29 Nisan 2025 Salı / 2 Zilkade 1446

Sigara haram mı, mekruh mu? Diyanet'ten açıklama geldi

Sigara içmenin haram olup olmadığı konusu yine gündemde.

29 Ocak 2019 Salı 07:00 - Güncelleme:
Sigara haram mı, mekruh mu? Diyanet'ten açıklama geldi

Sigara haram mı, mekruh mu? sorularına yanıt aranıyor. Din görevlilerinin sağlığa zararlı bir maddeyi kullanmasının çok yanlış olduğunu vurgulayan Erbaş, hacca gidecekler için yeni bir karar alınacağını belirtti. İşte Diyanet'ten sigara ile ilgili yapılan açıklamanın detayları...

Diyanet'ten sigara kararı

Diyanet bu yıl Hac ve Umre organizasyonlarında yer alacak din görevlilerini sigara içmeyenlerden belirleyecek. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, önümüzdeki yıllarda kurumun sınavlarına girecekler için de sigara içmeme şartı aranacağını söyledi, Sigaranın haram olduğu yönündeki görüşleri hatırlatarak "benim de kanaatim bu yönde" dedi.

Anadolu Ajansı'na "hac ve umre organizasyonlarındaki din görevlilerini sigara içmeyenler arasından belirleme" kararı ile ilgili detayları anlatan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, kurumdaki sigara hassasiyetinin artacağını söyledi.

Erbaş: Bu yıl hem hac hem de umre organizasyonlarında sigara kullanmayan din görevlilerimizi tercih edeceğiz. Daha sonraki yıllarda sigara kullananlar sınava dahi giremeyecek. Belki daha sonraki aşamalarda din görevliliği sınavlarında sigara kullananlar tercih edilmeyecek.

"Arafat'ta Vakfe öncesi ya da sonrası bir müslüman kardeşimin elinde sigara gördüğüm zaman çok üzülüyorum" diyen Erbaş, sigaranın zararlarının hutbelerde de işleneceğini belirtti. Erbaş ayrıca," Vatandaşlar elinde sigara bulunan din görevlisi görmek istemiyor. Zararlı olan bağımlılıklardan insanların uzak olması gerekiyor, din bunu emrediyor. Dolayısıyla bizim en önemli vazifelerimizden birisi de insana zarar veren şeylerden insanı korumak." ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Başkan Ali Erbaş imzasıyla tüm birimlere gönderdiği resmi yazıyla, sigara içen personele bu yıldan itibaren hac görevi verilmeyeceğini açıkladı. Kararı değerlendiren Erbaş, “Daha sonraki yıllarda sigara kullananlar sınava dahi giremeyecek. Belki daha sonraki aşamalarda din görevliliği sınavlarında sigara kullananlar tercih edilmeyecek. Bunu çok önemsiyorum” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı sigara içen personele yaptırım kararı aldı ve Başkan Ali Erbaş imzasıyla, 17 Ocak’ta tüm birimlere gönderdiği resmi yazıda sigara içen personele bu yıldan itibaren hac görevi verilmeyeceğini açıkladı. Kararı değerlendiren Ali Erbaş, Başkanlık tarafından bugüne kadar alınan en hayırlı kararlardan biri olduğunu ve sigaranın asrın felaketleri arasında yer aldığını söyledi.

HARAM OLDUĞU KANAATİNDEYİM

Din görevlilerinin sağlığa zararlı bir maddeyi kullanmasının çok yanlış olduğunu vurgulayan Erbaş, şöyle devam etti: “Bu yıl hem hac hem de umre organizasyonlarında sigara kullanmayan din görevlilerimizi tercih edeceğiz. Daha sonraki yıllarda sigara kullananlar sınava dahi giremeyecek. Belki daha sonraki aşamalarda din görevliliği sınavlarında sigara kullananlar tercih edilmeyecek. Bunu çok önemsiyorum. Sigaranın pek çok ilim adamı ve alim tarafından haram olduğu söyleniyor. Şahsen benim de kanaatim bu yöndedir. Bizim bu noktada çok dikkatli olmamız, hassas davranmamız gerekiyor. Din görevliliği gibi mukaddes bir vazifede imamlarımızın, bütün görevlilerimizin bu tür alışkanlıklardan uzak durmaları gerekiyor.”

