Rumeli tarihi, bizim son dönem tarihimizin en çok incelenmesi gereken kısmı. Tarihiyle, sosyolojisiyle, göçleriyle bilmemiz gereken çok şey var Rumeli hakkında... Türkiye’de siyaset yapmak için Rumeli’yi her yönüyle bilmek gerektiği de açık.
Kosova, hem bizim hem Sırpların tarihinde ve hafızasında silinmez izlere sahip. Geçtiğimiz haftanın bir kısmını Kosova’da geçirdim. İtiraf ediyorum, Mehmet Âkif Ersoy’un İstanbul doğumlu bir Arnavut olduğunu biliyordum, fakat babasının Kosova Arnavut’u olduğunu bu seyahatte öğrendim. Kosova’nın İpek bölgesindenmiş.
Bugün Ak Parti’ye kurulmak istenen tuzaklar Sultan Abdülhamid’e de kuruldu. Pek çok tuzağı bozdu Ulu Hakan. Kendisini tahttan indiren tuzağın da farkındaydı, fakat Müslüman kanı dökülmesin diyerek karşı koymadı Harekât Ordusuna. Çok geçmeden tahttan indirildi. Bir kaç yıl sonra çıkan Rumeli harbinde de bütün bölge elimizden çıktı. Sultan Abdülhamid’in merhameti hem kendisini hem Osmanlı mülkünü perişan etti. Eğer Tayyip Erdoğan cemaat kalkışmasında dirayetli davranmasaydı, kendisinin ve Türkiye’nin aynı akıbete uğraması kaçınılmazdı.
Ziyaretimizin maksadı Kosova’nın AB üyeliği ile ilgili görüşmelerde bulunmaktı. Oralara kadar gidip Sultan Murad’a Fatiha okumadan dönmek olur mu? Türbedar Saniye Teyze, 160 yıllık bir geleneği sürdürüyor. TİKA da gelmiş oraya ve Sultan Murad’a hürmetini türbeyi ve müştemilatını elden geçirerek göstermiş. Kosova Savaşı Rumeli’deki varlığımızı pekiştirme yolunda atılan büyük bir adım. Sultan Murad’ın Kosova meydan muharebesi öncesindeki uzun duasının hepsini buraya alamam ama şu kadarından bu yazıyı okuyanları mahrum edemem. Şöyle dua etmiş Hüdavendigar: “İlahi! Beni kendi yanına alıp müminlerin ruhuna benim ruhumu feda kıl. Beni önce gazi kıldın, sonunda da şehadeti göster!” Biliyorsunuz, Allah bu duayı kabul ediyor ve Sultan Murad muharebe meydanında şehit oluyor. Kosova, Sırplar için 625 yıldır süren ağır bir travma. Bu travma Sırplara hata yaptırmaya devam ediyor. Hem Sırpların hem Kosovalıların tarih boyunca sürdürdükleri kavganın sonunu AB üyeliği getirir mi acaba?
Hoş bir tesadüf, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler de Kosova Türk toplumuyla 23 Nisan şenliklerinde beraber olmak için Kosova’daydı. TİKA Kosova Koordinatörü Eyüp Yavuz Ümütlü, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’e, Kosova’daki TİKA faaliyetleriyle ilgili bir sunum yaptı. Öylesine geniş bir faaliyet alanı var ki TİKA’nın Kosova’da, çok önemli bazı işler vakit darlığından sıra bulamadı.
Yunus Emre Enstitüsü, Sultan Murad döneminin ruhunu yakalayacak faaliyetler içine girmiş Priştina’da. Tezhib, ebru, Osmanlıca ve musiki kursları onların faaliyetlerinden sadece bir kısmı. Priştina Yunus Emre Türk Kültür Merkezi Müdürü Bülent Üçpunar, Türkçe kurslarının gördüğü ilgiden memnun.
Bize nefis bir program hazırladı Priştina Büyükelçimiz Songül Ozan. Kamu Yönetimi Bakanı ve Kosova Demokratik Türk Partisi Genel Başkanı Mahir Yağcılar ve arkadaşlarıyla buluşturdu bizi. Taş Köprü’ye yakın bir yerde ikram edilen nefis köfteleri, aklım Taş Köprü’nün tarihteki rolüne kaymış bir vaziyette yerken bir taraftan da yine TİKA’nın elden geçirdiği Sinan Paşa Camiinin siluetini izliyordum. “Prizren’deki bu Taş Köprü, sadece insan ve eşya geçişine değil, bir tarih ruhunun karşılıklı taşınmasına da hazır” diye geçti zihnimden.
Prizren’in betonarme binalarla bozulmaya yüz tutmuş şehir dokusuna hala hayat veren Halvetî Tekkesi, Murad Hüdavendigar’ın Rumeli’ye taşıdığı ruhun temsilcisi gibi geldi bana. Tekkenin genç şeyhi dokuzuncu nesli temsil ediyor. Kayınpederinin şeyhe saygısı tekke terbiyesinin her yönüyle hayatta olduğunun işaretiydi. Bu konuyu ilginç bulanlar için ilginç bir yazıdan söz edeyim. Yeni Şafak Gazetesinde Akif Emre, “Ruhunu arayan Balkan tekkeleri” adıyla 12 Nisan’da güzel bir yazıya imza attı.
Başbakan Yardımcımız Emrullah İşler’le birlikte ziyaret ettiğimiz Meclis Başkanı Yakup Krasniç ve Başbakan Haşim Taçi, sıcak tavırlarıyla sıradan misafirler olmadığımızı hissettirdiler bize. Haşim Taçi, protokol kurallarını da bir tarafa bırakarak, önce seçim sonuçları için tebriklerini dile getirdi. Sonra da şöyle dedi: “Yakında bizde de seçim var. Sizi başarıya götüren iksiri bize de fısıldar mısınız? Yalnız unutmayın, bizim bir Tayyip Erdoğan’ımız yok!..”
Türkiye’ye dair söz söylemeye niyetlenenler önce Rumeli’yi her yönüyle öğrenmek zorunda. Unutmayalım, Fatih Sultan Mehmet de Rumeli’yi ve Kosova’yı çok önemsemiş. Priştina’daki Fatih Camii onun eseri.