27 Şubat 1997 tarihli Cumhuriyet gazetesi, bir gün sonra 28 Şubat darbe kararlarının alınacağı Milli Güvenlik Kurulu’na yakın bir kaynağın sözlerini 1. sayfanın göbeğinden vermiş: “Yargı Refah Partisi’ni izlemiyor”.
Haberin ilk paragrafına dikkat: “Milli Güvenlik Kurulu’na (MGK) yakın bir kaynak, son dönemlerin en kritik toplantısını yarın yapacak olan kurulun şeriatçı girişimlere karşı savcıların pasifliğinden rahatsız olduğunu vurgulayarak “Asker, rejimi tıkanmış gibi görmüyor, YARGININ TIKANDIĞI (Vurgu bana ait. YK) görüşünde. 2 aydan beri şeriatçılıkla ilgili birçok iddia gündeme geldi. Bunlar neden suç duyurusu kabul edilmiyor. Yargı RP’lileri izlemiyor” dedi.” Cumhuriyet’in kaynağı MGK’da askerin nâzikçe hükûmeti ikâz edeceğini de sözlerine eklemiş.
Sayfanın manşetinde de, müteveffâ Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Böyle gitmez” sözü yer alıyor. Demirel de, Çankaya Köşkü’nde misafir ettiği Cumhuriyet gazetesi yayın kurulu üzerinden yargıya mesaj göndermiş. Laik-demokratik rejime karşı girişimlerde yargı denetiminin önemine dikkat çeken Demirel, “Kanunların uygulanmadığını” söylemiş!
Ertesi gün, yani 28 Şubat 1997 tarihli Cumhuriyet’in 3. sayfasının sağ alt tarafında küçük ama neticeleri itibariyle büyük bir haber yer alıyor! Hükûmetin nâzikçe uyarılacağı gün Cumhuriyet’te yer alan haberin başlığı, “Nezaket Ziyareti: Ordu Komutanı Kıvrıkoğlu MGK’da”!
Haberden, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun İstanbul DGM Başsavcısı Erdal Gökçen’i ziyaret ettiğini öğreniyoruz! Yine haberden, MGK’ya yakın bir kaynağın Cumhuriyet’e yaptığı “Asker, rejimi tıkanmış görmüyor, yargının tıkandığı görüşünü taşıyor” açıklamasının ardında mezkûr ziyaretin dikkat çektiğini de öğreniyoruz! Yine aynı haberden, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun İstanbul DGM Başsavcısı Erdal Gökçen’i ziyaretinde DGM’de görevli askeri hâkimlerin de bulunduğunu öğreniyoruz; lâkin askeri hâkimlerin komutanlarını hazırolda mı yoksa rahatta mı dinledikleri mevzusunda haberde bir bilgi yok!..
Aynı günkü Cumhuriyet’in 7. sayfasında yer alan haberin başlığı ise: “Şeriatçılar yine olay çıkardı”. 1. Ordu Komutanı Orgeneral Kıvrıkoğlu’nun İstanbul DGM’yi ‘ziyaret’ ettiği gün mahkemesi olan İBDA/C davası sanıklarına, ‘ziyaret’ sebebiyle davanın öğleden sonra yapılan celsesinde ağır hapis cezaları verildi. Tahliyesi istenen sanıkların, sabahki general ziyaretinden sonra ağır cezalara çarptırılmasına haklı tepkileri Cumhuriyet’te “Olay çıkardılar” olarak yer bulmuş. Şu husus da mühim, haber, orgeneralin mahkemeyi ziyaretinden daha büyük verilmiş, hem de fotoğraflı!..
Cumhuriyet’in karanlık dehlizlerinde dolaşmaya devam edelim. 28 Şubat darbe kararlarının açıklandığının ertesi, 1 Mart 1997 tarihli nüshanın 7. sayfasının sol üst köşede yer alan haberin başlığı: “3 Sanığa müebbet hapis”!
Müebbet hapis cezası alanlardan biri, 15 yaşında tutuklanan Halil Kantarcı. Hani, 15 Temmuz 2016’da işgalcilere karşı direnirken İstanbul Çengelköy’de şehid edilen Halil Kantarcı!.. Diğer bir isim de, hâlen zindanda olan Cihat Özbolat!
Orgeneral Kıvrıkoğlu’nun yaptığı ziyaretin nezâketinden oldukça etkilenen dönemin hâkimleri, 28 Şubat darbesine direnen Müslüman Anadolu halkının evlatlarına üst sınırdan cezaları yağdırdılar.
21. Yılında 28 Şubat darbesine direnen kahramanların hangi kumpaslarla zindanlara atıldıklarını gazete arşivlerinde yer alan haberlerle hatırlatayım dedim. Hani zindanlarda unuttuğumuz 28 Şubat kahramanlarını!..
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu Ölüm Odası adlı eserinde unutmanın ne büyük suç olduğunu dair tarihten şu misali verir: “Cennetmekân Abdülhamid Han, kendisine sunulan günlük tezkiyelerden birinin “unutma” sonucu geç verilmesi üzerine, “İnsanların çoğu bilmez ki, nisyandan büyük suç olmaz!” der. Bu mazeretin altında ne cinayetler işlendiğine dair misâl vermek gereksiz…”
Zindandaki 28 Şubat kahramanlarını unutarak işlediğimiz suçun vebalini nasıl ödeyeceğiz, hiç düşünen var mı!..