Futbolun uzaylısı Messi kupa sonrası açıklamalarında “Ağzımda acı bir tat var. Mutsuzum” demiş. Aynı tat sanki bizim de ağzımızda var. Maçları seyrederken çok mu mutluyduk. Tabii ki değildik. Türkiyemiz yoktu. İçimizdeki coşku eksikti.
Türkiye’nin 40 yıl aradan sonra Dünya Kupası’nda görev yapan ilk hakemi olan Cüneyt Çakır, düdük çaldığı üç maçta bizleri gururlandırdı. İzlerken içimizi bambaşka duygular sardı. Dünya Kupası finalinde forma giyen ilk Türk olan Mesut’la keyiflendik, onun İnstagram hesabından paylaştığı Türk ve Alman bayraklarının iç içe geçtiği fotoğrafı beğendik. Türkiye olmayınca dünya kupası çoğumuz için de keçi boynuzu tadında geçti.
Löw başarıyı; “Bu zafer Almanya’daki mükemmel eğitim ve antrenmanın ürünü” diye özetledi. Saha içinde takım ruhu, alt yapıdan itibaren beyinlere işlenen sistem ve kadro istikrarını da ekleyebiliriz. Yani başarı tesadüf değil. 2000’de Beckenbauer önderliğinde başlayan federasyonun ortaya koyduğu bir proje ile bu günlere gelindi. Bizim her turnuva sonrası konuştuğumuz ama bir türlü yapamadığımız devrimi ya da değişimi, gelişimi onlar 14 yıl önce yaptı. Ülkemiz son on yılda her alanda muazzam gelişmeler gösterdi bir tek futbolumuz kısır çekişmeler yüzünden çağın gerisinde kaldı. Teknik adamlarımızdan umutluyum ama yöneticilerimiz kafalarını değiştirmediği, gençlerin önünü açmadığı sürece biz yine büyük turnuvaları tv’den seyrederiz. Almanya’ya kupayı kazandıran Löw Fenerbahçe’den acemi, İspanya ile kupa kaldıran Del Bosque Beşiktaş’tan Yeniköy kasabı lakabıyla gönderildi. Kendi değerlerimize sahip çıkmadığımız gibi yabancılar konusunda da çok kötü kararlar verdik.
Almanya ile aramızda gelir ve seyirci sayısı bakımından çok farklar var. Kulüplerimizin, gelirlerini artırmak için çabaları yetersiz. Maç başı seyirci sayısında onlardan çok geriyiz. Buna rağmen ezeli rekabeti hala düşmanlıkla besliyoruz. Sadece kadın ve çocukların girebildiği maçlardaki coşku ve doluluk bile yöneticilerin gözlerini açmıyor. Onlar için varsa yoksa kin nefret ve düşmanlık! Futbolun gerekleri hak getire... Almanya, tarihinin 4. şampiyonluğunu elde etti. Bir anlamda 4. yıldızı taktı. Bizde de bu sezon göğüse 4. yıldız takma yarışı var. Ya kısmet!
Son şampiyon Fenerbahçe kadrosunu yeterli görüyor. Yeni yıldızları Diego Ribas; lider özellikleri bulunan, çalışmayı seven, sorumluluk alabilen bir yıldız. Caner’i de yıldız transfer sınıfına sokabiliriz. Fenerbahçe’nin hocası takımını ezbere biliyor, kadrosu oturmuş, tecrübeli ve genç isimlerle harmanlanmış. G.Saray tasarruf aşkına Prandelli ile yenilendi, bütçesi delik deşik, kadrosu gönderilecek oyuncuların keyfine kalmış! Allah yardımcıları olsun.