Son “sermaye destekli, içeride-dışarıda planlanan” sivil darbe denemesi, bir gerçeği net bir şekilde ortaya çıkardı; bu ülkede halk kimi seçerse seçsin, iradeyi tanımayan ve bu ülkenin “kaynaklarını ben sömürürüm, dışarıdaki efendilerimle birlikte ben yönetirim” diyen bir topluluk var kısacası bir yerleşik düzen var !
Sevgili dostlar, bu YERLEŞİK DÜZEN’i görmek için çok eskiye gitmeye gerek yok. En yakın “darbe girişimleri” daha doğrusu “kendilerince başarı kazandıkları son darbeleri” 28 Şubat süreci... Amaç sözde “laiklik-demokrasi”, hedef “ülkenin kaynaklarını sömürmek-yönettirmemek-yönetmek”!
Sonuç: Lafı fazla uzatmaya gerek yok. 28 Şubat süreci ve planlanan ekonomik-finansal manipülasyonlar DEVLET tarafından son noktasına kadar tespit edilmiş durumda. Bu bilgiler ışığında çok yakında “SİVİL KARARGAH’a girilecek” ve Türk Halkı bugüne kadar görmediği-bilmediği bütün rezilliği detaylarıyla öğrenecek... Uyan Türkiyem, uyan ve gör KANINI EMEN, İRADENE TECAVÜZ EDEN SİVİL GENERALLERİ !
***
Kemal Derviş yapmadı !
Olaylar sokağa taştığı gün şunu yazmıştım; “...bugünlerde çok net bir sürümünü gördüğümüz ülkelerde seçim dışı yöntemlerle iktidarları avlama oyununun sonraki versiyonlarından birinin finansal olacağını düşünüyorum. Halkın iRADESİ ve SEÇTİKLERİNİ yok sayarak istediklerini almaya çalışanlar durmayacak ve maalesef bu süreç çeşitli sürümler halinde dalga dalga devam edecektir...”
Sevgili dostlar, bu satırların mürekkebi kurumadan piyasalarda “daha fazla faiz isteriz-vermezseniz kuru yukarı çekeriz” oyunu başladı ve bu dalgalanma içinde borsa endeksi de dip seviyesini test etti...
Peki bundan sonra ne olacak ? Ne olacağı T. A. gibi isimlerin konuşmalarından anlaşılabilir. Şöyle diyor muhterem zat; “aslında AK Parti’nin uyguladığı ekonomik program Derviş’e aitti, program bitti dalgalanma başladı”! Gördüğünüz gibi kara propaganda çok açık; aslında ekonomide bir başarı yok, başarı da başkasına ait !
Tam bir YALAN ama adamların sonraki adımlarını da gösteriyor; ekonomi üstüne oynayıp, AK Parti’nin “başarısını” gölgelemeye çalışacaklar ! Peki ne yapacağız ? Bu süreçlerde en doğru silah BİLİNÇLİ OLMAK, SAKİN KALABİLMEK ve BİLGİ ile cevap verebilmektir... Olaya bu açıdan yaklaşan biri olarak KÜRESEL ve YEREL güçlerin Derviş’i
Türkiye’ye çağırmamıza sebep olan OYUNLARINI, o dönemki Hükümetin finansal-entelektüel eksikliği ve irade ortaya koyamama durumundan yararlanarak ortaya koydukları denemeyi sizlere detaylı şekilde aktarmak ve bilgi hazinemizde saklayalım notunu düşmek istiyorum...
Bu noktada soralım; “Arama motorlarına” 2001 krizi ile ilgili başvurduğunuzda karşınıza ne çıkıyor ?
Çok açık; anayasa atıldı, kriz çıktı ! Şimdi sıkı durun; 2001 krizi “anayasa kitapçığı atılmasıyla” başlamaz, tam tersi “atılmasıyla biter” ve bitiş yani “soygun” ilan edilir, alarm zilleri çalmaya başlar...
Nasıl mı ?
Size ispat edeyim... Aşağıdaki grafiğe lütfen bakın. Solda gördüğünüz üçgenin alt bacağı olan kırmızı balon 1999 yılının 11. Ayından itibaren başlar. Endeks değeri 8,000 civarında tutunmaya çalışır. Sağda gördüğünüz balon ise 2001 Şubat ayını gösterir ve endeks değeri yine 8,000 civarındadır. Yukarıda gördüğünüz zirve yani üçgenin üst köşesi 20,617 seviyesidir ve TL bazında Cumhuriyet tarihinde görülen en yüksek değerdir...
Peki bütün bunlar ne anlama geliyor?
Maddeler halinde sorgulayalım;
1-Gördüğünüz 8,000’lerden 20,000’lere gelişin süresi sadece 8 hafta !
2-Bu 8 hafta içinde Türkiye’de çıkan “olumlu haberlerin” iki ana fikri var; 1- Türkiye IMF ile yeni bir anlaşma yapıyor, 2- Türkiye AB’ye tam üye oluyor!
3-Bu 8 haftada yabancı takası 5 milyar dolardan 14,5 milyara çıkarken, 2000 Ocak yani zirve ile 2001 Şubat yani dip arasında yeniden 5 milyar dolara dönüşü 13 ay !
4-Daha açık yazayım; 15 ay içinde ülke piyasalarında o güne kadar yaşanan en büyük “giriş-çıkış” yaşanıyor ve Türkiye 2000 Ocak-2001 Şubat arasında o tarihe kadar yaşadığı en büyük cari açığı veriyor !
Sevgili dostlar, 2001 Şubat ayında “anayasa atıldı” krizi çıkmadan Türkiye tarihinin en büyük-giriş çıkışını, tarihinin en büyük cari açığı eşliğinde yaşıyor ama “idrak edemiyor” ! Diğer piyasalarda da durum farklı değil, şimdi gelin birlikte “TL-Dolar ilişkisine” bakalım;
Grafik çok açık ve “anlayamadığımız” detayları ortaya koyuyor. Maddeler halinde sorgulayalım;
1-2001 Şubat ayına kadar yani yukarıda gördüğünüz kırmızı balon içindeki sürede “1999-2001 Şubat” dolar kuru Merkez Bankası kontrolünde ve 600 TL civarında lineer bir artış var.
2-Türkiye 1999-2001 Şubat arasında tarihinin en büyük “giriş-çıkışını” yaşarken MB “döviz çıkışını” desteklercesine isteyene 600 TL civarında istediği kadar dolar veriyor ! Daha açık yazayım; Türkiye soyuluyor ve MB bu trendi pompalıyor ! 2001 Şubat yani “Anayasa atılana” kadar sermaye piyasasında “10 milyar dolar” cebe koyanlar doları kaç liradan alacağını biliyorlar !
Sonuç : “Kitapçık atıldığı” zaman SOYGUN bitmiş, paralar MB desteğinde 600 TL’den dolara çevrilmiş ve Türkiye çoktan terk edilmişti. Artık sistemi patlatmak ve “krizi ilan edip” içi boşaltılan Türkiye’yi “teşhir edip, ortalığı karıştırarak” ortadan kaybolma zamanıydı !
Son söz : OYUN açıktı; KEMAL DERVİŞ PARTİ KURSUN, BAŞBAKAN OLSUN, BU ÜLKE KURTULSUN ! Ama olmadı! BAŞARAMADILAR ! Şimdi aynı oyun farklı sürümü ile geliyor... DEŞİFRE ETMEYE devam edeceğiz..