Mustafa Denizli’nin defansif bir ilk 11 sahaya sürmesi çok enteresandı. Üstelik bu 11 daha önce hiç bir arada oynamamıştı. Buna bir de 5 tane stoper ağırlıklı oyuncunun oynatılması güne damga vuran asıl konuydu. Belli ki Mustafa hoca önce gol yemeyip, oyunu tutup, bir gol atmanın hesabını yapmış.
Koray, Denayer, Hakan, Chedjou, Donk... Mustafa hoca bir Semih’e yer bulamamış ve unutmuş!
12. dakikada Selçuk’un Lazio defansının arkasına koşu yapan Donk’u görmesi onun da Sabri’ye “al da at” pası vermesi, Sabri’nin de perdeyi açması, maçın Galatasaray adına en güzel hareketiydi.... Golden sonra Lazio oyunu dengeleyip baskısını artırdı. Lucas Biglia’nın sert ortasında kafa vuruşunu yapan Milinkoviç topu filelelerle buluştururken, bu kadar çok stoperin olduğu bir takıma duran toptan gol yemek hiç yakışmadı. Bu nasıl eşleşme, bu nasıl adam paylaşımı? Allah’tan yine kalede Muslera vardı. Yine duran toptan yine bomboş bırakılan Lazio’lu oyuncu ve golü önleyen isim Muslera’ydı. Lazio özellikle 20. dakikadan sonra oyunun bütün hakimiyetini eline geçirdi. İtalyan ekip, duran toplarda ve yan toplarda çok etkili oldu.
Galatasaray golden sonra etkili atak yapamadı. Defansta Carole çok etkisizdi. Chedjou-Donk ikilisi kesicilikte iyi ama top servisinde istenilen pasları atıp oyunu üçüncü bölgeye taşıyamadılar. Selçuk topla buluşamayınca varlığı ile yokluğu birdi. Sneijder oyunda bir kez şut atarken göründü, başka da yoktu. Podolski ileride yalnız kaldı. İkinci yarıda Lazio çok iyi takım savunması yaptı.
Rövanşta bu skorla Galatasaray’ın işi hiç de kolay olmayacak. Bu akşamın kazanılanı sadece stoperdeki usta Koray’dı...
Konko’nun Podolski’yi itmesi bence yüzde yüz penaltıydı. İngiliz hakem Michael Oliver sonuca etkisi olacak penaltıyı es geçti.