Bugün pazar üstelik yarın yılın son günü bu yüzden öyle uzun tutmayacağım, önümüzdeki yılı anlatacak ve beni umutlandıran notları aktarmak istiyorum.
Geçen akşam Başbakan’ı, elimde not kâğıdı ile dinlerken, yalnız iki cümlesini not aldığımı fark ettim. Başbakan, ‘faizler daha da düşecek ve bana göre şu an Türkiye’de faizler hâlâ yüksek’ dedi. Başbakan’ın öteden beri faizleri yüksek bulması ve adeta buraya ‘takması’ öyle ideolojik bir yaklaşım değil, tam aksine oldukça rasyonel ve bize yeni dönemi anlatan temel bir ayrım noktası. Buraya yeniden geleceğim ancak ikinci not da şuydu; ‘Görüşmeler sürüyor çünkü burada bir ışık var.’
Bu ‘ışık’ yalnız silahların susmasını anlatmıyor bana göre. Geçen hafta Cengiz Çandar bir ‘Bağımsız Kürdistan’ yazısı yazdı. Yazıda Peter Galbraith’den alıntılar vardı, Galbraith, Çandar’ın da belirttiği gibi, hem Irak’ta Kürtler için hem de ABD için önemli bir Kürt uzmanı. Irak Anayasası’nın hazırlanmasında Kürtler’in danışmanı olarak yer almış. Galbraith bu yazıda Kürtler’in, Talabani’den sonra, özellikle enerji alanlarının paylaşımından doğan sorunların hiçbir zaman çözülemeyeceği inancına daha çok sahip olacaklarını ve Maliki yönetimi ile zaten ‘pamuk ipliği’ olan bağın kopacağını ve herkesin kendi yoluna gidebileceğini anlatıyor. Bu olabilir mi diye soruyor Çandar ve bunun cevabı için Time dergisinin Neçirvan Barzani ile yaptığı söyleşiye atıfta bulunuyor. Burada Barzani, Türkiye’nin değil, Maliki’nin Irak’ın bütünlüğünü tehdit ettiğini ve Türkiye’nin kendileri için bu anlamda bir umut kapısı olduğunu söylüyor. Barzani, Türkiye’de çok şeyin değiştiğine vurgu yaparak bizim sahip olduğumuz ‘şeylere’ Türkiye, Türkiye’nin sahip olduğu ‘şeylere de’ biz sahip değiliz, bu ekonomik bir konu diyor. Sonra Barzani, aramızdaki tek sorun PKK’dır ve bu siyasi bir sorundur böyle olduğu için askerle değil, siyasi iradeyle çözülür diyor. Çandar’ın yazısı “bölgede ‘bağımsız’ Kürdistan olacaksa bu Türkiye’nin onayı, ABD’nin desteği ile olacaktır, gidiş o yöndedir” cümlesi ile bitiyor. Çok açık değil mi? Daha değil diyorsanız o zaman ben Çandar’ın bu yazısına Uluslararası Enerji Ajansı’nın Fatih Birol’la, öteden beri, yaptığı Irak’ın enerji potansiyeli olarak müthiş bir sıçrama yapacağı açıklamalarını ekleyeyim. Birol, Çandar’ın yazısına denk gelen tarihlerde yine bir açıklama yaptı ve önümüzdeki 20 yıl içinde Irak’ın dünya petrol üretiminin yüzde 45’ni gerçekleştireceğini söyledi. Bu, üretime doğalgaz potansiyelini de ekleyin ve bu kaynakların hatırı sayılır bir bölümün de K. Irak’ta olduğunu bunun da ancak güvenli bir şekilde Türkiye üzerinden ‘dünyalaşabileceğini’ bilin. Bizim hemen yanı başımızda, on yıl içinde Suudi Arabistan’ı geçecek bir zenginlik doğuyor. İşte ‘ışık’ budur.
Faizler, ‘Abenomics’ ve Samson Agonistes
Gelelim Başbakan’ın konuşmasından aldığım ikinci nota; yani faizler düşecek notuna. The Economist’in son sayısında yeni Japon Başbakanı ile ilgili güzel bir değerlendirme vardı. Şinzo Abe’nin ‘yeter artık’ diye işe başlaması yalnız seksenlerden beri süren durgunluğa bayrak açması değil, yeni bir paradigmanın anlatılmaya başlanmasıdır. Bunu The Economist, ‘Abenomics’ tanımlamasıyla özetliyor. Yani Abe’nin yeni politikası yalnız Yen’in değeri sorunu ve iç talebin basit önlemlerle canlandırılmasından ibaret değil. Geleneksel Keynesyen ve Neoliberal politikalardan ayrı bir yolu anlatıyor. Zaten bunun için Economist yazının başlığını ‘Abe Agonistes’ yapmış. Yani John Milton’un ‘Samson Agonistes’ (1671) trajedisine gönderme yapıyor. Eh, sanıyorum Samson gibi ölmeyi göze alamayan da yüzyıllık paradigmaları değiştiremez . Bugün siz faize dayanmayan yeni bir ekonomik modeli anlatmak istiyorsanız gerçekten isminizin sonuna bir ‘Agonistes’ takısı eklemeniz ve çok ‘şeyi’ göze almanız gerekir. Bakın sayfamızdaki grafiğimiz, gelişmiş ülkelerin krizde çırpınışları anlatıyor. ABD, FED ve ileri teknoloji şirketleri sayesinde alıp başını gitmiş; Britanya ve AB’nin işi zor, Japonya durumu fark etti, çırpınıyor, Türkiye buradan çıkabilir; bu bizim de fırsatımız. 2013 bu anlamda değişim yılı olacak; ışık var.
İyi yıllar dilerim...