2015 Haziranı yaklaştıkça bazı odaklarda, çıkmamış candan ümit kesilmez anlayışıyla yaşanan kıpraşmalar ve bir telaş gözlemlenmekte.
Eskilerin “kıyamet alameti” diye tarif ettiği gibi, bir arada olmaları asla mümkün gözükmeyen fikriyat adamlarının hayret verici, bir o kadar da komikleşen fitne de ittifak arayışları su yüzüne çıkmaya başladı.
Gezi’de meselenin ağaç olmadığı çok kısa zamanda anlaşılmış, milli
iradeye karşı sol görünümlü kalkışma gezi zekâlıların elinde patlayıp
etkisizleşmişti.
Hemen arkasından, masum bir dershane meselesiymiş gibi başlayan fakat daha sonra meselenin dershane değil 2014 yerel seçiminde AK Parti’yi diz çöktürme planı olduğu her kes tarafından anlaşılan, bedduacı Amerikalı Hodja’nın sevki idaresindeki paralel ihanet kumpası devreye girmişti. Hamdolsun o da milletin duasıyla savuşturuldu ve beddua kendi takkeli başında patlayarak o da etkisizleşti.
Takip eden süreçte üst düzeyde bürokrasiden tut siyasi bünyeye kadar her alanda çeşitli yaftalarla operasyon üstüne operasyonlar çekildi. Milli irade temsilcilerinin dik duruşuyla püskürtüldüler ve yine başaramadılar.
Saray’dan fidan kaçırma teşebbüsü ile başlayan, esasında dönemin Başbakan’ını kapma ve vesayetçi işbirlikçilerin elinden kurtarılan devleti tekrar işgal etme planları alt üst oldu, kurguladıkları oyunlarda oyunlara gelip tuş oldular.
Hapsız kalmış çaresiz bir bağımlının psikopatik ısrarcılığı gibi, milletten üst üste yedikleri ağır tokatları hissetmeyip hala daha sırnaşmaya ve ayakaltında dalaşmaya devam edip duruyorlar.
Şimdi, Haziran 2015 seçimi atmosferine girdiğimiz şu günlerde, istikbale sürekli irtifa kazanarak emin adımlarla yürüyen millete, nasıl çelme takarız derdine düşmüş düşükler, duman altı olmuş izbelerinde sui amel taksimi yapıp fenalık etme telaşındalar.
Esas gaye, asırlık geri kalmışlık açığını 10 sene gibi bir kısacık bir zaman diliminde tamamlayıp, ülkeye sınıf atlatan ve dünya siyasetinde “bi dakka durun bakalım, biz de varız” diyen iktidarı devirip, üremelerine zemin oluşturan eski zillet iktidarlarına tekrar nasıl döneriz derdindeler.
Dünya barışının tehditcisi, para ve silah gücüyle insanlığı esir alan küresel şebeke efendilerine, milleti ve kaynaklarını tıpkı geçmişte olduğu gibi nasıl peşkeş çekeriz derdindeler.
Dinci’si, dinsizci’si, bebeksi pozlu yüzlerle ve kulağa hoş gelen tantanalarla sokularak, milletin huzur ve saadetine suikast düzenleme derdindeler.
Başını Amerikalı Hodja’nın çektiği malum dinci şebeke, bu ülkede onlarca yıldır millet ve din düşmanlığı ile tanınan hiziple kol kola yeni yıkım projeleri geliştirmekte olduklarını görüyoruz.
Hapisten mahkûm kaçırtma mekanizması haline gelen kötülüklerin anası CHP’nin temsilcileri, daha dün, 2011 Haziran genel seçimlerinde, Silivri’den milletvekili yaparak kaçırdıkları adamları, o zaman içeri atan şebekenin, şimdi de kumpasçı’lıktan Silivri’de tutuklu bulunan medyatör abilerini ziyarete (!) gidiyor.
Belki de Amerikalı Hodja’nın adamlarını, daha düne kadar hasım mış gibi göründükleri CHP listelerinden milletvekili yapıp, çelme taktıkları milletin meclisine sığındırma yolları aranıyor.
Şairin “Baba katiliyle baba bir safta” dediği gibi...
İktidarsız düşükler, seçkinciler, dinciler, dinsizciler, millet düşmanlığı ile nam salmış jakobenler, kardeşin kardeşi katletmesinden nemalanan Türkçüler, Kürtçüler, faizci tefeciler, yıllardır yetim malı hortumlayamayıp krize girenler hepsi aynı sokakta buluşmuş ittifak halinde ayak bağı olmaya gayret ediyor.
Fakat görünen o ki millet feraseti ile bütün bu çapulculara gereken dersi bir daha ve sonsuza kadar daha vermeye devam edecek..!
Millet adamları, milletin hem ekonomik hem de siyasi itibarını arttırmak için kıtalar aşarken onlar da altında kalacakları fitne tünelleri kazmakla meşguller...
Vesselam...