İyi bir denemeydi...
Dinamikleri aynı anda harekete geçirdiler...
Zamanlama da müthişti...
Tam da barış sürecinin toplumsal yansımasını iyiden iyiye hissettiğimiz bir anda...
Tam da İstanbul’da dünyanın en büyük havaalanının ihalesinin yapıldığı bir anda...
Tam da IMF’ye borcun bitirildiği bir anda...
Tam da uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin notunu yükselttiği bir anda...
Tam da 3. köprünün temelinin atıldığı anda...
Harekete geçtiler...
Reyhanlı saldırısıyla sarsılmayan ülkeyi sivil direniş adı altında ‘sokak terörü ve tedhiş’le sarsma planını devreye soktular...
Kaos ortamı oluşturup topluma korku yayıp iktidarı alaşağı etme denemesiydi...
Taksimdeki 3-5 ağacın sökülmesinin bahane olduğu ortaya çıktı... Kimse itiraz etmesin...
Kendini sanatçı zanneden bir çok dallama ve Babıali’nin hazır kıta cuntacıları itiraf ettiler defalarca...
Zaten pankartlarda yazanlar ve sloganlarda durumu açıkladı; ‘Hükümet istifa, Tayyip mezara, hesap vereceksiniz, halkın devrimi, diren gezi..vs.. (Bir tek yeşil ve ağaç yoktu pankartlarda!..)
Yani demem o ki, ağaç olmasaydı başka bir bahane bulacaklardı...
Örneğin; sokakta kafayı çeken bir ayyaşın elindeki içki şişesi yanlışlıkla yere düşseydi;
“ İçki içene saldırıyorlar, şişesini kırıyorlar!.. #DirenRakıDiren … Acil RT, yayalım ltf..” diye Twit atıp başlatacaklardı devrim hareketini!...
Amaçları belli... Sandıkla demokrasiyle asla mümkün olmayan, nevi şahsına münhasır “Sosyalist, Kemalist, orducu bir rejimle” faşizan statükonun saltanat kayığında keyif sürmek... Eskiden olduğu gibi...
Gözler öylesine dönmüş ki, küresel aktör ve bölgesel bir güç olma yolunda hızla ilerleyen ve yükselişi engellenemeyen Türkiye’nin batıp iflas etmesi umurlarında bile değil...
Devrimci ama gerici dangalaklar... Kendilerini Post-Modern devirde zannediyorlar...
Allah’tan onca darbe, muhtıra tecrübemiz var...
Allah’tan dik duran, eğilip bükülmeyen, kapatma davası, geceyarısı bildirisinde metanetini koruyan, girdiği tüm seçimleri oylarını yükselterek kazanan..,
Ve en önemlisi halkın emanetine ihanet etmeyen bir başbakan var...
Ama siz n’aptınız?... Ağaç üzerinden yakıcı, yıkıcı, ahlaksız, kuralsız, anti demokratik bir hareket çektiniz...
‘Devrimci burada, halk burada’ diyerek Başbakana saydırdınız...
Katılamayacağı bir seçimde bile ‘ceketini assın, yine de oy veririz’ ile başlayıp, her seçimde artan bir teveccühle başbakanına sarılan halkı umursamadan...
Halk oradaymış...
Görüyoruz Gezi nöbetçilerini..
Manzara şu;
Ellerinde en pahallı telefonlar, marka kıyafetlerle Kemalist burjuva..,
Oyuncu, şarkıcı, sanatçı, reklamcı, Nişantaşı, Cihangir, Bağdat Caddesi Bohemleri...
Post-Modern protest Hippiler...,
Ve üniversiteli Tikiler..,
Bunlar halk oluyor, öyle mi?!...
Diğerleri ne?...
Makarnacı, kömürcü, dinci, liboş, oy sahibi çoban..,
#DayanBidonKafalıDayan!...
...
Bu yazıyı zor şartlarda yazıyorum...
Acil RT, yayalım Lütfen...
...