Galatasaray iki yıldır hızla ileri gidiyor. Galatasaraylının, hatta herkesin beklentisi, bu yıl Türkiye Süper Ligi’nin yanında Avrupa’da da daha öne çıkması. Dün bu yolda ilk adım günüydü. Adımın ne derece büyük olacağı merak konusuydu. Zira rakip, gruptaki favori takımdı.
Böyle bir beklenti, Terim’in sahaya süreceği onbiri görünce bir çekingenlik yarattı. Savunmada Semih ve Hakan’ı kulübeye çekip, bu yıl hiç resmi maç oynamamış Dany ile Riera’yı sahaya sürmüştü. Hadi Semih sakatlıktan çıkmıştı, ama Hakan sezona formda girmişti. 8 yabancı ile başlayan Galatasaray’ın bu nedenle yaşadığı, sırıtan bir zaafı olmadı önceleri. Real Madrid’in kendi alanında oyunu kabul etmesi, tempo aramaması, Galatasaray’ı rahatlattı. İlk 30 dakikada baskılı olmasını da sağladı. Bu sürede Melo ile üç kez gol heyecanı yaşandı. Galatasaray bu dönemde daha yırtıcı bir oyun sergileyebilseydi ve de gol şansı olsaydı önemli bir avantaj ele geçirebilecekti. R.Madrid’in oyunu fırsat kollama biçimdeydi. İyi kapanıp, sabırsızlanacak rakibinin içine düşeceği hataları değerlendirmeyi amaçlamıştı. Bu iş için çok yetenekli adamları da vardı. İsco ilk golü böyle buldu. Gol sonrası ele geçirdiği kesin üstünlüğünün kaynağı biraz tempo artırmak, hücumcuları daha çok kullanmak ve Galatasaray’ın gol sonrası yaşadığı şokla oyun disiplinini yitirmesiydi.
Cimbom devre arasında bu şoktan çıkmış, hatta üstüne özgüven yüklemesi yapmıştı... Sakatlanan Drogba’nın yerine giren Amrabat’ın sol kenarı kullanmasının da katkısıyla ilk devrede beklediğimiz tempoyu, girişkenliği göstererek ikinci yarıdaki mücadeleye girişti. Ronaldo ve Burak’ın peş peşe kaçırdıkları goller de heyecan yüklemesi yaptı tribünlere. Ancak bir gerçeği unutmamak çok önemliydi. Real Madrid’in öndeki adamları, Ronaldo idi, Benzema idi... İsco’nun, Di Maria’nın onlara katılması saniyelere bağlıydı. G.Saray hücum-savunma dengesini iyi kurmalıydı. Ne var ki kuramadılar ve yüklenirken yeni bir golü yemek moral motivasyonu yeniden göçürdü. O sırada Ronaldo farkı açınca Cimbom da irdelenecek tek şey kaldı: On yabancı ile bile bu kadar oluyordu. Önemli olan sanırım sayıyı artırmaktan çok her adamı doğru seçmek ve onlardan verim almaktı.