Beşiktaş şampiyonluk yarışı için sahip olduğu krediyi geçen hafta yitirmişti FB karşısında. Böyle bir maçta puan kaybı, gelecek için de yıkıcı olurdu! Kontrollü girdi oyuna.
Eskişehir kendine güvenemediğinden o sevimsiz ‘kapanma’ futboluyla başladı! İlk 20.dakikada topla oynama 76’ya 24’tü!
Futbola seyredilirlik kazandırmak için Beşiktaş’ın gol atması gerekiyordu. Eskişehir golü bulsa bu kez tam kapanacaktı. Beşiktaş büyük bir sabırla aynı pas oyununu sürdürdü. Hızlanamadı. Bunu denediğinde çok top kaybı yaptı. 9’da Gomez iyi vursa, 15’te Olcay üst direğe çarptırmasa gol doğacak, Eskişehir daha erken çözülecekti... Bunun için 29.dakikaya değin beklenildi. Gomez’in ilk golünde maçın en öne çıkan ismi Quaresma’nın pası da nefisti.
Gol yedikten sonra, alan daraltarak bekleyip az adamlı kontralara çıkmak yetmeyecekti artık. İlk golden sonra takımca hücumu da ele aldılar. Skorda öne geçmek ve rakibin açık oyuna yönelmesi Beşiktaş’a gerginliğini atma fırsatı verdi ve hem oyun iştahı hem oynayacak alan kazandırdı.
Beşiktaş alan bulsa da hücumlarına kalite katamadı. Bunu başarsa idi farkı epeyce açar, beş daha atabilirdi. Ama! Bu dönemde bir gol yedi!
Beşiktaş’ta bir yarış tedirginliği var. Ve de fiziksel düşüş gözleniyor. Hızını gösteremiyor bu nedenle. Yanı sıra bireysel gerilemeler de göze çarpmakta. Söz gelimi Olcay. Onun futbol karakterinde topla çabuk oynamak var. Ancak bunu olumlu kullanamıyor şu sıralar. Çok kayıp yapıyor. Gollerine rağmen Gomez’in durgunluğu da dikkat çekici. Panzer sanki güçsüz, bitkin! Vuruşlarındaki beceri-isabet oranı düştü. Beşiktaş ligi kazanmak için önce geçmişteki çabukluğunu, oyun hızını ve özgüvenini mutlaka kazanmalı. Hem de hemen!
Önünde başka Eskişehir yok!