12 Eylül davasında karar aşamasına gelindi. Savcı verdiği mütalaada, Şahinkaya ve Evren’in müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını istiyor.
Bu haber medyada yer alınca 12 Eylül’ün mağdurları yeniden hatırlandı.
Bu mağdurlardan biri de Sacit Kayasu. 12 Eylül askeri darbesinin hesabını hukuk yoluyla sorayım, mağdurların hakkını savunayım derken, kendi de mağdurlar arasına katıldı. Kayasu hem mesleki, hem insani manada mağdur olmuş bir hukuk adamı. 12 Eylül’e saygı duruşu yapıldığı bir dönemde, tuttu başına iş açtı. 12 Eylül iddianamesi hazırladı ve generallerin yargılanmasını istedi. Darbecileri yargılamak isterken, bir anda kendisi yargılanan ve istenmeyen adam haline geldi.
İtibarsızlaştırıldı, meslekten ihraç edildi.
Yargı, Kayasu’nun izinden gidiyor, 12 Eylülcüler için, 33 yıl sonra müebbet cezası istiyor, fakat Sacit Kayasu ve onun durumunda olan binlerce insanın hakları iade edilmiş değil.
28 Şubat sürecinin yol açtığı mağduriyetleri telafi etme yönünde bir takım adımlar atıldı.
Ama,12 Eylül’ün yol açtığı mağduriyetler söz konusu olduğunda bir çok şeyin yerinde saydığını görüyoruz.
Sözünü etmişken bir 12 Eylül mağduru olduğumu söylemek isterim.
12 Eylül’de, Kemal Burkay’ın liderliğini yaptığı TKSP (Türkiye Kürdistan’ı Sosyalist Partisi) davasından yargılandım. Devletin hakimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf cemiyet kurmak suçunu işlediğimiz iddiasıyla 171. maddeden yargılandık.
Değil devletin hakimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını ayırmak, örgütümüz karar alsa ve şurada örgüte finans sağlamak için, şu on dönüm toprağa buğday ekilecek dese, toprağı kazacak bir traktörümüz bile yoktu!..
Buna rağmen 7-15 yıl arası hapis cezaları aldık.
Ben 15 yıl ceza aldım, Yargıtay cezamı fazla buldu, davayı bozdu, ama ben Yargıtay’ın fazla bulduğu cezayı zaten çoktan yatmıştım. Bütün medeni haklarım elimden alındı. Emekli sandığından değil, hiç alakam yokken SSK’dan emekli oldum.
Benim gibi, benzer mağduriyetleri yaşayan birçok kişi var ve bu kişiler hala yurt dışında yaşıyorlar.
Feridun Kaya onlardan biri. Aynı davadan yargılandık. Feridun hapis yattı ve serbest kalınca yurtdışına çıktı. Şimdi Almanya’da yaşıyor ve Türkiye’de yaşarken kazandığı özlük haklarının iadesini talep ediyor.
28 Şubat mağdurlarının hukuki olarak haklarının iade edileceğini duymuş, bir mektup yazarak, 12 Eylül mağdurlarının da haklarının iade edilmesini, istiyor ve şöyle diyor:
‘28 Şubat mağdurlarının her türlü özlük hakları verildi. Hepsi eski görevlerine döndü. Emekliliği gelenler emekli oldu. 28 Şubat darbesini kınıyoruz ve o insanlara yapılanları lanetliyoruz.
Biz de darbeden zarar görmüş insanlarız.
Ama 12 Eylül mağdurlarının özlük haklarını tekrar kullanabilmeleri için, BERAAT şartı getiriliyor.
Beraat eden bir kişi yasal olarak bir dilekçeyle bütün haklarını alır, zaten bu durumda olup da hakkını almamış kimse kalmamıştır. Lütfen 28 Şubatçılara gösterilen ihtimam biz 12 eylül mağdurlarına da gösterilsin.
Onlara ne hak tanınmışsa lütfen bize de tanınsın.
Darbe mağdurları arasında ayrımcılık yapılmamalıdır. Sen başka bir darbenin mağdurusun demeye getirmek külliyen ayrımcılıktır.. Lütfen bizimle de barışın diyoruz. Bizi dışarıda bırakmayın.
Haklarımızın iade edilmesi, bu seçim sathi mealinde çok anlamlı ve hakkaniyetli bir davranış olur.
Bu konuya parmak basarsanız, yurt dışında ve Türkiye’de yaşayan 12 eylül mağdurlarını sevindirirsiniz.’
İsteğin üzerine, bir kez daha ‘Konuya parmak bastık’ Feriduncuğum!
Umarım bir işe yarar ve yeni demokratikleşme paketinde 12 Eylül mağdurları yeniden hatırlanır..