'Güneşin altında yeni bir şey yok’ atasözünün hemen bütün dillerde olması boşuna değil.
Güncel olay malumunuz.
Rusya’nın Esad rejimini korumak için Suriye’ye getirdiği savaş uçaklarından biri, muhalif Türkmenlerin yaşadığı bölgeye operasyon yaparken Türkiye hava sahasını ihlal etti. Bu ilk kez olmuyordu, öncesinde -bilinen- üç ihlal daha yapılmış, Türkiye uyarmış, Rusya en yetkili ağızdan ‘bir daha olmayacak’ sözü vermişti.
Söz tutulmadı, ‘angajman kuralı’ devreye girdi, Rus uçağı vurularak düşürüldü.
Tarihi belgeler bunun ilk olmadığını, zira Rusya’nın uçakla tanıştıktan sonra ‘sınır tanımadığını’ gösteriyor.
Araştırmacı dostum İsmail Şen, Uçak Teknisyenleri Derneği yayın organı UTED dergisinin Ocak sayısında yayınlanacak makalesinden enteresan notlar paylaştı.
Belgelere göre Rusya’nın hava sahası ihlalleri neredeyse ‘uçağın icadı’ ile başlamış!
İlk Rus savaş uçağı da ‘yüz yıl önce’ düşürülmüş.
- Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki 1916 tarihli Hariciye Nezareti Siyasi Kısım belgesinde, “Bir Rus tayyaresinin Karadeniz sahilinde düşürülerek içindekilerin esir, tayyarenin ganimet alındığı” belirtiliyor. (Tarih: 31 (ay belli değil) 1916 (Miladi) Dosya No: 2112 Gömlek No: 14 Fon Kodu: HR.SYS.)
‘Mülazım Nikola’ için mektup
- Kayıtlara geçmiş ilk ihlal ise Balkan Savaşı sırasında gerçekleşmiş. 29 Ağustos 1913 tarihli, Bâb-ı Âlî Evrak Odası’na ait belge, ‘Nikola nam bir Rus mülazım’ın (teğmen) ailesinin bilgi isteğini içeriyor: “Tayyaresiyle hatt-ı müdafaa dâhiline sükut eden Rus Mülazımı Nikola’nın sıhhatinin ailesi tarafından sorulmakta olduğu...”
Mülazım Nikola’nın savunma hattının gerisine nasıl ‘sükut’ ettiği, düşmüş, düşürülmüş veya araziye mi inmiş bilinmiyor.
- Bir yıl kadar sonra, yani Birinci Dünya Savaşı yaklaşırken ve Enver Paşa’nın Sarıkamış harekâtını başlatmasından bir ay önce, bir başka ‘ihlal’ vakasının belgeleri var.
24 Kasım 1914 tarihli Emniyet Umum Müdürlüğü kayıtları şöyle yazıyor: “Van ve Kastamonu vilayetleri üzerinde görülen Rus tayyareleri için Rusya Sefareti nezdinde girişimlerde bulunularak bir daha böyle bir olaya meydan vermemelerinin tembih edilmesi...”
Anlaşılan, Rusya hem Karadeniz, hem Doğu sınırını ihlal ederek ‘keşif’ yapmış.
Rus uçaklarından ‘ayetli bildiri’
Birinci Dünya Savaşı başladıktan sonra ise Rus uçakları Türk karasularında deyim yerindeyse ‘fink atmaya’ başlamış. Öyle ki, zaman zaman yanlışlıkla veya benzinleri bittiği için Osmanlı topraklarına inmişler. Hatta yerleşim yerleri üzerine ‘ayetli’ propaganda broşürleri bile atmışlar.
- 22 Mart 1915 tarihli Emniyet Umum Müdürlüğü belgesinde “Rus tayyaresinin bazı mahallere attığı, Kafkasya Müslümanları’nın imzasını havi ayet-i kerimelerle başlayıp, Müslümanları Almanya aleyhine tahrik ve harbe son vermeye çağıran” broşürler atıldığı; bu broşürlerde “Almanya’nın mahvolacağına dair” öngörülerin de bulunduğu bildiriliyor.
- 30 Nisan 1915 tarihli yine Emniyet Umum Müdürlüğü belgesinde, Hopa Kaymakamlığı “Sümele İskelesi’ne gelen Rus Donanması’ndan bazı gemiler ve bir tayyarenin, keşif hareketlerinden sonra Batum tarafına gittiğini” bildiriyor. (Bir yıl kadar sonra Ruslar bölgeyi Erzurum’a kadar işgal edecek ve Ekim Devrimi sonrası 1918’e kadar kalacaktır.)
- 29 Ekim 1917 tarihli bir başka belgede ise aynı broşürlerin Samsun ve Çarşamba arasında da havadan atıldığı belirtiliyor.
Şaşkın pilot Vladimir
- Ağustos 1916 tarihli Hariciye Nezareti Siyasi Kısım belgelerinde, “Kafkas Cephesinde sehven Osmanlı hatları dahiline iniş yaparak esir edilen Rus tayyarecisi Vladimir Milkowsky hakkında bilgi isteği” yazışmaları var. Anlaşıldığı kadarıyla, Rus pilot, o dönem Rus işgali altındaki Kelkit zannederek Alucra hayvan pazarına inmiş! Uçağa el konulmuş ve Tayyareci Vecihi tarafından Osmanlı Ordusu’nda kullanılmış.
- Aynı yıla ait bir başka Emniyet Umum Müdürlüğü belgesi ise bir Rus pilotun yakıtı bittiği için Giresun’un Görele ilçesine indiğini ve yakalandığını belirtiyor.