28 Şubat sürecinde yaşanan gerçek bir olaydan yola çıkılarak çekilen Sürgün İnek, tür olarak komedinin ne kadar önemli bir eleştiri aracı olduğunu kanıtlıyor. Filmin kadrosu da mükemmel!
Siyasi görüşümüz ne olursa olsun sinemanın gücünü doğru kullanan filmlere saygımız sonsuz! Dönem, komedi filmlerinin dönemi. Düğün Dernek, Eyvah Eyvah 3, Recep İvedik sırayla vizyona girdi. Bu hafta da Sürgün İnek sinemalara konuk oluyor. Bütün bu filmler içinde Sürgün İnek’i ayrı bir yere koymamız gerekiyor çünkü bu film sadece millet gülsün diye yapılmamış. Bir derdi var. 28 Şubat sürecinde yaşanan gerçek bir hikayeden yola çıkılmış.
Çocukları olmayan bir çift, köylerinde inekleriyle sade bir hayat sürdürmektedir. Şevket (Hasan Kaçan) ve Cemile (Şebnem Sönmez) çocukları yerine koydukları Sarıkız’a canları gibi bakar. Fakat bir gün Sarıkız birçok kez yaptığı gibi kaçar. Köy okulunun bahçesinde yaramaz bir çocuğun azdırması sonucu Atatürk heykeline çarpar ve kırılmasına sebep olur. Şevket bahçeye geldiğinde olayı görür ve Sarıkız’ı alıp ortadan kaybolur. Her ne kadar kaçsalar bile bir öğrenci görmüştür olan biteni... Bütün köy halkı ve dönemin dengeleri yüzünden olay içinden çıkılmaz bir hal alır. Muhtar, ihtiyar heyeti, okulun müdürü, jandarma komutanı işe karışır. Bazı işgüzarlar yüzünden Sarıkız kesilme tehdidi altındadır.
HİKAYE GERÇEĞE DAYANIYOR
Şevket ile Cemile düşünür, Şevket’in kardeşi Nihat’ın (Fırat Tanış) aklına gelen bir çözümü uygun bulurlar. Nihat’ın komşu köyde bir arkadaşı vardır. Sarıkız’ı oraya götürmeye karar verirler. Nihat ise saman altından su yürütmektedir. Onun amacı Sarıkız’ı satıp yeni bir araba almaktır. İşler hiç de beklendiği gibi gelişmez. Gerçeğe dayanan hikaye, bir senaristin yazamayacağı kadar komik aslında. Ve tam da bu noktada komedi türünün gereklerini yerine getiriyor. Komedi dediğimiz şey anlamsızca gülüp geçeceğimiz bir yapı değildir. Aslında tam tersine insanı düşündüren ve gülerken eleştiren bir yapıdır. 80’lerde Türkiye’de mizah dergileri bunu çok iyi başarırdı. Eleştiri yaparken düşmanlık değil bir anlaşma ve kendini eleştirme duygusu yayarlardı. İşte bu film de tam olarak bunu yapıyor. 28 Şubat’a bağlı olarak Atatürkçü kesimi suçlayan bir film de ortaya çıkabilirdi ama yönetmen ve senarist bu kolay yolu seçmemiş. Aslında başımıza gelenlerin biraz da kendi insanımızın yapısından kaynaklandığını çok güzel anlatıyorlar. Klişelere olması gerektiği kadar var.
FİLMİN SENARYOSU DİKKATLİ YAZILMIŞ
Üstelik kadro inanılmaz! Vildan Atasever, Hasan Kaçan, Şebnem Sönmez, Fırat Tanış, Cezmi Baskın, Yılmaz Gruda, Eşref Kolçak, Köksal Engür ve daha saymadığımız bir çok önemli isim... Hepsinin oyunculuğu belirli bir çizginin üstünde. Çok iyi oyuncuları toplayabilirsiniz ama onların oyunculuklarını kendi sinema dilinize uygun hale getirmektir önemli olan... Bu filmde yönetmen Ayhan Özen, öyle bir dil tutturmuş ki tiyatrodan, sinemadan, diziden gelen herkesi ortak bir noktada buluşturmuş. Eğer bunu başaramasaydı biz belki birçok rol için karikatürize diyebilirdik. Filmin senaryosu da dikkatli yazılmış; ne Atatürkçüler’i ne de başka siyasi görüşlere sahip olanları suçluyor. Sonuçta herkesin bu memleketin bir evladı olduğunu ve gönüllerimizin içindeki yumuşaklığı tekrar keşfetmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Kısacası iyi bir film, seyredilmeli...
FİLMİN KÜNYESİYönetmen: Ayhan Özen Senarist: Serkan Öztürk
Oyuncular: Hasan Kaçan, Şebnem Sönmez, Vildan Atasever, Fırat Tanış, Cezmi Baskın
Tür: Komedi
Yapım: 2013, Türkiye, 118 Dak.