6'lı Masa'nın maceraları hız kesmeden devam ediyor. Kan, ter, hırs, intikam ve gözyaşı...
Haftanın her günü, pembenin her tonundan renk veren, her bölümde farklı bir dizi kahramanının öne çıktığı, herkesin yara aldığı ama kimsenin ölmediği, bir pembe diziden beklenen ne varsa hepsinin bir arada yaşandığı bir platform oldu çıktı 6'lı Masa.
Vaktiyle, entrikalar şampiyonu Dallas dizisinin yayınlandığı akşamlar sokaklar nasıl boşalıyor ve eleştiren eleştirmeyen herkes televizyon karşısına oturuyor idiyse şimdilerde de 6'lı Masa'da yaşananlara karşı, karşı konulmaz bir merak duygusuyla hepimiz takipteyiz.
Tartışma programları bunlarla dolu.
Gündüz gelin-kaynana programları, akşam Akşener-İmamoğlu-Kılıçdaroğlu maceraları.
Yapacak daha iyi bir işiniz yoksa, biraz eğlenelim de vakit geçsin diyorsanız hırs kaos ihtiras orada.
**
Nitekim son birkaç günde yaşananlar bile, en çok izlenen dizilerin birkaç sezonuna bedeldi.
Bir TV klişesi olarak soralım o halde.
Orada neler oluyor?
Neler olmuyor ki!
Sahne adı "Bay Kemal" olan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu günlerdir Masa'da ciddiye alınmayışının ve uğradığı ihanetin enkazını kaldırmakla meşgul.
Sessizce vaziyet ediyor duruma.
Başarılı olduğu da söylenebilir. En azından, şimdilik zevahiri kurtardı.
Malum, Kılıçdaroğlu Almanya'da iken -masadan ortağı olan ama Bay Kemal'i beğenmeyen ve elini CHP içinden çekmeyen İP lideri, Ankara'dan kalkıp gelmiş ve CHP'li Belediye Başkanı'nın boynuna atlayarak yanak yanağa poz vermişti.
CHP yönetimini bir kez daha kızdırdı bu teklifsizlik.
İP liderinin CHP'li belediye başkanlarına alakası zaten rahatsızlık veriyordu.
Üstüne bir de Kılıçdaroğlu'na karşı aday çıkardı.
Gerçi ona göre her şey normaldi.
İmamoğlu sevgisinin sebebi yüzünde gördüğü rabbi yesir'den ibaret değil YSK üyelerine hakaret davasından dolayı aldığı hapis cezasıydı çünkü. Gerçi yargı süreci tamamlanmamıştı ama olsundu.
**
Bay Kemal bunun altında kalamazdı. Hadsizlere haddini bildirmeliydi.
Sakin kaldı Bay Gandi.
İmamoğlu'nun aklını çelen ve karşısına cumhurbaşkanı adayı diye çıkartan Akşener'e önce alt perdeden "sakın içişlerime karışma" dedi.
Sonra Ekrem İmamoğlu'nu Ankara'ya çağırıp hırslı oğlunu itaate zorladı: "Bak biz seninle baba-oğul gibiyiz".
Lakin, oğul yola çıkmadan evvel kendini güvenceye almıştı bile.
Erken kalkıp bir röportaj vermiş ve Meral Ablasının vurgusuyla "ortak aday kazanacak biri olmalı", "skoru değiştirme gücüne sahip bir oyuncuyum", "maça girmeyi bekliyorum" mesajıyla baş kaldırısını sürdürmekteydi.
Ama Bay Kemal yılmadı. Bunu onun yanına koymadı.
"Ekrem Başkan CHP'nin bir evladı olduğu kadar benim de evladımdır" diyerek hem "İyi Parti'nin ve Akşener'in evladı değildir" demiş oldu hem de yarın bir gün İmamoğlu Akşener'e uyup yuvadan uçarsa diye şimdiden "hayırsız evlat olmayı göze alabiliyorsan git gidebilirsen" baskısı kurdu.
Ekrem İmamoğlu belki de hayatının en sıkıntılı anlarını CHP Grup Salonunda yaşıyordu. Kameralara yansıyan görüntülere bakılırsa hayır, "her şey çok da güzel olmuyordu".
Ya ne oluyordu?
...Yüzü allak bullak... Rengi uçmuş gitmiş... Belli ki ağzında kekremsi bir tat var... Dişlerini sıkarken gülümsüyor gibi yapmanın verdiği kasılma sıfatına yansımış...
Kürsüde Bay Kemal var.
Yazılı konuşma metnini yanlış vurgularla okuyor, CHP'liler canhıraş alkışlıyor...
Ama o da ne!
Ekrem Başkan çok isteksiz, pek gönülsüz...
Bir elinin avucuyla diğer avucuna baskı uygulamak suretiyle... evet, alkışlıyor denebilir. Acı dolu gülümseme donmuş kalmış yüzünde.
**
Her hafta "mağdur vatandaş" diye İyi Parti teşkilatlarında görevli birini kürsüye çıkarıp oynatan Meral Abla dün ne hikmetse kardeş İmamoğlu'nu çıkartmadı kürsüye!
"Kimse merak etmesin. "Önce şahsım, önce partim" diyenlere inat "önce millet" diyeceğiz" deyip çıktı işin içinden.
Üste çıktı resmen!
Kılıçdaroğlu'nu alaya aldığı belli olmasın diye bir de "Benim operasyon çektiğimi söylüyorlar. Bazı ahmaklar da buna inandı" deyiverdi İyi Parti lideri!
Herkesi ahmak, kendini tilki sananların masasında birbirine dolanmış en az 6 kuyruk var.
Kan, ter, gözyaşı... İntikam da intikam...
Coming soon.