Olağanüstü olaylar olağanüstü psikolojiler açığa çıkarır. 15 Temmuz ve sonrasında yaşananlar zihinleri dönüştürecek deneyimler üretti. Bu sebeple 15 Temmuz’dan beri yaşadıklarımız sadece siyasal açıdan değil aynı zaman da ruhsal dünyamız ve bedenimize etkileri açısından da oldukça önemli.
Aynı olay farklı kişi ve toplumsal gruplar tarafından farklı algılanıp, farklı anlamlandırılabilir. O zaman 15 Temmuz farklı toplumsal kesimlerde farklı etkiler yaratacaktır. Darbenin taraftarı olan veya pasif seyirci olanlar ile darbe sürecine aktif karşı çıkanlara etkiler farklı olacaktır.
Bu yazının odağı darbeye direnen kişilerin ruh ve beden sağlığıdır.
Ruh sağlığımız hem büyüdühem travmaya maruz kaldı
15 Temmuz darbe ve darbenin püskürtülmesi süreci zihinsel dünyamızda iki ayrı etkiyi eş zamanlı yaptı. Bir yandan kendi vatanı için aktör olma, mücadele, kahramanlık, fedakarlık, cesaret, dayanışma, kader birlikteliği gibi ruh dünyamızı büyüten ve geliştiren yaşantılar üretti. Öbür tarafından içinde ölüm, yaralanma ve acılarla dolu yaşantılarla travmatik etki yarattı. Bu travmatik yaşantılar da zihnimize ve bedenimize bozucu etkiler yapma gücüne sahip. Bugün eş zamanlı yürüyen bu ikili etkinin ruh sağlığımızı büyüten ve geliştiren tarafını yazacağım. Önümüzdeki yazının konusu ise zihnimizi ve bedenimizi bozan tarafı olacak. Ayrıca, gelecek yazıda bu travmatik etkilerden korunma için bir rehber metin oluşturmaya çalışacağım.
Hikayelerimiz duygularımızı güçlendirdi
Darbeye karşıtlık sürecinde milyonlarca insan özel bir hikayeye sahip oldu. Darbe gecesi yaşantılarını özel anılar olarak algılayıp bunu bir anlatıya dönüştürdü. Aynı resimlere ve videolara tekrar tekrar bakıp hüzünlendik, ağladık, sevindik ve gurur duyduk. Bu hikayeler bizi diri tuttu ve iyileştirdi.
Özellikle kendisinin veya aidiyet duyduğu topluluktan birilerinin kahramanlık içeren eylemleri karşısında pozitif kolektif bir hikaye oluştu. Hikayeler duygulara ulaşmanın ve duyguları ifade etmenin en iyi yoludur. Hikaye sahibi olmak ruhsal açıdan güçlenmek demektir. Sonuçta 15 Temmuz hikayelerimiz bize iyi geldi.
Pasif nesne yerine aktif özne olduk
Milyonlarca insan darbecilerin zor kullanarak kendilerini istedikleri gibi şekillendirme girişimine karşı, çıkarak, pasif bir nesne olmak yerine aktör konumuna geçti. Darbecinin iradesine boyun eğen kişiler yerine, özgür iradesiyle karşı çıkan, eylem yapan, tavır koyan, söz söyleyen kişiler olduk. “Pasif nesne” yerine eylem yapan “aktif özne” olmaya geçiş ruh sağlığımızı oldukça olumlu etkiledi.
Özgüvenimiz arttı
Milyonlarca kişi kendisini önemli bir olayın parçası olarak görmeye başladı. Varoluşunu riske atarak sokağa çıkmanın işe yarar olduğunu, zalim dedikleri kişilerin zorunu bozduğunu gördü. Kendimizi bu toprakların sahibi, birinci sınıf vatandaşı olarak gördük. Bu hal insanımızın psikolojik büyümesi, gelişmesi ve özgüveninin artması halidir.
Vatanına sahip çıkmanı gururunu yaşadık
Darbeye karşı sokaklara dökülenlerin en önemli duygusu “bu toprakların kaderine sahip çıkma” duygusuydu. “Vatanına sahip çıkma hali” bireyleri oldukça motive etti. Vatanı için fedakarlık yapan ve sonuçta da vatanını korumayı başaran olmak ruh halimizi besledi. Bu vatanseverlik duygularının toplu hali siyasal açıdan “millet olma” ve “Türkiye’ye aidiyetin güçlenmesidir”. Bu halin siyasal açıdan muazzam bir önemi vardır.