Kürtlere hem yakın hem uzak olmak, azınlıklar üzerinden mesaj vermek gibi iç içe geçmiş pekçok denge arayışı göze çarpıyor. Ömrü İstanbul sermayesinin şemsiyesi altında geçen Türk solunun, HDP konusunda işaret aldığını hissettirmesi, CHP’yi hayli telaşlandırmış görünüyor.
MHP listelerinde öncelikle öne çıkan iki isim Ekmeleddin İhsanoğlu ve Durmuş Yılmaz. Ancak bu iki ismin popüler olmalarının dışında MHP’de önemli bir karşılığı olacağını düşünmüyorum. Benim dikkatimi çeken en önemli isim Gaziantep’te birinci sıraya yerleşen Prof. Dr. Ümit Özdağ. Yeni dönemin gündemi dikkate alındığında MHP, bu alandaki en donanımlı isimlerden birisini öne çıkararak ‘tartışmada ben de varım’ mesajını veriyor.
Listesini en çok merak ettiğim parti HDP’ydi. Belki tuhaf gelecek ama, liste yapma konusunda eli en rahat olan parti de HDP’ydi ve bu avantajlarını en iyi şekilde kullanmış görünüyorlar. En fazla kadın aday gösteren parti olmanın yanı sıra, çok farklı kesimlere ulaşabilme konusunda hayli çalışılmış bir listeyle çıktılar kamuoyunun önüne. Alevilere yönelik önemli mesajlar verilmesi, HDP’nin baraj sorununu aşmak için en önemli hamlelerinden birisi. Öte yandan AK Parti’nin özellikle güneydoğu listesini yenilemek yerine gelenek çıpasına tutunması, HDP için ciddi bir avantaj olabilir.
Daha önemlisi şu. HDP’nin tüm illerde adayları var ve bu seçimde gerçekten ne kadar bir potansiyele sahip olduğunu daha net biçimde görme şansımız olacak. Ayrılıkçı diye adlandırdığımız Kürt siyasi hareketi, barajı geçip parlamentoya girdiği takdirde, listelerde dikkat çeken değişim hamlesini sürdürebilirse, Türkiye için büyük bir kazanım oluşturabilir. Kaç yazıdır dikkat çekiyorum. Umarım 1991’deki DEP tecrübesini bir daha yaşamayız. Çünkü kaybedecek bir 25 yılımız daha yok.
Değişim ve yeniliğin, slogan düzeyinde bile olsa daima ilgi bulduğu bir ülkede yaşıyoruz. Listeler üzerinden bakıldığında bu yönde mesajları en güçlü parti HDP. 7 Haziran seçimlerinde bu durum sandığa nasıl yansıyacak, seçmeni kim hangi tezlerle ikna edecek soruları da üç aşağı beş yukarı cevabını buluyor. Yanı başımızda olup biten herşeyin, küresel ölçekte karşılığının olduğu bir dönemde, Türkiye’nin daha net, açık ve geleceğe dair tezlere ihtiyacı var. Ne diyelim. Şair şöyle ifade etmiş bu hali: ‘Gelsin bahar şevkini seyr eyle bülbülün’.
Bakalım bizi nasıl bir bahar bekliyor.