2005-2006 yıllarında “Dört tarafı denizlerle çevrili Büyük Türkiye Modeli” tartışmasında karşılaştığım isimler ile yıllar sonra yine beraberim... Daha açık yazayım; bir düşünce kuruşulunun düzenlediği “düşünce-sorgulama” daveti için yurtdışındayım. O günden bugüne birçoğu akademisyen olan davetlilerin bir kısmı değişmiş, yeni isimler katılmış, bazıları aynen kalmış...Kısacası “rutin” aynı ! Aynı ama çok değişen bir gerçek var; o günlerde hakkında “OLACAK-OLACAK MI-NE OLACAK” tadında konuşulan Türkiye, artık çok farklı. Daha doğrusu DÜNYA DÜZENİ ve bu yeni denklem içindeki Türkiye GERÇEĞİ çok değişti, farklılaştı...Bir Türk vatandaşı olarak “bu büyümenin, kopuşun, yeni gerçeğimizin” hazzını yaşamak da inanın çok güzel. 2003 yılında Süleymaniye’de “askerinin başına çuval geçirilen Türkiye’den”, 2013 yılında “YENİ DÜNYA DENKLEMİNDE MERKEZ OLMAYA” giden bir Türkiye’ye...
Sevgili dostlar, “Yeni Bir Yüzyıl İçin Strateji” belgesi yazan Amerikalı akademisyenlerin ağzından “2023-2071” detaylarını duymak ve “ne oluyor” sorusuna muhatap olmak, 2001-2003 arasındaki Türkiye’yi düşündüğümde hayal gibi...5 milyar dolar için IMF’den ülkeye “vali atanmasına izin veren” Türkiye, bugün “2023-2071” vizyonu sorgulamasını dünya genelinde Kabul ettirmiş durumda....
Bu noktada sormak istiyorum; bizler içeride dışarıdakilerin gördüklerini, gerçekten “ne olduğumuzu, OLABİLECEĞİMİZİ” gerçekten idrak edebiliyor muyuz ? Bu noktada diyeceksiniz ki; güzel söylüyorsunuz da bizim böyle bir belgemiz yok ? Bu stratejiyi nerede aramalıyız ?
Sevgili dostlar, yazılı bir hale getirilmese bile Türkiye’nin ÇOK NET BİR STRATEJİSİ ve BELGESİ var ! Nasıl mı ? Başbakan Erdoğan’ın son “AK Parti Kongresinden” bugüne söylemlerini alt alta yazın ve “analiz etmeye çalışan yabancılar” gibi karşıdan bir bakın.
Gelin birlikte deneyelim;
Sevgili dostlar, Bir Başbakan;
1-“Selçuklu-Osmanlı-Cumhuriyet” SENTEZİ’ne işaret ediyor ve bu yola çıkarken “Alparslan gibi kefenimi giydim” diyorsa,
2-Bir Başbakan 2023 hedefini 2071’e, yani bu topraklara girişimizin 1000. Yılına işaret edecek şekilde ilerletiyorsa ve arkasına konuşurken Türkiye değil de DÜNYA haritası koyuyor, Barzani de seyirciler arasındayken “Türkiye’deki Kürt kökenli insanlarımıza” Selahaddin Eyyübi üzerinden el uzatıyorsa,
3-Bir Başbakan İsrail’e verdiği “yeni one minute notaları” ile Türkiye’nin gücünün farkında olduğunu ve bölgede “lider” olmaya doğru emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor ve sonunda özür geliyorsa,
4-Mısır Devlet Başkanı gelip Türkiye’de bir parti kongresinde konuşuyorsa ve o Devlet Başkanı “Müslüman Kardeşler’in tezahürü” ise, Meşal aynı salonda boy gösteriyor, mesaj veriyorsa hatta Barzani de hemen yan koltuktaysa, bu tablo “Orta Doğu’da lider ülke kim” sorusunu bütün dünya aleme sorduruyorsa,
5-Bir Başbakan bu mesajların üzerinden aylar geçmeden Cumhuriyet tarihinin en büyük açılımını başlatıyor ve “bugünü” yeni bir tanımlamanın” başlangıç noktası almamıza yol açacak çok ciddi mesajlar verip, adımlar atıyorsa,
6-Bir Başbakan içeride bizi vurmak isteyenlere karşı Ahmet Yesevi ile ilgili vurguyu sürekli tekrarlıyorsa,
7-Bir Başbakan ekonomide “sıfır faiz-sıfır enflasyon” hedefine bu kadar yakınken, ne pahasına olursa olsun her türlü “piyasa bozulur” tehditlerine rağmen blok satışı iptal edip “HALKA ARZ’ların önünü açıyorsa,
8-Bir ülke yıllar sonra “yerli savunma endüstrisi” için çok net adımlar atıyor ve “montajcıların” yerleşik yapı olarak çöreklendikleri yapıyı yıkmak için strateji tanımlıyorsa,
9-Bir ülkede “1946 sonrası yaratılan sanal düşmanlar” tek tek yıkılıyor ve ülkenin insanı “özgürleşme” yoluna giriyorsa,
10-Bir ülkede, topraklarında yaşayan herkesi içine alacak bir SELÇUKLU-OSMANLI-Cumhuriyet SENTEZ’i oluşmaya başlamış ve bu SOMUT bir süreç ile tanımlanmışsa,
11-Ve en önemlisi ülkeyi yöneten İRADE ve başındaki BAŞBAKAN, DAHA ÇOK KIZACAKLARI birçok adımı, ülkenin kaderine çöreklenmiş YERLEŞİK YAPI’ya rağmen atıyorsa; Orada YENİ BİR TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN STRATEJİ BELGESİ yazılıyor ve uygulanıyor demektir...
Sonuç : Türkiye son 10 yılda, 1946-2003 arasında her türlü varlığımızı ve İRADEMİZİ ipotek altına alan YAPI’yı tasfiye etmeye başladı ve YENİ BİR TÜRKİYE’nin temelini kazdı. Çok zor ve sıkıntılı bir dönemdi...Şimdi BU TEMEL üstünde “YENİ DÜNYA DENKLEMİ’nin” üç büyük gücünden biri olacak YENİ TÜRKİYE’yi hep birlikte bina edeceğiz...Bu yolda herkese çok büyük iş düşüyor...Durmak yok, devam etmek de yetmez, hep birlikte KOŞACAĞIZ, KOŞACAĞIZ, KOŞACAĞIZ...