Dünyada büyük hâdiseler olmadan önce hissedilir hâle gelir. İnsanlar olacak hâdise hakkında aylar öncesinden konuşmaya başlarlar, hatta çeşitli ülkelerde yaşayan insanlar olacak hâdiseyle alâkalı benzer rüyaları bile görürler. Bu hâle, lugatımızda yer alan ama artık maalesef kullanılmayan bir kelime ola "Hissikablelvuku" denir.
Hissikablelvuku: Olacak bir şeyi olmadan önce haber veren duygu, önsezi.
Bugünlerde 3. Dünya Savaşı'nın başlayacağına dair konuşmalar çoğalmaya başladı. Üstelik bu konuşmalar sıradan halktan öte devletler nezdinde yapılıyor.
İlk olarak Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic 3. Dünya Savaşı'ndan bahsetti: "3. Dünya Savaşı'ndan söz edemem ama büyük bir çatışmadan söz ediyorum. Ne kadar uzaktayız? Bundan çok uzakta olmadığımıza inanıyorum. Üç ya da dört aydan fazla değil ve bunun daha önce gerçekleşmesi tehlikesi de var. Tren istasyondan ayrıldı ve kimse onu durduramaz ve görünen de bu. Büyük güçler bir şey yapmazsa Ukrayna'da olup bitenlerin acı sonunu göreceğiz. Kısa bir süre sonra eminim ki gerçek bir felaketi yaşayacağız."
Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da şunları söyledi: "Rusya-Ukrayna savaşının bölgeye ve dünyaya maliyeti çok fazla, daha da vahimi bu risk yayılabilir. Dünya 3. Dünya Savaşı tehdidini ciddiye almalı. Biz bunu ciddiye alıyoruz. Gazze'deki katliam, soykırım insanlığı ortadan ikiye bölen bir soykırım."
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de, terör devleti İsrail'in sebep olacağı dünya çapında bir savaşa dikkat çeken açıklamalar yaptılar.
3. Dünya Savaşı'nın çıkma ihtimâliyle alakalı gazetecilerin sorularına Milli Savunma Bakanlığı'ndan "Biz hazırız" cevabı verildi: "En hazırlıklı ülkelerden biri olduğumuzu da rahatlıkla söyleyebiliriz. TSK zaten dinamik bir ordu. Birçok coğrafyada sürekli faaliyetler icra eden bir ordu. Kendi planlarını, kendi lojistiğini test etmiş onaylatmış bir ordu. Dünyanın birçok noktasında barışı destekleme faaliyetleri de yapıyor. Üçüncü dünya savaşı gibi karanlık bir tabloyu başta ülkemiz olmak üzere kimse istemez, ama Ordumuzun da her türlü senaryoya hazır olduğunu belirtmek gerekir."
3. Dünya Savaşı'nın konuşulduğu bugünlerde Türkiye olarak çok dikkat etmemiz gereken konulardan biri, Türkiye vatandaşı olup terör devleti İsrail saflarında savaşanlar. Bu mevzuyla alâkalı iki yazı yazmıştım. Mevzuyu tekrar yazmamın sebebi, Türkiye Gazetesi'nde Yılmaz Bilgen'in haberi. Manşetten verilen haberin başlığı: "4 Bin Katil Türkiyeli. Gazze'de Masumları Öldürmeye Gittiler."
Haberde şu bilgiler yer alıyor: "'Türkiyeli' 4 bin siyonistin, askerlik yapmakla kalmayıp Gazze'ye gidip İsrail'in katliamına destek verdiği ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre bu kişiler, Türkiye'den değil, deşifre olmamak için üçüncü ülkeler üzerinden ve farklı kimlikler kullanarak İsrail'e geçti. Arkadaş Derneği, CHABAT ve İsrail'deki Türkiyeliler Birliği bu süreçte etkin rol aldı. 7 Ekim'den bu yana en az 65 Türk vatandaşı Musevi Gazze'de öldürüldü, 110'u da yaralandı."
Bilgen'in haberinde yer alan ve hâlen Türkiye vatandaşı gözüken 4 bin terör suçlusunun Türkiye dönmesine izin verilecek mi? Bu kişiler vatandaşlıktan çıkarılacak mı? HÜDA PAR'ın, terör devleti İsrail saflarında savaşan Türk vatandaşlarının vatandaşlıktan çıkarılmasına dair kanun teklifi ne zaman yasallaşacak?
3. Dünya Savaşı'nın çıkacağına dair hissikablelvukunun arttığı bu dönemde üsteki sorular Türkiye için önemli sorular. MİT'in MOSSAD ajanlarına yönelik operasyonlarının artmasını bu zaviyeden de değerlendirmek gerekiyor. 15 Temmuz'da olduğu gibi muhtemel bir savaşta içeriden vurulmayalım!