Eski Türkiye medyası, medya fonksiyonunun yani gazetecilik mesleğinin gereklerini yapmaktan uzak bir geleneğin merkezidir. Birçoğu, bugün itibariyle mesleğin temel prensiplerine, ilkelerine ve kurallarına açıkça düşmanlık yapmaktadır. Geleneği de ısrarla sürdürmektedirler.
On yıllarca medyada tek güç olarak rol aldılar ve ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu demokrasi ve hukukun gelişmesine destek vermediler. Bırakın demokrasinin gelişmesine katkı vermeyi, aksine bu yolda çaba gösterenlere de mani olmak için kalem oynattılar. Demokrasisiz ve hukuksuz bir devletin varlığından istifade ettiler.
Demokrasiye ve hukuka karşı ne kadar kurum ve gelenek varsa eski Türkiye medyasının himayesinde yaşadı.
Askeri vesayetin kaldırılması,
darbelerin-muhtıraların tarihe karışması,
dindarların hayata katılması,
faili meçhullerin sonlanması,
Kürtler üzerindeki baskıların azalması, azınlıkların haklarının iadesi,
Kemalist doktrinin tarih olması...
Türkiye değişti... Yeni bir siyaset, yeni bir sosyoloji, yeni ahlaklı ve demokrat medya gazetecilik mesleğinin onurunu kurtardı. Darbeleri, vesayeti bitirdi. Faili meçhulleri deşifre etti. Kürtlerin, Alevilerin kimlik ve etnik mücadelesini verdi. Azınlıkların en temel haklarına sahip çıktı. Kemalist prangayı kırdı. Dindar, Anadolulu çoğunluğun siyasete, ekonomiye ve hayata katılımına öncülük etti.
Yeni Türkiye medyası, mesleki ve entelektüel gücüyle eski Türkiye’yi devirdi.
Mesleğe ihanet eden, ayrımcı, ötekileştirici, inkarcı, faşizan, şoven medya ise kaybetti. İtibarını bitirdi, toplumla bağını kopardı. 10 yıldır hiçbir siyasi tahmini tutmayan, hiçbir öngörüsü gerçekleşmeyen ve hiçbir analizi karşılık bulmayan gerçekte marjinalleşmiş ama kendini hala merkezde zanneden bir medyadan söz ediyoruz.
Üstünkörü bir araştırma eski Türkiye medyasının marjinal fanatik karakterini anlamaya yeter. Yeter de artar bile.
Kuruluşları henüz iki-üç yılı doldurmayan Sözcü, Yurt. Sol, Taraf, (yeni) Aydınlık gazetelerinin yazarlarıyla 50-60 yıllık Hürriyet, Cumhuriyet, Milliyet’in yazarları arasındaki fikir, analiz, ideoloji ve öngörü farkı görebiliyor musunuz? Hepsi birbirinin kopyası gibi aynı şeyleri söylüyor, aynı pozisyonda sabit bekliyor. Kimi 90 yıllık, kimi henüz 2 yıllık ama ürettikleri fikir ve analiz arasında bir fark bulunmuyor. Aynı gelenekten beslenen hepsi eski medya...
Bir medyanın eskimişlik hali budur. Kendini tekrarlayan, tekrarlarken de hep yine kendi eski halini üreten bir fikir kampı. Son 10 yılda kurulan 9-10 yeni gazetenin artık ahlakı ve üslubu da bir kenara bırakarak sadece hakaret ve küfür neşretmesi boşuna değildir. Tek farklılık budur zira...
Ama biliyoruz ki küfürbaz olanla öyle değilmiş gibi görünen arasında zihniyet farkı yoktur. Fark olsaydı, amiral gemisine“müstahak” hezeyanlar çıkmazdı. Kazınınca altından aynı lisanın çıkmayacağı kalem üçü-beşi geçerse bile 10’u geçmez, bilelim.
Netice...
Değişime itiraz devam ettikçe, “herkes için” demokrasi fikrine direnç sürdükçe gerilim ve hakaret devam edecek, seviye biraz daha düşecek. Dolayısıyla, bu ülke için iyi bir gelecek isteyenlerin sinirlerine hakim olması gerekiyor.