31 Mart ayaklanması, tarihin en karanlık günleridir. 2. Meşrutiyet ilan edildikten kısa bir süre sonra İstanbul Hükümetine karşı girişilen bir darbedir… Bunu takiben baktığımızda siyasi ve hukuki hayatımız, adeta bir darbeler resmi geçididir. Bu bağlamda siyaset, halk iradesi, özgürlükler ve hukuk güvenliği için en büyük umuttur.
Siyasetin umut olduğunu 15 Temmuz’da yaşadığımız son darbe girişiminde de tecrübe ettik. Siyasetin imhasına veya kesintisine bu yüzden hep karşı çıktık.
AK Parti rakiplerinin siyaset karşıtı bir tavra girmeleri bu yüzden yadırgatıcı… Metin Akpınar Müjdat Gezen gibi kimselerin veryansınları “Efendim bunları sandıkta alt etmenin imkanı yok” nümayişine evriliyor. Bu kaba kuvvet çağrısı elbette kabul edilemez. Bunu seçim günü sandıklara koşarak göstermemiz gerekiyor. Bir toplumda serbest seçimler yasaların huzurunda vuku buluyorsa, o toplumda demokrasi teamülleri yerleşmiş demektir. Biz darbelere karşıyız diyerek gayet demokrat bir tezle geldik bugünlere toplum olarak. Keza 15 Temmuz işgal girişiminde de siyaset dışı karanlık güçlere gereken ders milletimizce verildi. Her seçimin iki tarafı olur. Seçimlerde kaybetmek veya kazanmak, algı operasyoncularının yapmaya çalıştığı gibi, bir rejim buhranı değildir. Tabi bu seçimin de kazananı ve kaybedeni olacaktır. Ama her şart altında kazanan, halkımız olsun diyoruz. Topluma kim iyi hizmet getirecekse o seçilsin diyoruz.
Yerel seçimler, genel siyasetin aktüel manada sınav verdiği seçimlerdir. Bu konuda yerellik mevzunu toplumsal bir imkan olarak görmek gerek. Yani içimizden, tanıdığımız, bildiğimiz kişilere oy vereceğiz, ilçelerde, illerimizde. Bu sıcak profiller, siyaseten bizi gerçekçi olmaya zorluyor. Bu bakımdan ideolojik davranmak gerekmiyor. Yani hizmet esaslı bir belediyecilik anlayışıdır önemli olan.
Cumhurbaşkanımız ‘hizmet esaslı belediyecilik’ anlayışını bu seçimlerde bir basamak daha yukarı çekerek, ‘gönül belediyeciliği’ kavramının getirdi Türk siyasetine. Yani hizmet sadece alt yapıdan ibaret değildir. Yol, su, elektrik, ulaşım, temizlik gibi temel belediye hizmetlerinin yanında, insani değerleri önemseyen, engelleri aşmakta kolaylaştırıcı, dezavantajları ve modern hayatın getirdiği yalnızlıkları aşmakta çözüm üretici bir belediyecilik anlayışıdır bu.
Bu seçimlerde seçmenin şehir mimarisi konusunda da ciddi beklentileri var… Şehir mimarisinde, akışkan şehir modeline uygun yaşam alanları kurulsun istiyoruz. Şehirlerin tarihi dokusunu zedelemeyen, yerel kültürel mahalle tarzını imha etmeyen, insanları yol açtığı adaletsizlik duygularıyla incitmeyecek bir mimari beklentimiz var…
Ve tecrübe, bu çok değerli mahalli seçimlerde… AK Parti’nin 25 yıllık tecrübesi bu bakımdan dikkat çekici… Adayları, geçmişte de önemli işler yapmış tecrübeli kişiler. Mesela İstanbul Büyükşehir Başkanı Mevlüt Uysal’ı Büyükçekmece’de yarışırken göreceğiz. Keza, İsmail Erdem çok başarılı bir belediyecilik anlayışıyla Sancaktepe’yi ideal bir yaşam alanı haline getirdi, onu Ataşehir’de yarışırken göreceğiz. Bunun gibi tercihler, AK Parti’nin seçmenine verdiği değeri gösteriyor.
31 Mart 2019 seçimleri darbeler döneminin bitip hizmette yarış döneminin başladığı bir dönüm noktası olacak…