Yunanlılar balık ve deniz ürünü işini iyi biliyor. Aslında makarnada da ustalar, ev yemeklerini de restoranlarda hakkıyla yapıyorlar. Bir kabak kızartıyorlar ki sormayın, yemediyseniz denemelisiniz, parmak yedirtir. Ben annemin domates dolması kadar iyisini sadece buralarda buluyorum. Malzemelere ihanet etmemek önemli onlar için. Yenilik uğruna abuk işlere de kalkışmıyorlar. Balık ve deniz ürünleri naif malzemelerdir. İşi iyi bilen ustaların izi takip edilmelidir. Kalamarı kırmızı pul biberle öldürmüyor, kılıç balığına döner sosu koymuyor, ahtapotu ahtapot olacağına bin pişman etmiyorlar. Emin olun bu saydıklarım İstanbul’daki balık restoranlarında her an karşıma çıkıyor. İstanbul’da bu işi hakkıyla yapan restoran yok mu? Elbette var ve hepsi tüm dünya şefleriyle yarışır ama sayıları iki elin parmaklarını geçmez.
Türkiye ve Yunanistan arasında 3 bine yakın ada parçası bulunmakta. Üzerinde yaşanan yaklaşık ikiyüz ada var. Bunların en gelişmiş ve en büyükleri de turizm açısından trafiği yüksek adalar. Romenler, Bulgarlar, Slavlar, Sırplar ve Türkler Ege adalarını tercih etmekte. Thasos, Samotraki, Sakız, Sisam, Kos, Santorini, Rodos, Midili, Samos ise Türklerin en çok gittiği adalar. Biz de soluklanabileceğimiz her anı bu adalara giderek değerlendiriyoruz. Uzun zamandır bu kıyılarda yemek yiyen biri olarak size aşağıdaki listeyi yaptım. Bana bu yazı için kızan restorancılar olacaktır, olabilir. ‘Onlar neden daha iyi?’ sorusunun cevabını gidip yerinde görmeleri iyi olur. Onlardan öğrenecek çok şey var ve bu sadece yemekle de ilgili değil.
Hesap istediğinizde, beraberinde taze meyveler de size ikram ediliyor
Bizim işletmelerin pek çok sorunları olduğunu biliyorum. Ama temel sorun bu değil. Misal, misafirperverlik diyoruz ya. Bir çokları hesap istediğinizde size günlük, taze yapılmış bir tatlı veya meyve ikram ediyor. Menüye uzun uzun bakıp, siparişi geciktirdiyseniz hop bir meze tabağı geliyor ikram olarak. Ben Istanbul’da, Bodrum’da, Alaçatı’da böyle şeyler göremiyorum. Her şey o anda gelen müşteriden en yüksek kazancı sağlamak üzerine. Zaten Yunan adalarını tercih edenler durumun farkında. Instagram sayfamda bu konuyla ilgili yaptığım yayının hemen altında, satır satır yazmışlar, ilgilenen işletmeciler bakabilir ki zaten bakmalı. Özellikle de bangır bangır müzikle ve istimlak edilmiş ve kapatılmış kumsallarla iyi bir iş yaptığını düşünen sezonluk işletme sahipleri kendine çeki düzen vermeli. Onlar vermiyorsa da verdirilmeli, şu kıyı istimlakına da restorantçıların sorunlarına da artık devlet bir el atmalı. Bu işin tadı hakikaten kaçtı.
Mesogeios/Thasos
Thasos tüm kıyı şeridinde bolca restoranı olan bir ada, genel olarak lezzeti ortalamanın biraz üzerinde. San Antonnio Beach Restoran çok güzel bir mekan, yemekler çok iyi, rafine ve yenilikçi dokunuşların olduğu ender bir mekan. Limana yakın olan Nisteri Restoran da geleneksel tarafın en iyi temsilcisi. Simi çok meşhur ama vasat, çalışanlarının sevimliliği bana sahte geliyor, baya bir turistik. Mouses Türklerin akınına uğramış bir başka mekan. Evet yemekler kötü değil ve çok sevimli bir görüntüsü var ama o da turistik. Yine de Simi’den iyi, hemen ilerisindeki Mesogeios ise kategori üstü. Burada közde tereyağlı patlıcan, kabak kızartması, tarama, tütsülenmiş sıcak balık ne söylerseniz müthiş güzel. İlginç olan bu kadar yıldır Türkler tarafından keşfedilmemiş olması. Belki de Simi ve Mouses gibi Türkçe konuşan elemanların olduğu yerler cazip geliyor, bilemiyorum. Mesogeios, daha çok Yunanlıların gittiği servis elemanlarının çok iyi olduğu bir restoran.
Avli/Girit
Üç restoranla sınırlı bir ada listesinde Girit’in yer almaması düşünülemez. Girit’te en iyi mekan hangisi sorusunun cevabı pek de kolay değil. Bu adadan çok rahat 10 restoranlık bir liste çıkarırım. Çünkü sayıca fazla iyi restoran var. Ada o kadar büyük ve o kadar eski bir yerleşim yeri ki, zaten burada kendine has bir yemek kültürü var. Bu yazı için içlerinden birini başlığa taşımak belki de diğerlerine haksızlık. Yine de hem mekanın güzelliği, hem menünün çeşitliliği ile yani bir çok şeyi içinde barındıran Avli’yi işaret göstermek yanlış olmayacak. The Three Brothers gibi adanın dağlık ve rotası zor olan bölgesinde de olağanüstü lezzetlerle karşılaşacaksınız. Rethymno, Hanya gibi merkezi yerlerde de bir çok iyi restoran bulacaksınız. Avli’ye dönecek olursak. Mekan ferah, çok sempatik ve tertemiz. Burada tüm yemekler ev yapımı. Balıklar ve deniz ürünleri günlük. Etlerin tamamı yetiştirdikleri veya avladıkları hayvanlar. Menüden dilediğinizi seçin, hepsi iyi. Ben özellikle dakos, karides, ızgara ahtapot, fırında keçi peyniri ve mezelerini tavsiye ederim.
Manolis/Rodos
Rodos, Yunan adalarında en iyi yemek kültürüne sahip adalardan biri. Genel olarak tüm kıyılarındaki restoranlar çok iyi ve geleneksel Yunan yemeklerini servis ediyor. Santa Marina gibi genç şeflerin, yenilikçi dokunuşlarla şekillendirdiği lezzetli yemekleri Rodos’da bulmak mümkün. Manolis, tüm Yunan adalarının en iyilerinden. Falaraki bölgesinde sahilden uzak bir restoran olmasına karşın ünü tüm dünyaya yayıldığı için rezervasyonsuz gittiğinizde sevimli bahçesinde bir süre beklemeniz gerekebiliyor. Zaman içinde tüm yemekleri deneme şansım oldu, bir hayli fazla gittiğim bir yer. Terbiyeli yaprak sarma, ahtapot, kalamar ve tüm mezeleri şiddetle tavsiye ediyorum.