İşgal devleti İsrail'in Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik aşağılık iftira ve tehdidine devletin her kademesinden, muhalefet de dahil siyasetin her renginden güçlü cevaplar geldi.
Erdoğan'ı Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'e benzeten Katz şiddetli şekilde kınandı; Netenyahu hükümetinin savaş ve insanlık suçları işlediği, Gazzelilere sistematik soykırım uyguladığı, yargılandığı ve mutlaka ceza alacağı vurgulandı.
KIYAS DAHİ EDİLEMEZ
Yapılan açıklamalar analiz edildiğinde çıkan sonuç şudur:
Katz vesileyle İsrail savaş kabinesine ve İsrail'e destek veren ülkelere bir kez daha hatırlatıldı ki Cumhurbaşkanı Erdoğan meşru ve güçlü bir siyasetçidir. Gücünü önce halkından sonra anayasadan alır. Sarf ettiği -İsrail'e müdahale ederiz- sözü yürüttüğü siyasetin özü olan adalet hakikat ve barışın gereğidir. Bu sözün sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde karşılığı vardır.
Ayrıca Türkiye ne Irak'a benzer ne İsrail'e. Sağlam bir demokrasiye ve köklü, güçlü bir devlete sahiptir. İşgalci değildir. Soykırımcı hiç değildir.
2233 yıldır var ve muzaffer olan ordusunun güncel gücünü merak edenler –Erdoğan'ın hatırlatmasıyla- Karabağ'da ve Libya'da ne olduğuna bakabilir. Potansiyelini görmek isteyenler savunma sanayiindeki büyük sıçramayı takip etsin.
Tam burada İsrail'in 75 yıl önce peyda edildiğini, varlığını Siyonistlerin güdümündeki emperyalistlere borçlu olduğunu, işgal ettiği toprakların Filistinlilerin mülkü olduğunu bir kez daha kayda geçirelim ki konuşanın kim olduğu daha iyi anlaşılsın.
NAZİ KAFASIYLA BÜYÜMÜŞ
Öte yandan Katz'ın "Nazi kafasıyla" konuşmasının arkasında karanlık bilinçaltı ve yok olma korkusu olduğunu da bilelim.
Zira Yisrael Katz 1955'te Filistin'in tarihi sahil şehri Askalân'da doğduğunda İsrail henüz kurulmuştur. Filistin köylerinin, kasabalarının, şehirlerinin işgali sürmektedir.
Siyonistler Askalân'ı da işgal edip adını Aşkelon'a çevirse de bunun haksızlık, hukuksuzluk ve zorbalık olduğunu Filistinliler kadar iyi bilirler.
Katz bir "moşav"da doğar. Moşav, Siyonistlerin dünyanın her yerindeki yurtsuz Yahudileri toplayarak Filistin'de bir Yahudi devleti kurma planının önemli araçlarından biridir, tarım kooperatif çiftliği demektir ve yüzyılın başından itibaren bölgeye gelen Yahudiler önce bu çiftliklerde tutunurlar toprağa.
Yeterince Yahudi nüfusu birikince de (Yahudi göçüne en büyük katkıyı Nazilerin yaptığını da not edelim buraya) dönemin hakim gücü İngilizlerin gözetiminde de-facto kurulur İsrail.
KARANLIK İŞGALCİ
Katz'ın anne babası da holokosttan kaçıp Filistin'deki moşavlardan birine sığınmış zaten. Katz'ın çocukluğu soykırım hikayeleri dinleyerek geçmiş olmalı.
Öğrenciliğinde, ordudaki görevinde, siyasetteki tutumunda hep en sert, en saldırgan noktada Katz. Bu özelliğiyle öne çıkıyor, defalarca hükümette yer alıyor. Halen İsrail kabinesinin en katı kanadında.
Golan Tepeleri'nde, Batı Şeria'da daha fazla İsrailli yerleşimciye (işgalciye) yer açmak gerektiğini savunuyor işgalci bakan. Filistin devletine şiddetle karşı çıkıyor. Dünya Siyonist Teşkilatı'yla da defalarca birlikte çalışmış bir isim.
Sadece kimliği ve bugünüyle değil geçmişiyle de saldırganlığının kaynağını açık ediyor Katz.
Bu haliyle Türkiye'nin Cumhurbaşkanını ve başkomutanını tehdit edebilecek son kişidir işgalci bakan.
**
VAKKO'DAN BAŞKA MARKA MI YOK?
2024 Paris Olimpiyat Oyunlarında ülkemizi temsil eden sporcuların açılışta giydiği kıyafetler haklı olarak çok eleştirildi. Spor dahil her alanda iddia ortaya koyan Türkiye'nin uluslararası bir spor müsabakasında gülünç bir kıyafetle arzı endam etmesinin arkasında sadece zevksizlik ve beceriksizlik görmüyorum ben.
Kimse kusura bakmasın ama Siyonist İsrail'in sadece çoluk çocuk sivilleri ve insani değerleri değil Filistin'in haklılığını savunan kişileri ve ülkeleri de hedef seçtiği bir dönemde tasarım işinin Vakko'ya verilmesi sıkıntılı bir durumdur.
Baksanıza İsrail soykırımının on aydır aralıksız sürdüğü bir zamanda Türk sporcularına toplama kamplarında Yahudilere giydirilen mavi beyaz çizgili pijamayı giydirmeye cüret edebilmiş. Birileri de onay vermiş tabii bu rezilliğe!
Tamam Vakko bir Türk markasıdır, tamam Türk vatandaşı olan Yahudiler bu toplumun bir parçasıdır ama İsrail saldırganlığının MGK kararıyla tehlikeli bulunduğu, Türkiye'nin hedef ülke konumunda tutulduğu, "Anadolu'nun ileri hat savunması Gazze'den başlar" denildiği bir düzlemde çok daha dikkatli ve şuurlu olunmalıydı. Tasarım siparişini veren kurum, komite her kim ise yanlış yapmıştır.
Sibel Eraslan'a katılıyorum, Olgunlaşma Enstitüsü tasarlamalıydı Millilerin kıyafetlerini.
**
NAMIK TAN VARKEN DÜŞMANA GEREK YOK
Görünen o ki CHP cephesinde değişen bir şey yok.
Türkiye'nin karşısında kim varsa görüşlerini CHP seslendiriyor.
Kılıçdaroğlu zamanında CHP adına Türkiye düşmanlığı yapan Ünal Çeviköz'ün görevini Özgür Özel döneminde Namık Tan yerine getiriyor.
TSK'nın terörle mücadele kapsamında sınır ötesine yaptığı askeri harekatlara karşı çıkan Tan Türkiye'nin Mavi Vatan hassasiyetine masal diyerek Türk Milletinin vekili değil Amerikan'ın Türkiye mümessili olduğunu bir kez daha ispatladı.