Resmi tarihler kendilerinden önceki yönetimleri unutturmak veya karalamak için kendi dönemlerini abartılı bir şekilde öne çıkarırlar.
Osmanlının resmi tarihleri Anadolu'yu kendilerine yurt yapan Selçukluları ve beylikleri es geçtiği gibi Cumhuriyet dönemi resmi tarihi de Osmanlı'yı görmezden gelir.
Bu hususta Atatürk'ün birkaç kez tekrarladığım şu ifadeleri, öz eleştiri ya da itiraf olarak değerlendirilebilir.
Der ki, "Laikiz dedik, dinle ilişiğimizi devlet olarak kestik. Cumhuriyetiz dedik, rejimimizi tehlikeye düşürmemek için saltanat devrini kötüledik, kazanılmış büyük zaferleri bile birkaç satırla geçiştirmeye başladık. Latin harflerini aldık, yeni kuşakları binlerce yıllık geçmişinin hazinesinden yoksun bıraktık."(Atatürk'ün Fikir kaynakları, Milliyet 15 Kasım 1974)
Okullarda okutulan resmi tarih ve özellikle tek parti dönemiyle ilgili bilgiler bu bakış açısıyla yazılmıştır.
Tek parti dönemini cumhuriyetin asr-ı saadeti gibi sunan bilgiler de öyledir.
Kuruluşunun 100. yılı kutlanan CHP'nin cumhuriyeti kurduğu hatta devleti kurduğu, ondan öncesinin sefalet olduğu cumhuriyetle birlikte milletin saadete eriştiği ballandırılarak anlatılır.
O dönemin gerçek tablosunu resmi tarihten öğrenmek mümkün değildir.
Bi defa hemen tekrarlayalım ki CHP ne yeni bir devlet kurmuştur ne de cumhuriyet inşa etmiştir.
Devletimiz zaten vardı CHP sadece cumhuriyet ilan etmiştir. Ülke cumhuriyete 1950 yılında geçmiştir. Aradaki tek parti dönemi cumhuriyet değil, CHP'nin saltanat dönemidir.
Ve CHP o dönemdeki halka dayattığı ideoloji sebebiyle milletin kahir ekseriyetinin muhabbetini kaybetmiştir.
1950'den beri iktidar olamamasının temelinde kendisini güncellememesi ve o devrin ideolojik dayatmalarını sahiplenmesi yatmaktadır.
Milletin bu partiye olan tavrı ulaşımda, tarımda, sanayide dış politikada ve benzeri alanlardaki isabetli icraatları sebebiyle değildir.
Milletin değerlerine karşı yürüttüğü kültürel ve dini dayatmalar sebebiyledir.
Ülkenin gerçek meseleleriyle ilgili yaptığı icraatlara odaklansaydı ve halkın inancıyla kültürüyle uğraşmasaydı CHP bugün Türkiye'nin hala en büyük partisiydi!
Evet yollar yapmış, tarımda ekonomide önemli adımlar atmış ve kimi fabrikalar açmıştır ama milletin Kur'an-ı'na ezanına, kılık kıyafetine, diline tarihine, milletin tasvip etmediği dayatmalarda bulunmuştur.
Kahir ekseriyeti muhafazakar olan millet, açılan fabrikalar yapılan yollar nedeniyle değil o dayatmalar sebebiyle CHP'yi muhalefete mahkum etmiştir.
Aslında o dönemin bütün politikaları eleştirilebilir ama CHP yeni bir ulus yaratmak projesiyle yaptığı dayatmalarla milletin isot tarlasına girmiş ve halktan tamamen kopmuştur.
Emperyalizme karşı Milli Mücadele'nin karargahı olan Kuva-yi Milliye, CHP'ye dönüştükten sonra milli ruhunu terk edip emperyalist Batı'nın kültürünü halka dayatmış ve halkın değerlerinden kopmuştur.
O dönemin gerçek yüzünü farklı tarih kitaplarından özellikle hatıralardan epey okudum.
Son okuduğum kitaba sözü getirmek için bunları yazdım.
Elimde D. Mehmet Doğan Bey'in kaleme aldığı '1932 Dini İnkılaplar Yılı' isimli kitap var.
Yazar yayınları (0312 232 05 71-72) neşretmiş!
Dönemi kendi belgeleriyle, o dönemde yayınlanan başta Cumhuriyet olmak üzere rejimi destekleyen gazetelerin şahitliğiyle anlatıyor.
O dönemde milletin dinine, diline, tarihine yönelik dayatmaları belgeleriyle aktarıyor.
Başta milliyetçi muhafazakâr siyasetçiler olmak üzere tüm aydınların okuması gereken bir kitap.
Tavsiye ederim.