Trabzonspor’un niye büyük olduğunu kısaca anlatayım. 1972 yılında yola çıkan anlayış o kadar hızlı büyüdü ki, büyümesini önlemeye kimsenin vakti olmadı. Bu başkaldırışın önlenemeyeceğini bugünün duayen (!) spor yönlendiricisi 1973’teki Trabzonspor-Fenerbahçe kupa maçından sonra ‘Dikkat edin Trabzonspor geliyor’ diye uyarıda bulunmuştu..
Haklıydı. Kısa sürede inanılmaz başarılar elde edip pastayı paylaşanlardan parçalar kopardı ve yerine yerleşti.
Trabzonspor büyüdükçe şehir dışındaki hemşerilerimizin havası arttı.
Gücü yenen temsilci, gücü ezemeyenlerin temsilcisi olarak sevildi ve sayıldı..
Tabi bu büyümeye karşı koyamasalar ve sempati ile bakıyor görünseler de için için kinleri büyüyen, pastadan pay kaptıranlar rövanşı zamana bıraktılar.. Zaman onları haklı çıkardı. Hızlı büyümenin alt yapısını hazırlayamayan Trabzonspor camiası yıllar geçtikce uğruna mücadele edilenden çıkıp Trabzonspor’dan nasıl nemalanırız konumuna getirildi.. İşte ezilen güç tam da bunu bekliyordu..
Dışarıdan rakipler, içeriden avantacılar tarafından kemirilmeye başlayan Trabzonspor camiası yine dimdik ayakta duruyor.
Niye mi?
Yola çıktığından bu yana geçen 50 yılda yanlışları çok olmasına rağmen en büyük doğrusu kök salmasıydı. Bu yıllarda o kadar derinlere kök saldı ki. içerden ve dışardan yapılan suikastlerle onu yıkmak imkan dahilinde değil.
İşte Trabzonspor gerçeği bu.. Şimdi bu gerçekle yaşıyor ve genç neslin önemli kısmı da buna itiraz ediyor. Eminim ki bu camia 1972’de dışarıya yaptığı başkaldırının aynısını içeride yapıp yine önümüzdeki yıllara damga vuracaktır. Şu sıralar yönetim ve takımda çekilen sıkıntı sadece doğum sancısıdır..
Mevcut yönetim dördüncülüğü taraftarına birincilik gibi aktarıyor.
150 milyon harcayıp dördüncülüğü Trabzonspor taraftarına yutturmaya çalışmak ayıptır.