15 Temmuz kanlı darbe girişiminin 3.yıldönümünde o bitmeyen tartışma yeniden alevlendi.. ‘Darbenin siyasi ayağı’ tartışması.. Son sözü en başta söyleyelim.. Bu darbenin siyasi ayağı falan yoktu.. Evet en başta herkes gibi ben de çok çalıştım 15 Temmuz’un bileşenlerine. Finans ayağını gördük, uluslararası ayağını, meda ayağını, mülkiye, askeriye, adliye tamamını gördük.. Öyle mi?!.. Bu vakte kadar siyasi ayağını göremediysek artık kabullenmek lazım ki, bu organizasyonun siyasi ayağı falan yok.. Partiler bunu meydanlarda birbirlerini suçlamak için bol bol kullansalar da aslına bakılırsa yola çıkarken darbeciler işin siyasi tarafı üzerine kafa yormamışlar.. Darbe gerçekleştikten sonra onlara bağlılık bildirecek, biat edecek bir satılmış kadro bulabileceklerini düşünmüşler. İsmet İnönü, 28 Mayıs günkü gazetelere “Ordunun inkılap hareketini övdü ancak müdahaleden haberi olmadığını söyledi” başlığıyla haber olacaktı. 9 Mart’çılar, darbe hazırlığı yaparken bir bakanlar kurulu listelemişlerdi. Prof. Bahri Savcı, Adnan Başer Kafaoğlu, Halit Çelenk Mucip Ataklı, Atilla Karaosmanoğlu, Sabahattin Selek, Altan Öymen gibi.. Mesela Altan Öymen ‘benim hiç birşeyden haberim yoktu’ demişti ama Fakih Özfakih’in, Faruk Gürler'i ve diğer subayları darbe için ilk gaza getiren kişi olduğu biliniyor. 12 Eylül’cüler darbe sonrası Turhan Feyzioğlu’nu çağırtıp cebindeki kabine listesini göreve davet etmesini istediğinde de Feyzioğlu dışında kimsenin durumdan haberi yoktu.. Kemal Cantürk’ü, Turgut Özal’ı, ‘Ben Başbakan oldum’ diye aradı Feyzioğlu.. MGK bir anda karar değiştirdi, Feyzioğlu yerine bir general, Bülent Ulusu getirildi.. Feyzioğlu’nun da siyasi yaşamı böylece bitmiş oldu.. 28 Şubat bu anlamda siyasi ayağı en belirgin darbelerden biriydi.. Asker, hükümeti Mesut Yılmaz’a vermiş, darbenin ruhu sayılan MGK kararlarının hayata geçirilmesi için TBMM ve Bakanlar Kurulunu çalıştırmasını emretmişti.. Bugün 15 Temmuz sonrası hangi parti sözcüsünü dinleseniz, bir ‘siyasi ayak’ suçlaması yaptığını görüyorsunuz. AK Parti de, CHP de, diğerleri de.. İşin esası şu. Siyasi ayak 15 Temmuz sonrasına bırakılmıştı. Kim teşneyse darbeciler onları yanlarına alacaktı. Ama Terör örgütü elebaşı Gülen’in, Humeyni gibi ülkeye dönmesi ve o satılmışların bu alçağa biat etmesi şartıyla.. Bugün çıkıp, ‘siz bu tertibin içindeydiniz’ demek çok doğru değil. Allah fırsat vermediği için neyin ne olduğunu ancak tahmin edebiliyoruz.. Kimin aslında nerede duracağını hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz..
Ekrem İmamoğlu yine bir takım verilerin peşinde
İstanbul’da yaşayan engelliler ve refakatçileri bugünlerde cep telefonlarına genel istanbulKart duyurusunun şokunu yaşıyor.. İBB, engellilerin kullandığı ücretsiz kartların sağlık bakanlığı e-rapor sistemine girişi tamamlanmadan yenilenmeyeceğini bildirdi kart sahiplerine.. Oysa e-rapor sistemi zaten güncel. Ve her engelli sistemde kayıtlı. Peki belediye ne istiyor?.. Bu sistemin tamamının kendi erişimlerine açılmasını.. Entegrasyonu ancak öyle sağlayabilecek.. Bu kişisel verilerin güvenliği bakımından büyük skandal.. Sağlık bakanlığı geri adım atmazsa (ki atmaması lazım) engellileri zor bir süreç bekliyor.
Çakma Komünist Maçoğlu’nun PKK hassasiyeti
İki bebek PKK terör örgütünün alçak saldırısıyla can verdi. Biri 4 diğer 8 yaşında.. 4 yaşında olanın ismi ‘Nupelda’.. Taze filiz demek.. Abisi de ‘Ayaz’.. Ovacık’ın geceleri gibi.. Bu iki bebeğe kıydı alçak, kalleş, cani bebek katili teröristler. Ve Tunceli’nin çakma komünist belediye başkanı Maçoğlu, ‘patlama oldu iki çocuk öldü’ diye yazdı twitter hesabına.. Patlama senin kalbinde oldu.. O çocukları, arkana aldığın PKK öldürdü.. Ve sen bunu söyleyemeyecek kadar korkaksın. Hiç numara yapma..