Galatasaray, Kayseri’de yoktu. Sadece Galatasaray formasını giymiş 10 kişi vardı sahada. İnsan ister istemez merak ediyor, bu adamlar soyunma odasından formaları alıp üzerlerine geçirerek sahaya öyle mi çıktı diye..
Galatasaray’ın 4-5 transferle düzelmesi mümkün değil. Etkili olur, takım daha rahat oynar, seyirci az da olsa mutlu bir maç izler. Ama takım 3 yıl önceki Galatasaray’a kolay kolay dönemez. Galatasaray’daki en büyük sorun futbolcuları saran umutsuzluk havası. Her maçta ilk golü yemek alışkanlığı takıma iyice yerleşmiş. İlk yarıda futbol oynamama alışkanlığını da buna eklerseniz, ikinci 45 dakikada futbola benzer bir şey oynamaya çalışan 10 kişi var sahada...
Dünkü maçta eğer kalede Muslera olmasaydı, Kayserililer topa biraz daha dikkatli vurabilselerdi ilk yarıda en az 3 fark yapabilirlerdi. Herşeyden önce bu takımın savunması yok. Savunma zayıf, güçsüz ya da yetersiz değil. YOK..
Semih, Tarık olağanüstü kötü. Hakan Balta ayakta durmaya çalışıyor, Olcan ofansif olarak iyi ama defansta yetersiz. Galatasaray’ın orta sahası ise olağanüstü güçsüz. Rodriguez gibi yeni transferi var ki, niye alınmış, alınmadan önce kim görmüş, kim önermiş anlamak mümkün değil. Artık Umut’tan, Yasin’den söz etmenin hiç anlamı yok, futbolu bırakmışlar!..
Herhalde Galatasaray tarihinde koskoca bir 45 dakika rakip kaleye şut atmayan Sarı-Kırmızılı takım yoktur. Galatasaray’ın ilk isabetli şutu 61.dakikada Sinan’dan geldi, o da gol oldu. Zamanında Galatasaray taraftarı 14 yıl süreyle şampiyonluk için sabretmişti. O taraftar biraz saftı, uysaldı ve de sessizdi. Bugün milyonlarca Galatasaray taraftarı ciddi anlamda para harcayarak iyi bir takım izlemek istiyor. Bu takımı göremediği sürece de sadece tribüne gelmemekle kalmaz, yönetimi de sokağa çıkarmaz.
Devre arasında Galatasaray’ın çok isabetli ve doğru transferler yapması şart. Başka türlü Galatasaray önümüzdeki yıl Avrupa’ya gidemez.