3. Dünya Savaşı ne zaman diye merak edenler savaşın çoktan başladığını kabul etmeli. Bu savaş dünyanın farklı cephelerinde ve farklı boyutlarda devam ediyor. Asimetrik ve hibrit özellikler taşıyan bu sürecin enerji, gıda, siber alan, uzay, biyolojik harp ve finansal alanda sürdüğünü görüyoruz.
ABD-Çin rekabetinin ilk konvansiyonel raundu Rusya-Ukrayna savaşı ile başladı.
Dört ay önce başlayan Ukrayna'nın işgali enerji ve gıda krizini doğurdu. Batı ittifakı Polonya üzerinden Ukrayna'ya teçhizat ve mühimmat ulaştırıyor. Yani Polonya sürece dahil oluyor.
Polonya ve Litvanya arasında Rusya'yla kara bağlantısı olmayan Kaliningrad da sürece dahil olacak. Baltık Denizi kıyısında yer alan Kaliningrad, konumu gereği yeni bir krizin doğmasına yol açtı.
Doğu Prusya'nın başkenti Könisberg 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Sovyetler Birliği'ne bırakıldı Kaliningrad adını aldı. Rusya, Litvanya tren yollarını kullanarak Kaliningrad limanına mal sevkiyatı yapıyordu. St. Petersburg Limanı kadar önemli Kaliningrad Limanı Baltık Denizi'ndeki dünyaya açılan bir diğer kapısı.
Baltık Denizi'nde Litvanya, Letonya, Estonya üçlüsü 2004 yılında hem NATO hem de AB üyesi oldular. Batı ittifakının NATO ve AB üzerinden genişlediği bu yılları hatırlayacak olursak AB cazibesi ve avantajları üzerinden üyeler NATO sistemine dahil edilmişti.
NATO'nun Baltık planına karşı Rusya'nın vereceği tepki belli. Burada Moskova'nın 3 kırmızı çizgisi olduğunu haftalar önce yazmıştık.
1- St.Petersburg deniz ticaretinin engellenmesi
2- Kaliningrad'a yönelik bir abluka ve askeri harekat
3- Karadeniz'den yapılacak NATO müdahalesi
Bu çizgilerden ilk ikisi aşıldıkça savaş Litvanya, Polonya gibi ülkelere yayılacaktır.
2004'e kadar bağımsız kalarak tampon bölge olan Baltık ülkeleri tercihlerini yapmış ve taraflarını belli etmişlerdi. Türkiye destek verdiği taktirde Finlandiya ve İsveç NATO'ya girecek ve böylece Baltık Denizi, Rusya için karanlık bir dehlize dönüşecek.
Burada Belarus'un aparat ülke misyonu üstlenip Litvanya'ya saldırabileceği riski var. Litvanya'nın AB yaptırım listesinde yer alan malların transferine engel olması ise doğrudan Brüksel-Moskova arasında gerilimi tırmandıracaktır.
AB'nin ABD-İngiltere koalisyonuna eklemlenmesi çatışmanın yayılmasıyla mümkün olacaktı. İşte bu süreç başladı. Ukrayna'da savaşın niçin uzadığını ve belki yıllarca sürecek bir kaos alanına döndüğünü anlamak için çatışmanın AB'yi daha da keskinleştirmesi bekleniyor.
Bu tabloda Türkiye'nin jeostratejik önemi siyasi iradesiyle örtüşüyor. Karadeniz'in savaş gölüne dönmemesi için Ankara kararlı bir süreç yürütüyor.
Önümüzdeki aylarda Rusya'nın Baltık'ta yaşayacakları dış ticaretini daha da zayıflatacak ve yaptırımların etkisi hissedilecek.
Dünya uygarlığının merkezi iddiası taşıyan Avrupa düşüncesi bu gelişmeler karşısında sessiz ve çaresiz. Avrupa'nın bu savaşı durduracak liderleri ve aydınları sessiz ve çaresiz.