Her yıl İran’da düzenlenmekte olan ülkenin en büyük uluslararası festivali olan Fecr Film Festivali, bu yıl ilk defa ikiye bölünerek, uluslararası kısmı 25 Nisan-2 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşti. Normalde her yıl 1-11 Şubat tarihlerinde olan festivalde bu tarihler sadece ulusal sinema kısmına hasredildi. Festivalin bu şekilde ikiye bölünmesi belki festival
organizasyonunu rahatlatmış olabilir ancak örneğin, birarada olunduğunda İranlı sinemacıların daha fazla katılım sağladığı bir gerçekti. Ayrıca film market düzenlemesinde de bir değişiklik yapılmış; daha önce uluslararası biçimde yurtdışı katılımcıları da stand açabiliyorken, bu kez sadece İran sinemasının son yıllarda yaptığı çalışmaların tanıtımına ve pazarlamasına ağırlık verilmiş. Dolayısıyla yapısal değişikliklerle yoluna devam eden festival, yine de İslam dünyasının en güçlü film festivali olma niteliğini koruyor.
Daha önce Farabi Sinema Vakfı tarafından düzenlenen ama bu yıl daha önce Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO)’nın Kültür Enstitüsü başkanı olan ve benim de tanıdığım Hüccetullah Eyyubi’nin başkanlığında yapılan ve toplamda 200 civarında filmin ve yabancı konuğun katıldığı festivalin yarışma bölümleri, Dünya Sineması (Selamet Sineması), Doğu Panoraması (İslam ve Asya ülkeleri), Sanat ve Tecrübe Sineması ve Özel Ödüller (Mustafa Akad, Milletlerin Birliği, En İyi Genç Yetenek) şeklindeydi. Semih Kaplanoğlu’nun jüri üyesi olarak bulunduğu dünya sinemasında Kristal Simurg ödülünü En Film’de, Richie Mehta’nın Kanada-Hindistan ortak yapımı Siddharth, En İyi Yönetmen’de Türkiye’den Kar Korsanları ile Faruk Hacıhafızoğlu, En İyi Senaryo’da Çin İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nden ekip olarak Nurcuma ve Jüri Özel ödülünü İran’dan Amir Hüseyin Asgari’nin Sınırsız adlı çalışmaları kazandı. Doğu Panoraması’nda En İyi Film Kristal Simurg ödülünü İç Moğolistan’dan Bayaneruul’un Nurcuma, En iyi Yönetmen Azerbaycan’dan Nabat ile Elçin Musaoğlu, En İyi Senaryo İran’dan Safi Yezdanyan’ın Senin Dünyanda Saat Kaç?, Jüri Özel ödülünü Liew Seng Tat’ın Malezya-Avrupa ortakyapımı Dünyayı Kurtaran Adam’ı kazandı. Sanat ve Tecrübe Sineması’nda Sanat ve Tecrübe heykelcikleri, Pascal Ferran’ın Fransız-İngiliz-Japon ortakyapımı Kuş İnsanlar ve İran’dan Human Seyyidi’nin Tehlikeli Aklımın İtirafları’na sunuldu. Mustafa Akad’a ithaf edilen Altın Sancak ödülünü Michel Hazanavicius’un Fransız-Gürcü ortak yapımı Arayış’ı kazandı. Milletlerin Birliği Kristal Simurg En İyi Film ödülü, Kırgızistan’dan Sadık Şir-Niyaz’ın Kurmanjan Datka filmine gitti. En İyi Genç Yetenek ödülünü de İran’dan Çeyizin Şeker Kasesi ile Ali Mollagholipour aldı.
Sİmurg kuşunun yerden göklere yükselişini gösteren çok estetik bir logo-filmle açılan gösterimleri, Abbas Kiyarüstemi’den Sinema Dersleri ve İran Sineması Panoraması rehberi, Türk Sineması, günlük festival dergisi, 2014 İran Sineması Seçkisi kataloğu ve Film Marketi rehberi yayınlarıyla festival ayrıca göz dolduruyordu. Gösterimlerin yanısıra konuklarla yapılan atölye ve konferanslar festivalin yan faaliyetleri arasındaydı. Günümüz Filmleri, Çağdaş Çin Sineması Perspektifi, Kiyarüstemi Üslubu ve Dünya Sineması, Francesco Rosi gibi özel bölümlerin bulunduğu festivalde yeralan bir diğer özel bölüm de 10 filmle Çağdaş Türk Sineması Perspektifi’ydi. Ayrıca 15 civarında konukla temsil edilen Türkiye sineması hakkında iki de panel yapıldı. Dr. Hüseyin Lale’nin yönetiminde genel başlıkta yapılan ilk panele Türkiye’den Prof. Osman G. Özgüdenli, Ahmet Gürata ve ben, İran’dan Hamid Dehghanpour ve Mecid Şeyh Ensari katıldık. İkinci panelde ise, Türkiye’den Faysal Soysal, Faruk Hacıhafızoğlu, ben, İran’dan Tahmine Milani sinemada tematik yaklaşımlar hususunda konuştu.
Festival boyunca kahir ekseriyeti İran sinemasına ait olan seyrettiğim 25 civarında film, muhteva ve biçim özellikleriyle genel olarak ortalamanın üstündeydi. Bunun yanısıra Ortadoğu’dan ve özellikle Ortaasya’dan katılan tanıdığım ve tanışma imkanı bulduğum sinemacıların varlığı önemli bir değer oluşturuyordu.