AK Parti Kongresi’ni hepimiz bir biçimde izledik, yorumladık, başka yorumları okuduk, dinledik.
Malum, Kongre esnasında basına, katılımcılara dağıtılan bir tür AK Parti manifestosu da var elimizde, 63 maddeden oluşuyor ve bu maddelerin hepsi çok önemli, çok anlamlı konular, AK Parti topluma bu manifestoyla önemli bir dönüşüm de vaad ediyor.
Ancak, bendenizin anlamakta biraz zorlandığı konu Kongre’de bu konuların neden temel gündem konusu olmadığı, Sayın Erdoğan’ın daha hamasi, daha duygusal bir tonlamayı neden bu maddelerin önüne çıkarmaya tercih ettiği.
Oysa, söz konusu 63 madde içinde gerçekten önemli, heyecanlandırıcı vaadler mevcut ama aynı zamanda aşağıda değinmeye çalışacağım çok büyük eksiklikler de var.
Bendeniz Türkiye’nin her aşamada, her platformda proje bazlı vaadlere hamasi, duygusal söylemlerden çok ama çok daha fazla ihtiyacı olduğunu düşünenlerdenim.
Bu anlamda AK Parti’nin Kongre’de mikrofonlardan çok dile getirmediği, bir vaadler manzumesi olarak dağıttığı 63 maddeyi çok daha fazla önemsiyorum.
Ancak, unutmayalım, nasıl gündeme gelmiş olurlarsa olsun, bu 63 madde AK Parti’yi bağlayıcı niteliktedir, hem yeni anayasa sürecinde, hem yeni yasama yılında gerçek bir yeni Türkiye fikrinin peşinde olanlar bu vaadleri AK Parti’ye hatırlatacaklar, anayasallaşması, yasalaşması için kamuoyu, ister desteğini, ister baskısını deyin, eksik etmeyeceklerdir.
Gelelim vaadler konusuna kuşbakışı bir yaklaşıma, beğendiklerime, eksik bulduklarıma.
Siyasal Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu’nda yapılması öngörülen değişiklikler, yepyeni yasaların yapılma ihtimali son derece olumlu vaadler; ancak, bu değişikliklerin, muhtemelen yapılacak yeni yasaların içeriğinin daha da detaylandırılması gerekiyor, bu detay eksikliği önemli bir eksiklik, en kısa sürede bu eksikliğin, şayet gerçek bir reformcu sürece YENİDEN girilecek ise, giderilmesi şart.
Anadilde savunma yapılmasının önünün açılacağı, kamu hizmetlerine yine anadilde ulaşabilme vaadleri kürt meselesinin normalleşmesinde çok önemli adım- lar olacaktır, buna kuşku yok.
63 madde arasında bana en sorunlu gelen alan sivil-asker ilişkilerine ilişkin alandır.
Darbelerin dayanağı olan mevzuatın kaldırılması, isimleri darbelerle beraber anılan şahısların isimlerinin kamu alanından temizlenmesi, askeri okullardaki müfredatın NİHAYET gündeme gelmesi çok önemli ve olumlu konulardır.
Ancak, sivil-asker ilişkilerine yönelik vaadler arasında mevcut Anayasa’nın 117 ve 118. maddelerine ilişkin bir yaklaşımı maalesef 63 madde arasında göremiyoruz.
Daha başka bir ifadeyle, söz konusu vaadler arasında Genelkurmay Başkanı’nın her normal ve demokratik ülkede olması gerektiği gibi Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması (117), Milli Güvenlik Kurulu’nun anayasal bir kurum olmaktan çıkarılması, içinde askeri bürokratların yer aldığı bir kurumun kararlarının, görüşlerinin TBMM’nin içinden çıkmış ve güvenoyu almış bir hükümete BİLDİRİLMESİNİN (118) engellenmesi yer almamaktadırlar ve itiraf edelim, bu durum çok büyük bir eksikliktir.
“Güvenlik için özgürlükten vazgeçilemez” ifadesi alkışlanacak bir ifadedir.
Kayıtdışı istihdam ve kadın istihdamı için sayısal hedefler konmuş olması da çok önemli ve olumludur.
YÖK’ün bir koordinasyon kurumuna dönüştürülme fikri de çok önemlidir.
AB hedefinden şaşılmayacağına yönelik vaad önümüzdeki dönemde umarım daha da önemli hale gelecektir, takipçisi olmak isteyeceğiz.
Vaadlerin tümü önemli, anlamlı ama Anayasa 117 ve 118. maddeler örneğinde olduğu gibi çok büyük eksikler de yok değil.
AK Parti’ye yönelik muhtemel başka bir eleştiri de çok büyük ve güçlü siyasal ve sayısal desteğe rağmen bu konuların on senedir neden hala çözülemediği olabilir.
Geçmişe bir sünger çeksek bile bugünden sonra bu vaadlerin takipçisi olmak gerekiyor.
Bendeniz bu maddeleri bir “word document” a koydum, bilgisayarımda saklıyorum, arada sırada hatırlatmak için.