ZARARLARINI ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Hac ibadetinin nefis terbiyesi olduğunu hatırlatan Erbaş, “Nefis terbiyesi için gittiğimiz Arafat’ta çadırların etrafındaki sigara izmaritlerini görünce benim yüreğime sanki bir hançer saplanıyor. Arafat’ta vakfe öncesi ya da sonrası bir Müslüman kardeşimin elinde sigara gördüğüm zaman çok üzülüyorum” diye konuştu.

Sigarayla mücadele konusunda alınması gereken çok fazla önlem olduğuna dikkat çeken Erbaş, Diyanet’in sigara kararı almasında ise vatandaşlardan gelen şikayetlerin de etkili olduğunu söyledi. Vatandaşların, elinde sigara bulunan bir din görevlisi görmek istemediğini söyleyen Erbaş, sigaranın nasıl bir tehlike olduğunu millete vaaz ve hutbelerde anlatmaya devam edeceklerini bildirdi.

KORUMAMIZ GEREKİYOR

Diyanet’e verilen en önemli vazifenin toplumu din konusunda aydınlatmak olduğunu vurgulayan Erbaş şunları kaydetti: “Milletimizi beş konuda korumamız gerekiyor. İnsanların aklını, nesli, canı, malı ve dini korumak. Şöyle bakıyorum, sigaranın cana, mala, nesle, akla ve dine zararı var çünkü bir bağımlılık meydana getiriyor. Din de bağımlılıklardan insanı uzaklaştırıyor. Zararlı olan bağımlılıklardan insanların uzak olması gerekiyor, din bunu emrediyor. Dolayısıyla bizim en önemli vazifelerimizden birisi de insana zarar veren şeylerden insanı korumak. Bu açıdan sigarayla mücadele konusunu bir vazife addediyoruz.” Kararla ilgili milletin desteğini beklediklerini ve din görevlilerini hassas davranmaya davet ettiklerini söyleyen Erbaş, herkesin sigara bağımlılığından kurtulmasını Allah’tan niyaz ettiğini söyledi.


Mücadelenin başlangıcı

Başkan Ali Erbaş sigara kullanımıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Sadece bizim ülkemizde sigaraya ödenen paranın miktarı 30 milyar doları buluyor. Bu, 150 milyar lira anlamına geliyor. Dünyada her 3,5 saniyede bir insan açlıktan ölüyor. Sadece ülkemizde sigaraya ödenen paranın yarısı açlıktan ölecek olan insanlara verilse, o insanlar açlıktan kurtarılıyor.

Sigara yerine binlerce okul, hastane yapılabiliyor. Binlerce aç ve açıkta olan mülteci insan, bulundukları konumdan kurtarılabiliyor ama maalesef sigara yüzünden ortaya çıkan hastalıkları tedavi etmek için de bir o kadar daha para harcanıyor. Dolayısıyla bu kararımızı, bu büyük felaketle mücadelenin bir başlangıcı olarak kabul ediyoruz.”

"Sigaranın cana, mala, nesle, akla ve dine zararı var"

Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığına verilen en önemli vazifenin toplumu din konusunda aydınlatmak olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"Milletimizi beş konuda korumamız gerekiyor. İnsanların aklını, nesli, canı, malı ve dini korumak. Şöyle bakıyorum, sigaranın cana, mala, nesle, akla ve dine zararı var çünkü bir bağımlılık meydana getiriyor. Din de bağımlılıklardan insanı uzaklaştırıyor. Zararlı olan bağımlılıklardan insanların uzak olması gerekiyor, din bunu emrediyor. Dolayısıyla bizim en önemli vazifelerimizden birisi de insana zarar veren şeylerden insanı korumak. Bu açıdan sigarayla mücadele konusunu bir vazife addediyoruz."
"Büyük felaketle mücadelenin bir başlangıcı"

