2023 hatta 2071’e kadar iktidardan gitmeme. Ak-saray’ı yapan zihnin 5 yıl sonra orayı başkasına bırakacağını düşünenler hayal görüyor.”
Bir soru:
Böyle bir cümleyi kuranlar neyi hedeflemiş olabilirler?
İktidarın kısa sürede gideceğini düşünüyor ve mücadele stratejisini ona göre kuruyorsanız hayal görüyorsunuz, gibi bir uyarı ihtiva ediyor olabilir bu değerlendirme.
İkinci olarak “Bunlar geldi ve gitmeye niyetleri yok, onun için ne yapıp edin, bunları iktidarda daha fazla kökleşmeden iplerini çekin” gibi bir çağrı ihtiva edebilir.
Acaba hangisi?
Bu yazı, Zaman gazetesinde Veysel Ayhan imzasıyla çıktı. Veysel Ayhan kim, bilmiyorum, Cemaatin önde gelenlerinden birisinin müstear ismi olabileceği iddia ediliyor. Yazdığı yazıların Cemaat görüşünü yansıttığı gibi bir izlenim hakim. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik en agresif dili kullanıyor olması dikkat çekiyor.
Gelelim yukarda iki cümlesini aldığım yazıya. Bu yazı dünkü Zaman’da yer aldı ve “Sivil darbenin 19 adımı, buyrun yalanlayın” başlığı ile çıktı.
Alıntıladığım cümle de “sivil darbe”nin varacağı noktayı işaretlemek üzere not edilmiş. O cümleye gelirken “MİT müsteşarının özel güvenlik personeli gibi” kullanıldığı, “TSK’nın parti teşkilatına bağlanmasına ramak kaldığı” gibi ifadeler kullanılıyor. Ve son alarak “Her şey Yüksek Seçim Kurulu üyeliklerine AKP’li atayarak bitmiş olacak. Seçimlerin göstermelik hale gelmesiyle...” 2023 hatta 2071’e kadar gitmemeyi başaracağı söyleniyor.
Bu yazıyı Hüseyin Gülerce’nin dediği gibi acaba Sayın Gülen gördü mü görmedi mi, bilemiyorum. Ama bu yazının, ister Cemaatin tavrını yönlendirmek adına yazılmış olsun, isterse başka yerlere çağrı niteliği taşısın, kritik bir yazı olduğu ve böyle bir yazıyı sayfalarına almakla, Zaman’ın Camia adına bir tavrı yansıttığını söylemek yanlış olmaz.
Ancak eğer bu yazı, Camia’ya mesaj verme niyeti taşıyorsa, bu mesajın çok ikircikli bir mahiyet taşıdığını belirtmek gerekiyor. Neden ikircikli? Çünkü birkaç adım sonra “2023 hatta 2071’e kadar iktidarda kalacak bir yapı” karşısında Cemaati savaşa sürmek, intihardan başka bir şey değil, diye düşünülebilir, ya da “bu savaşı öyle yürütelim ki, iktidar o bir iki adımı atamasın ve devrilsin” diye düşünülebilir. Birincisi, şu an üstlenilen savaş dilinin intihardan farklı olmadığı anlamına gelir, ikincisi de, Cemaati, halkın oylarıyla iktidara gelmiş bir yapıyı devirmek için ittifaklar arayışı içine girmek gibi açmazların içine sürükleyebilir.
Eğer Veysel Ayhan’ın bu yazısını, “iktidarı devirmek” için birilerine yapılan çağrı olarak anlarsak, o zaman çağrının muhatapları olarak nerelere bakmak gerektiği sorusu karşımıza çıkacaktır.
Orada da, ister istemez Aysel Tuğluk’un devreye girmelerini istediği “seküler güçler” ya da Mısır’da “Darbeyi demokrasiyi koruma amaçlı” olarak niteleyen Amerika, orada Davos’tan bu yana Erdoğan’ı diz çöktürme amaçlı planlar yapan odaklar, onların medya uzantıları ve diğer Batı dünyası akla geliyor.
Veysel Ayhan’ın dili, bir süredir “Camia elemanları” tarafından Batı platformlarında zaten seslendiriliyor.
Bu dilin “İslamcı hareketler gelirler ve gitmezler” biçiminde formüle edilen şekliyle oralarda bir karşılığının bulunduğu da biliniyor.
Ancak “Gelirler ve gitmezler” söylemi, genelde “İktidarda kuvvet zoruyla kalırlar” şeklinde tercüme edilirken, Veysel Ayhan’ın ifadesine de yansıdığı şekilde “Halk iradesi ile iktidarda uzun süre kalmak” “sivil darbe” kapsamında değerlendirilip, meşruiyyetinin sorgulanma yolunun açıldığı gözleniyor. Bu meşruiyyet sorgulaması, Mısır’da olduğu gibi “darbeyi meşrulaştırma”ya kadar varıyor. Veysel Ayhan’ın “2023’e, hatta 2071’e kadar gitmeme” alarmının karşılığı nedir? Yüksek Seçim Kurulu’na şaibe bulaştırmak, seçimleri hileli hale getirmek vs... İşte bunlar “Halk iradesini dışlama” ve bir tür “darbeye meşruiyyet kılıfı” hazırlama faaliyetidir.
Diyelim Ak Parti, 2023’e kadar gelecek iki seçimi, 2071’e kadarki onlarca seçimi kazandı ve iktidarda kaldı, ne yapacaksınız? “Halk yanlış yapıyor” mu diyeceksiniz? İşte tam da budur Türkiye’deki darbelerin mantığı...
Şimdi Camia, iktidarın halktaki karşılığını yok edemeyeceğini görünce, halk oyuna çamur atma yoluna girmiş gözüküyor. Bunlar yanlış şeyler. İçinizde darbecilik duygusu geliştirmenin halka ihanetten başka anlamı olmaz.
Eğer bu iktidarın 2023’e, hatta 2071’e kadar iktidarda kalacağını düşünüyorsanız, gelin bu “savaş dili” ile masum insanları hangi uçuruma sürüklediğinizi değerlendirin. Zararın neresinden dönülse kardır.