Bugün 12 Eylül askeri darbesinin 37. yıldönümü.
12 Eylül darbesinin bilançosu çok ağır olmuştu.
650.000'denfazla kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 210 bin dava açıldı ve bu davalarda 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi.517 kişiye idam cezası verildi. 50'si infaz edildi. 98.404 kişi "örgüt üyesi" olarak yargılandı. 71.000 kişi TCK 141, 142 ve 163. maddelerinden ceza aldı. 388.000 kişiye pasaport verilmedi. 14.000 kişi vatandaşlıktan çıkarıldı. 30.000 kişi mülteci olarak yurt dışına gitti. 300 kişi kuşkulu şekilde öldü. Cezaevlerinde 299 kişi öldü. 171 kişinin "işkence"den öldüğü belgelendi. 14 kişi "açlık grevinde" öldü. 43 kişinin "intihar ettiği" bildirildi. Tüm grevler yasaklandı. 23.677 derneğin faaliyeti durduruldu. 937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklanırken, birçoğu da kısmî sansüre uğradı. 30.000 kişi işten atıldı. 3.854 öğretmen, 120 akademisyen işlerinden ihraç edildi. 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 300 gazeteci saldırıya uğradı. Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. 3 gazeteci silahla öldürüldü.
***
Bu ağır bilançoya sebep olanların isimleri Kenan, Tahsin gibi tanıdık isimlerdi ama onlar başkalarının çocuklarıydılar!
1970’li yıllarda CIA’nın Türkiye şefi olan Paul Henze 12 Eylül darbesini Başkan Jimmy Carter’a “Bizim çocuklar başardı” diye haber vermişti.
Darbeyi yapanlar 34 yıl sonra yargılanmışlar ve müebbet cezası almışlardı ama hiçbir pişmanlık göstermemişlerdi.
Çünkü vesayet sistemi onlara göre devam ediyordu!
***
Biz anayasa ve yasa değişiklikleriyle darbeler döneminin kapandığını zannediyorduk, yanıldık.
Çünkü aynı ABD, 15 Temmuz’da yeni çocuklarıyla bu kez daha kanlı bir darbe girişiminde bulundu.
Neyse ki bu kez sert kayaya çarptılar.
Millet geçit vermedi ve de bundan sonra vermeyeceğini gösterdi.
Fakat bence problem devam ediyor.
Çünkü 12 Eylül darbecileri yargılanmış olmalarına ve ceza almalarına rağmen o darbenin ruhu capcanlı yaşıyor ve tepemizde boza pişirmeye devam ediyor.
***
O darbeye temel gerekçe olarak zikredilen ideoloji, darbecilerin dayattığı yürürlükteki anayasanın başlangıç bölümünde ve ilgili maddelerinde hâlâ devam ediyor.
Darbeciler yargılandı cezalandırıldı ama dayattıkları anayasa iptal edilmedi!
Tam tersine bu anayasa ana muhalefet partisi başta kimi siyasetçilerin ve yandaşlarının korumasında.
15 Temmuz şanlı direnişine rağmen bu anayasanın yürürlükte olması hâlâ birilerine cesaret vermekte ve milletin değerleriyle alay etmelerine ve tehditlerine zemin oluşturmaktadır.
***
Milli ve yerli bir anayasa yapılıncaya kadar tehlike bizzat anayasanın darbeci ruhundan kaynaklanmaya devam etmektedir/edecektir!
Hele de aynı ruhtan hareketle FETÖ’yü bahane edip vatansever dindar kadroların tasfiye edilme ihtimali ve endişesi gündemdeyken çok dikkatli olmak gerekir!
Tehlike geçmiş değil!