Bu konuda milletin desteğini beklediklerini ve din görevlilerini hassas davranmaya davet ettiklerini bildiren Erbaş, herkesin sigara bağımlılığından kurtulmasını Allah'tan niyaz ettiğini söyledi.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sadece bizim ülkemizde sigaraya ödenen paranın miktarı 30 milyar doları buluyor. Bu, 150 milyar lira anlamına geliyor. Dünyada her 3,5 saniyede bir insan açlıktan ölüyor. Sadece ülkemizde sigaraya ödenen paranın yarısı açlıktan ölecek olan insanlara verilse, o insanlar açlıktan kurtarılıyor. Sigara yerine binlerce okul, hastane yapılabiliyor. Binlerce aç ve açıkta olan mülteci insan, bulundukları konumdan kurtarılabiliyor ama maalesef sigara yüzünden ortaya çıkan hastalıkları tedavi etmek için de bir o kadar daha para harcanıyor. Dolayısıyla bu kararımızı, bu büyük felaketle mücadelenin bir başlangıcı olarak kabul ediyoruz."

“Temiz ve güzel olan şeyler helaldir, pis ve zararlı şeyler ise haramdır.”

Bu iki genel kural, beraberce düşünüldüğü zaman sigara için karşımıza şöyle bir sonuç çıkar: Sigara hakkında kaynaklarda bir şey söylenmediğine göre, onun hakkında hüküm verebilmemiz için onun pis ve zararlı olup olmadığına bakmalıyız: Eğer onun pis ve zararlı olduğunu söyleyebileceğimiz özellikleri varsa haram olduğuna, yoksa, helal olduğuna hükmetmeliyiz.

İşte bu metodik anlayış sebebiyle tarihte bazı İslam alimleri sigaranın helal/mubah olduğu hükmüne varmışlardır. Çünkü, demişlerdir, biz sigaranın bir zararını görmüş değiliz, şu halde onun haram olduğunu söyleyemeyiz. Eğer bir gün zararlı olduğu ortaya çıkarsa biz de ona göre hüküm veririz. Oysa bu gün  sigaranın 2.000 civarında zehir içerdiğini, pek çok hastalığın sebebi olduğunu, içenlerin sadece kendilerine değil, içmeyenlere dahi zarar verdiklerini bilim kesin olarak ortaya koymuştur.

Bununla birlikte Hanefî gelenekte şöyle bir anlama metodu vardır: “Kıyasa/kurallara göre haram olan, ancak Kur'an-ı Kerim’de ve sünnette adı ve hükmü açıkça zikredilmeyen şeylere haram yerine, tahrîmen mekruh demek daha uygundur. Gerçi bununla kastedilen de haramlıktır, ancak bir şeye haram ya da helal hükmü vermek sadece Allah’a (cc) ait bir hak olduğu için, haram olduğu kesinkes anlaşılsa bile, Kur’an’da haram denmeyen şeylere nezaketen, tahrimen mekruh demek daha güzeldir.” Bu sebeple son dönem Hanefîler sigara için“tahrimen mekruh” hükmünü tercih etmişlerdir. “Tahrîmen mekruh”,kanun hükmünde kararname gibi, haramhükmünde mekruh demektir.

Ayrıca sigara insanın kendisini tehlikeye atmasıdır. Oysa Allah (cc): “Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın.” buyurmaktadır. Bu sebeple sigara, insanın kendisini tehlikeye atması demektir. Sigara içmek ayrıca çok önemli bir kul hakkıdır, çünkü içenler içmeyenlere zarar vermekte ve onları rahatsız etmektedirler. Kul hakkının affedilmesi de ancak, hakkı olan insanların bağışlamasına bağlıdır. Bunu temin etmek ise çok zordur.