Trabzonspor muazzam bir seyirci desteği ile maça başladı. Ancak fizik mücadelesi yüksek, pozisyonu az bir ilk yarı izletti taraftarlara.
Seyirci desteği ile maça başlayan Trabzonspor ataklarını yaparken, Büyükşehir Belediye’nin de aynı şekilde karşılık verdiğini görünce, ilk yarıda savunma oyuncuları rakiplerinden kontra yememek için dikkatli davrandılar. Bu da Trabzonspor’u ilk yarıda daha önde futbol oynar gibi gösterdi.
Adrian yine her pozisyonda ismi geçen kişiydi. Zokora, Alanzinho, Adrian orta saha üçlüsü ilk yarıda iyi anlaşınca, zaman zaman da olsa maçın temposunu yükselttiler.
Adrian’ın attığı nefis bir şut, kaleciden dönerek Henrique’in attığı golün hazırlayıcısı oldu. Olcan ve Yasin hem hücum ettiler, hem de rakiplerini kovaladılar. Ama bunlar ilk yarıdaydı.
Kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan Belediyesporlu oyuncular, ikinci yarının başlaması ile birlikte bütün hatları ile Trabzonspor’a yüklenince ve Bordo-Mavili takım da ilk yarıdaki ciddiyetini kaybedince, kendi telaşlarından yedikleri gollerle bir anda mağlup duruma düştüler. Durumun vehametini anlayan Trabzonsporlu futbolcular, skoru tekrar çevirebilmek adına bu sefer daha çok efor sarfetmek zorunda kaldılar. Ama hangi akla hizmet anlaşılmaz, iki gün önce 120 dakika oynatılan Trabzonsporlu futbolculardaki yorgunluk tekrar kendini gösterdi ve Belediye bu zaaftan iyi faydalandı. Kolay değil, futbolcular 48 saat içinde 214 dakika süren iki maç oynadılar.
Ama her şeyi bir kenara bırakırsak, maalesef Trabzonspor’da istikrar yok. Üçüncü defa yarışa dahil olma fırsatını kullanamadı. Takım olamamanın sıkıntısını her hafta çekiyor. Buna en güzel örnek; Serkan ile Metin Depe’nin itiş kakış anında hiçbir Trabzonsporlu oyuncunun arkadaşının yardımına gitmemesiydi. Bu tablo her şeyi anlatmaya yetiyordu.
Her türlü kayıp tamam ama Olimpiyat Stadı’nda bu taraftar önünde Trabzonspor’un zaferle çıkması gerekirdi. Ama olmadı.
Trabzonspor için tek söylenecek laf; Trabzonspor atıyor ama koruyamıyor.
Ligin ilk devresinin net değerlendirmesi, Bordo-Mavililer için budur.