Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya ziyareti dönüşündeki sözleri üzerinden tartışma açmak isteyenler boşa kürek çektiler. "Bakalım Bahçeli ne diyecek?" diye de beklenti oluşturdular.
Erdoğan, "Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil." demişti.
MHP lideri Bahçeli, partisinin Salı günkü TBMM Grup Toplantısında denge, nezaket, kararlılık temelinde ve oldukça duygusal açıklamalarda bulundu.
İlk hatırlatması şu oldu: "Yüzde 50+1 nisabı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ana omurgası, can evi, demokratik güvenliğidir..."
Devamında daha önce söylediklerini hatırlattı.
"2 Temmuz 2019 tarihli Meclis Grup Toplantımızda: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşama azminin, payidarlık iradesinin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün aynen tecellisi ve tescilidir. İlaveten siyasi istikrarın teminatıdır. Yeni sistemle beraber barajın yüzde 50+1'e çıkması, muhkem bir sayısal çoğunluktan daha çok müstesna bir uzlaşmayı, muazzam bir kucaklaşmayı sağlamıştır.
Yine 16 Kasım 2021 tarihinde yaptığımız Meclis Grup Toplantımızda: Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50 +1'dir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, dün ne demişsek bugün aynı çizgide, aynı düşüncede, aynı görüşteyiz."
Nokta...
MHP açısından, yüzde 50+1'in tartışmaya açılması söz konusu değildir.
Bu kararlılıktan sonra Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadelerine anlamlı, gerçekçi bir alan açıyor:
"Yeni sistemin gerekli, yeterli siyasi, stratejik ve fikri demlenme süreci devam etmekte olup kurum ve kurallarıyla olgunlaşması, ilke ve esaslarıyla oturması Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın güvencesi olacaktır.
Elbette Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin aksayan, tekleyen ve arıza sinyali veren yönleri varsa mutabakatla ele alınıp düzeltilmelidir.
Cumhur İttifakı olarak konuşup tartışarak orta yolun, makul çözümün, yeni sistemin doğasını zedelemeyecek tamirat ve onarımın karşılıklı anlayış ve uzlaşmayla yapılacağının inancına ve iradesine de sahibiz."
Evet, Cumhur İttifakı açısından yüzde 50+1 tartışması yanlış olur.
Nitekim Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici de,
"Yüzde 50+1, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yani Başkanlık Sistemi'nin temel taşıdır. Bu taş yerinden oynarsa yeni Başkanlık Sistemi çöker. Binaenaleyh bu husus tartışmaya kapalı olmalıdır." açıklamasını yaptı.
Bahçeli'nin gayet samimi ve duygusal ifadelerini de tarihe not düşme adına buraya alalım:
"Bilmeyen varsa tekrar hatırlatayım; Sayın Cumhurbaşkanımızla diyalogumuz hasbidir, harbidir, haysiyetlidir, hakseverlik üzerinedir, saygı ve sevgi temellidir, hiç kimse de aramıza giremeyecektir."
"Sayın Cumhurbaşkanımızın bahse konu açıklamasını çarpıtıp, Cumhur İttifakı etrafında tezvirat ve tefrika imal eden fırsat düşkünü meczuplara da prim vermeyiz, itibar etmeyiz, bunları adam yerine bile koymayız."
Devlet Bahçeli'nin, milletimizin yüreğine su serpen ifadelerinden sonra konunun noktalandığını da belirtmeliyiz.
Dün günün ilk saatlerinde (gece 00.53'te) Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
"Cumhur İttifakı; ortak gelecek perspektifine sahiptir, ülke esaslıdır, millidir ve kurucu bir ittifaktır.
"Cumhur İttifakı aynı zamanda Başkanlık Sistemi'nin ve demokratik meşruiyet esaslı seçim sisteminin temel normunun belirleyici güvencelerinden biridir ve Türkiye'de çoğulcu demokrasinin temel koruyucu gücüdür. Cumhurbaşkanı Erdoğan da ülke lideridir."
Fitne kazanına odun taşıyanların çabaları boşa gitti.