Özbekistan’a; Türkiye’nin özellikle son dönemde verdiği önem ve bu hattı sağlama alma çabası, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünü gören siyaset inşası felsefesini tam olarak anlatmaktadır.
Uzun yıllar İslam Kerimov; kendince içi boş gerekçelerle, Türkiye ile ilişkilere ciddi anlamda sınır oluşturdu. Bir gecede Özbek öğrencileri bahane içerikli nedenlerle Türkiye’den geri çağırdı. Bu travma, Türk siyasetinde uzun yıllar Özbekistan istikametine bakmayı, endişeli bir duruma getirdi.
Kerimov’un; ülke yönetimine, siyaset anlayışına, Özbekistan’ı Türk dünyasından koparma gayretlerine, şimdi ise yeni yönetimin iyi niyetinin ne kadar ciddi anlam taşıdığını, sadece bakarak daha net görebiliyorsun. Evet, maalesef İslam Kerimov; Türkiye’den uzun yıllar siyasi değişim dalgası bekliyordu. Gerçi bu beklentisinin içi tamamen boş idi. Lakin tam da bu gerekçeler ile bu coğrafyada, genelde Orta Asya’da Türkiye’nin varlığını, FETÖ doldurmaya başladı. Din ve etnik kimlik adına esas çalışmalar, “Türkiye” kılıflı FETÖ üzerinden Amerika’nın yaptığını, şimdi net diyebiliyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Asya’yı çok önemsiyor. Ve kendisinden önceki Türkiye Devleti yöneticilerinden farklı olarak, fiili bağın temel taşlarını sadece kültürel boyutla değil, özellikle ekonomik bağların pekişmesi ile inşa ettiği aşikârdır. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev; 20 yıl sonra Özbek lider olarak Türkiye’yi ziyaret etti. Bundan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her fırsatta, uluslararası platformlarda bulunan Özbek Cumhurbaşkanı ile bir araya geldiklerini de görebildik. Yeni Cumhurbaşkanının, Rusya-Türkiye istikametinde, dengeli yol gideceğini net olarak okuyabiliyoruz.
Yeni dönemin esas frekansının, özelikle Orta Asya coğrafyası için Türkiye-Rusya ayarını doğru belirlemek olacağını da iyi anlamış gözüküyor.
Özbekistan; Orta Asya’nın mihenk taşı. Bunu her fırsatta hatırlatmakta maksadım; bu mihenk taşını etkileyecek olayların, tüm Orta Asya’yı etkileyeceği gerçeğine dikkat çekmektir. ABD’nin; Afganistan bölgesine bakış açısı ile Rusya’yı bitirme gayreti arasında ciddi bir bağın olduğunu gördüğümüz için, Orta Asya coğrafyasında olup bitenlere şimdiden farklı bakış açısıyla bakmamızı pekiştirmemiz lazım. Orta Doğu’dan buharlaşan DEAŞ veya türlerinin, Orta Asya’dan ortaya çıkmasının, ABD planlamasına girdiğini de, son yıllardaki çekik gözlü terörist profilinin devreye girmesiyle, sinyal verdiğini de hesaba katmalıyız.
Özbekistan’ın yeni yönetiminin, çok yakın zamanda İslam Kerimov’un kızı Gülnara Kerimova’nın, İsviçre bankalarında saklanan paralarını geri istediği istikametinde, Batı kaynaklı medya, haberler yazdı. Bu haberleri Özbekistan yalanlamadığına göre, bu durumu varsayarak Batı’nın cevabında mana aramamız gerektiğini düşünüyorum. Gülnara Kerimova’ya ait hesaplardaki paraların, Özbekistan’a geri verilmesini isteyen Özbekistan Devleti’ne, Amerika’dan “hayır” cevabı geldiği istikametindeki haberler, neden ABD’nin birçok ülkede yönetimler ile halklar arasındaki derin uçuruma rağmen yönetimleri desteklediğini, bu ülkelerden çıkarılan paraların Batı bankalarında tutulmasına neden yeşil ışık yaktıklarını, daha sonra geri verilmeyen paraların akıbetiyle anlıyoruz!
Bu paralar, bu ülkeleri yöneten ve yönetenlere yakın olanların eliyle ülkeden çıkar. Gider, Batı’nın teşvik ettiği bankalara. Ne güzel yöntem değil mi? Savaşmadan, yönetimlerin eliyle bu ülkelerin halklarına ait olan paralar, azar azar Avrupa ve Amerika’ya kayar. Sonra vakit tamamsa, düğmeye basılır ve demokrasi rüzgârı bir çırpıda ayaklanmaları besler.
Özbekistan’ın yeni liderinin bu bakış açısı, ülkesine ait olan hakları ülkesine geri istemesi, durumun farkında olduğunun işaretidir. Bu başlı başına önemlidir!
Türkiye; Orta Asya - Kafkasya hattında güçlü olduğunu, özelikle Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin, farklı bir ümit ırmağı olduğunu zaman zaman yazmışımdır. Bunun yanı sıra yeni ekonomik güç güzergâhının yeni İpek Yolu hattı olduğunu ve Amerika’nın bu hattın girizgâhında kıpırdamalara tetik olacak olaylara soyunduğunu da yazmıştım. İşte tam da bu zaman diliminde Rusya’dan alınacak S-400 konusunun, “neden bu kadar sinir motifi olduğunu”, “NATO generallerinin bu konu üzerinden tehdit savurduklarını, neden fazlası ile duymaya başladık” sorusuna, bir de bu konuları göz önünde bulundurarak cevaplarsak, isabetli olacaktır. Özbekistan’a verdiği önemle Türkiye; sadece kardeş bağı oluşturmuyor, hem de çok akıllıca sacayağını kuruyor. Erdoğan “Dünya 5’ten büyüktür” fikrini, sadece fikir olarak havada bırakmadı. Şu anda bu fikrin dünyadaki siyasi alt yapısının temelini atıyor. Özbekistan halkası, işte bu temel için önemlidir...