Suriyeliler üzerinden yürütülen ırkçı söylemlerin bir versiyonu da vergi vermiyorlar şeklinde tezahür ediyor. Oysa ticari iş yeri açan Suriyeli ya da başka bir ülke vatandaşı konumu ne olursa olsun tıpkı Türk vatandaşı gibi resmi işlemlerini yapmaya ve ruhsat alarak vergi ödemektedir.
Kaçak işyerleri de tespit edildiğinde gereken işlem yapılmaktadır.
Suriyeliler vergi vermiyor diyenler yalan söylüyorlar.
İnanmayanlar bulundukları şehrin defterdarlığına ve belediyelere sorabilirler.
Suriyelilerin Türkiye ekonomisine katkısını söylemeden geçmek olmaz.
Bakınız Suriyeli iş adamlarının Türkiye'de kurdukları KOBİ sayısı 2021 itibariyle 20 bindir...
500 bin kişiye istihdam sağlıyorlar. 50 ülkeye ihracat yapıyorlar.
Suriyeli iş adamlarının Türkiye'ye yaptığı yatırım 10 milyar doları bulmuştur. 2021 yılında 3 milyar dolarlık ihracat yapmışlardır.
Ayrıca dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar göçmen yoktur şeklinde yine kamuoyunu yanıltan ve Türkiye'yi karalayan propagandanın da kasıtlı olduğunu bilmek gerekir.
Geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı 3.762.686 kişidir. Büyük çoğunluğu çocuktur. Diğer ülke vatandaşlarıyla birlikte 6 milyondur. Ülke nüfusuna oranı %7.02'dir.
Diğer ülkelere kıyaslandığında Türkiye'deki oranın daha düşük olduğu görülür.
Mesela ABD'de 50.6 milyon göçmen vardır nüfusunun %15'ne tekabül eder.
Almanya'da 15.8 milyon göçmen/yabancı vardır nüfusunun %18'ine tekabül eder.
Rusya'da 11.6 milyon göçmen vardır nüfusunun %8'ine tekabül eder.
İngiltere'de 9.4 milyon göçmen vardır nüfusunun %13'üne tekabül eder.
Fransa'da 8.5 milyon göçmen vardır nüfusunun%13'üne tekabül eder.
Avustralya'da 7.7 milyon göçmen vardır nüfusunun %30'una tekabül eder.
BAE'inde 8.5 milyon göçmen vardır nüfusunun %88'ine tekabül eder.
Körfez ülkelerindeki yabancı nüfusun kendi nüfuslarının beş on katıdır. Onlar ülkelerinin istilaya uğramasından korkmuyor.
Ayrıca bu insanlar dilleri dışında Türk kültürüne yabancı insanlar da değiller ki.
Daha bir asır önce onlar da Türkiye vatandaşıydı. Onların dedeleri de gelip Çanakkale'de ve diğer cephelerde Mehmetçik olarak omuz omuza savaşmışlardı.
Hülasa Suriyeli Türkiyeli çatışması çıkarmak isteyenler bu ülkenin güvenliğini tehdit etmektedirler.
Hiç sorun yok demek de abartılıdır. Eğitimden barınmaya iş imkânına kadar yığınla sorun vardır. İktidar bu sorunların üstesinden gelmek için gayret sarf etmelidir bence ediyor da. Bu istikamette haklı eleştirilere de kulak vermesinde elbetteki fayda vardır.
Önemli olan eleştirenlerin ülke aleyhine psikolojik harp yürütenlere malzeme vermemeleridir.
Maalesef siyasi muhalefet başından bire Suriyeliler üzerinden iktidarı yıpratmak için kullandıkları yöntem nefreti körükleyen bir misyon üstlenmiştir.
Türkiye'nin hepsine vatandaşlık vereceğini iddia ederek hatta 900 bin kişiye vatandaşlık verildi diyerek açıkça yalan söylemekte ve provokatörlük yapmaktadırlar.
Vatandaşlık verilen Suriyeli sayısı 47.000'ni Türkmen toplam 200 bin 950 kişidir bunun 87 bini çocuktur. Bunlar da ülkemize bir şekilde katkıda bulunacak insanlardır. 'Avrupalılar seçerek aldı biz önümüze geleni aldık' diyorlar ya vatandaşlık konusunda Türkiye doğru olanı yapmıştır.
Suriyeliler geçici koruma statüsünde olduklarından, bir hukuk devleti olana Türkiye cebren gönderme yöntemine başvurmayacaktır. Cumhurbaşkanının göndermeyeceğiz demesinin anlamı budur.
Son olarak 1 milyon Suriyelinin gönüllü gitmesini sağlayacak projede de yine gönderme yoktur. Bu proje gönüllü olarak gitmelerini sağlayacak cazibede imkânlar oluşturmayı hedefliyor.
Türkiye'nin üç askeri harekât ile terörden arındırdığı ve güvenliğini tesisi ettiği bölgelerde 13 yerleşim biriminde alt yapısıyla üst yapısıyla Suriyelinin gönüllü dönüşünü sağlayacak projenin masrafı da Türkiye hazinesinden değil uluslararası desteklerden karşılanacaktır.
Muhalefetin iktidarı Suriyeliler konusunda söylem değiştirdiği iddiasının da 2011'den buyana takip edilen politika gözden geçirilirse inandırıcı olmadığı anlaşılır. Çünkü Türkiye başından beri Suriyeliyi Suriye'de tutma politikasını öne çıkarmış, projeler hazırlamış ama batı dünyası çirkin yüzünü bir kez daha göstermiş ve Türkiye'yi yalnız bırakmıştır.
Türkiye o projesini şu anda kendisi uyguluyor.
'İdlib, Zeytin Dalı, Fırat kalkanı ve Barış Pınarı bölgelerinde toplam 6 milyon Suriye, İran sınırında 2 milyon olmak üzere 8 milyon göçmen stabil halde tutuluyor.'
Mesela İdlib'de AFAD koordinesindeki 12 sivil toplum örgütü Suriyelileri orada tutmanın gayreti içindeler. O çalışmalar olmasa sadece orada birkaç milyon Suriyelinin daha sınırlarımıza dayanmasının önünde hiçbir engel yoktur.
500 bin Suriyelinin de kendiliğinden döndüğü hatırlanacak olursa oluşturulacak yeni yerleşim birimlerine dönüşün hiç de zor olmayacağı anlaşılıyor.
Gurbette sıkıntı içinde izbelerde yaşayanların, kendi ülkelerinde rahat bir ortamı tercih etmeyeceğini söylemek çok zordur.
Bütün bunları Suriyelileri savunmak için yazmıyorum. Elbette ki ben de herkesin vatanına meskenine dönmesini istiyorum.
Fakat iktidarı yıpratmak için üretilen gerçek dışı veya abartılı haber ve yorumlara karşı sadece mevcut durumun fotoğrafını çekmek ve kimi provokasyonlara karşı gerçekleri dile getirmek istedim.