1950’de CHP sandıkta hezimete uğrar.
1954 ve 1957 seçimlerinde DP karşısında ezilir.
DP’yi sandıkta yenemeyeceğini, bir başka deyişle artık sandık marifetiyle iktidara taşınamayacağını anlayan “Milli Şef” İnönü liderliğindeki CHP gerilim ve çatışma siyaseti izleme kararı alır.
1954 seçiminden sonra CHP zihniyetli genç subaylar Ankara ve İstanbul’da darbe için örgütlenmeye başlarlar.
Ordu içinde cunta faaliyetlerinin başladığı tarih, 1954 seçiminden hemen sonrasındaki tarihtir.
O vakitler ne üniversite olayları vardır ne iç kavgalar ne de tahkikat komisyonu.
27 Mayıs’ta darbe yapanların yaslandığı argümanların hiç biri yoktur.
1957 seçiminden sonra sandıktan tamamen umudunu kesen İnönü yönetimindeki CHP siyasi kriz, iç çatışma ve toplumsal kaos senaryosu üzerinden askeri darbeye zemin hazırlama rolüne soyunur.
Amaçlanan şey; askeri darbedir.
Ama askeri darbe için zeminin hazırlanması gerekmektedir.
İnönü CHP’si bunun için kolları 1957 seçiminden hemen sonra sıvar.
***Yıl: 14 Temmuz 1958.
Irak’ta askeri bir darbe yapılır. 1921’de İngilizlerin onayıyla kurulan monarşik rejim Tuğgeneral Abdulkerim Kasım önderliğinde içinde Baasçıların da bulunduğu muhaliflerden oluşan bir grup tarafından yıkılır.
İnönü CHP’si ve emrindeki yandaş basın Menderes hükümetini “Irak’taki askeri darben ders alması” yönünde uyarır.
Bu bir tür darbeyle korkutma politikasıdır.
CHP’nin yayın organı ULUS yayınladığı Atatürk’e ait olduğu iddia edilen “Bursa Nutku” nu yayınlar.
O nutuktaki şu cümleler üzerinden gençler “Karşı devrimci!” olarak niteledikleri Cumhuriyetin meşru hükümetine karşı aleni biçimde isyana davet edilirler:
“Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibidir.(...) Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır.”
Üniversiteli gençler harekete geçirilir.
Kavgalar sokağa taşınır.
Protestolar alır başını gider.
CHP basını yalan haberlerle iç çatışmayı körükler.
“Gençlerin kıyma makinelerinden geçirildiği!” iddiaları, “Polis gençlerin üzerine ateş açtı!” yalanları köpürtüldü.
Tıpkı “Gezi süreci”ndeki gibi.
CHP kurultayında kabul edilen “İlk Hedefler Beyannamesi”yle meşru hükümeti devirmek için herkesle ve her grupla ittifak kurma kararı alınır.
Darbeye zemin hazırlayacak bu yıkıcı muhalefet anlayışı rahmetli Menderes’in dediği gibi “Haçlı ittifakı”ndan farksızdır.
Tıpkı bugünkü ittifak siyaseti gibi. PKK’nın partisi ve FETÖ ile ittifakı zorunlu gören zillet ittifakı gibi.
İç çatışmalar kızıştırılır.
Hükümetin meşruiyetini yitirdiği iddia edilir.
Ülkenin istikrarı şiddet yoluyla tahrip edilmek istenir.
Tıpkı bugünkü gibi.
Seçilmiş Cumhurbaşkanının da seçiminin de meşru olmadığının söylenmesi gibi.
“Saray rejimi yıkılacak, TC devleti kurulacak!” söyleminde olduğu gibi.
CHP ve basını darbeye zemin hazırlamak için her yola başvurunca DP ülkenin her yerinde ocaklar açarak mücadeleyi “Vatan Cephesi” çizgisine taşır.
Mecliste de 1960 Nisan’ında “Tahkikat Komisyonu” kurma yoluna gider.
İnönü o komisyon görüşmeleri esnasında ülkenin “tek adam rejimi”ne ve “baskı rejimi”ne dönüştürülmek istendiğini sert bir dille hatırlattıktan sonra darbe tehdidinde bulunur:
“Bu yolda devam ederseniz ben de sizi kurtaramam.
Arkadaşlar, şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır.”
Kendisi sanki bu ülkede faşist “milli şef rejimi” kurup en acımasız baskı rejimi kuran kişi değilmiş gibi demokrasi nutukları atar!
Nedense onun döneminde ordunun aklına darbe yapmak gelmez!
***Yıl: 19 Nisan 1960.
Kore’nin 1948’de seçilen Cumhurbaşkanı askeri bir darbeyle alaşağı edilir.
İnönü tekrar sahneye çıkar.
Meclis oturumunda söz alarak Kore darbesi üzerinden hükümete tehditler yağdırır:
“Kore Başkanı Syngman Rhee kurtuldu mu? Üstelik onun ordusu, polisi, memuru elinde idi. Baskı tertipçileri bilsinler ki Türk Milleti, Kore milletinden daha az haysiyetli değildir.”
Bu konuşması şiddetli tepkilere yol açar. İnönü’ye 12 oturum meclise katılmama cezası verilir.
Darbenin zemini hazırdır artık.
Üniversiteki kavgalar ölümlere dönüşür.
İstanbul ve Ankara’daki üniversiteler tatil edilir. Her iki ilde OHAL ilan edilir.
CHP’lilerle DP’lilerin kavgası sokaklara taşınır.
İnönü ve CHP’li yöneticilerin gittiği her gezide kavgalar çıkar.
Sonunda sokağa Harp Okulu Öğrencileri iner.
Bu darbenin haberidir.
***Yıl: 27 Mayıs 1960.
İnönü CHP’sinin bizzat hazırladığı ve olmasını istediği darbe gerçekleşir.
Darbenin başı Cemal Gürsel’i hemen ertesi günü İnönü arayıp kutlar.
Darbeci Gürsel ise kendisine “Senin emrin benim için Peygamber buyruğudur!” der.
Cumhuriyet gazetesi 27 Mayıs’ı sürmanşetten sahiplenir:
“Memleketin bugünkü buhranına ve kardeş kavgasına mani olmak üzere KAHRAMAN TÜRK ORDUSU BÜTÜN MEMLEKETTE SABAHA KARŞI İDAREYİ ELE ALDI”
Darbeden sonra kurdurulan koalisyon hükümetinin Başbakanlık koltuğuna İnönü oturtulur.
***Darbeden sonra CHP’li gençler tankların üstüne sevinç naralarıyla çıkarlar.
CHP’liler DP’li siyasetçilerin evlerini taşlarlar. Ailelerine karşı psikolojik terör uygularlar. Her türlü tahkir ve tezyife başvururlar. Zaman zaman fiziki muamelelerde bulunurlar.
***Dünün senaryosu ile bugünün senaryosu aynı.
Argümanları ise tıpkısının aynısı.
İnönü CHP’sinin genlerinde darbecilik vardır.
Herkes bilsin ki Atatürk’ün CHP’si 1938’de öldü; Atatürk’le birlikte yok oldu.
Kılıçdaroğlu CHP’sinin darbeciliğe karşı olduğunu söyleyenler İnönü’nün 27 Mayıs öncesi bu yapıp ettiklerine baksınlar da öyle konuşsunlar.