29 Nisan 2025 Salı / 2 Zilkade 1446

10 Kasım ile ilgili şiirler etkinlikler On Kasım Atatürk mesajları sözleri

10 Kasım ile ilgili şiirler ve mesajlar vatandaşlar tarafından araştırılıyor. 10 Kasım Atatürk’ü anma gününe az bir zaman kaldı. Vatandaşlar merakla 10 Kasım’da neler yapılabileceğini araştırmaya başladılar. Ülkemizde her sene Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı gibi dibi günler ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi ulusal bayramlar vatandaşlar tarafından heyecanla bekleniyor. Aynı zamanda tarihimizde yer alan önemli kişilerin vefat ettikleri zaman da anma etkinlikleri gerçekleştirilmektedir. Öğretmenler bu özel gün ve haftalarda öğrencilere ödevler vererek onların konular hakkında bilgi sahibi olmasını sağlarlar. Bu ödevler arasında en çok o güne özgü şiirler ve sözler yer alır. Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım’da da bu güne özel şiirler aranmaktadır. Saat 9'u beş gece ülke genelinde sirenler çalınır; vatandaşlar saygı duruşuna geçerler. Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım’da da bu güne özel şiirler aranmaktadır. 10 Kasım şiirleri sözleri etkinlikleri haberimiz içerisinde sizlerle.

7 Kasım 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
10 Kasım ile ilgili şiirler etkinlikler On Kasım Atatürk mesajları sözleri

10 Kasım şiirleri mesajları araştırılıyor. 10 Kasım Atatürk’ü anma ile ilgili yapılan açıklamalar yakından takip ediliyor. Özel gün ve haftalarda öğretmenler, öğrencilerin bugünün anlam ve önemini kavrayabilmeleri için onlara ödevler verirler. Bu ödevler arasında en çok o güne özgü şiirler ve sözler yer alır. Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım’da da bu güne özel şiirler aranmaktadır. 10 Kasım’da okullarda Atatürk ile ilgili şiirler okunur, etkinlikler yapılır. Saat 9'u beş gece ülke genelinde sirenler çalınır; vatandaşlar saygı duruşuna geçerler. Saygı duruşunun ardından tören, okullarda İstiklal Marşı’nın okunması ile devam eder. Anıtkabir ziyaretlerinde artış olur. Bu sene Atatürk’ün ölümünün 79. Yılı olacak. Öğretmenler bu özel gün ve haftalarda öğrencilere ödevler vererek onların konular hakkında bilgi sahibi olmasını sağlarlar.

Bu ödevler arasında en çok o güne özgü şiirler ve sözler yer alır. Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım’da da bu güne özel şiirler aranmaktadır. Haberimiz içerisinden en güzel 10 Kasım şiirlerine ulaşabilirsiniz.

5 Eylül 1938 günü Atatürk vasiyetini yazdı ve bütün malvarlığını belirli şartlarla, genel başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'ne bıraktı.

Kız kardeşine ve manevi çocuklarına, İsmet İnönü'nün çocuklarına para yardımı yapılmasını belirtti. Ayrıca Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na da belirli miktarlarda yardım yapılmasını istedi.

 

10 KASIM ŞİİRLERİ

Atatürk

Düşmanların elinden,

Sen kurtardın vatanı.

En yükseklere diktin,

Şanlı Türk bayrağını.

Adını ve şanını,

Bütün dünya biliyor.

Masum olan milletler,

Hep izinden gidiyor.

Sen, Türk için her zaman,

En büyük kahramansın.

Damarlarımızda akan,

Eşsiz, asil bir kansın.

Birkan Soylu

 

Büyük Atatürk'e

Binerken rıhtımdan, Bandırma vapuruna,

Tek düşüncendi senin; "Vatan, Millet, Sakarya".

Çakmak gibi gözlerin, dalarken ufuklara,

İlaç olacaktın milletin, kanayan yarasına.

Yarın çok geç olurdu, durma nedir bilmedin,

Erzurum'dan Sivas'a, yıldırım gibi geçtin.

Bağımsızlık ateşini, sen yaktın bu vatanda,

Kongrelerle başlayan, Kurtuluş Savaşı'nda.

Bizler Cumhuriyetini, taşıyacağız sonsuza,

Atam sen rahat uyu, aziz vatan toprağında.

Birkan SOYLU

 

 

KURTULUŞ ÖNCÜLERİ İÇİN

Yan yana iki çocuk görsem

İşte Atatürk diyorum

Özgürlüğün toprağı uyanıyor

İçin için seviniyorum.

Koşuşan iki öğrenci görsem

İçimin güneşi ısınıyor

Yürüyen bir bakış gibi

Mustafa Kemal geliyor.

Kol kola iki işçi görsem

Ekmeğim çoğalıyor birden

Bir ışık düşüyor ortalığa

İşte Atatürk diyorum.

İşte Atatürk diyorum

İlk kuruluş öncüleri

Bir gül çağrısında hepsi

Bize uzanmış elleri.

Mehmet KIYAT

 

10 Kasım

10 Kasım 1938,

Günlerden Perşembe.

Atatürk'üm ölmüş,

Saat dokuzu beş geçe.

Çökmüş bir matem havası,

Milletimin üstüne,

Gözyaşları sel olmuş

Akmış Marmara Denizi'ne

Herkes akın akın,

Dolmabahçe'ye koşmuş,

Büyük kurtarıcı artık,

Aramızdan ayrılmış.

Atatürk'süz yaşamak,

Çok zor gelse de millete,

Kalplerde yaşatılmış,

O veciz sözleriyle.

Emanet etmiş bizlere,

Kurduğu cumhuriyeti.

Var oldukça bu dünya,

Bilmeliyiz kıymetini.

Birkan Soylu

 

ATATÜRK'Ü DUYMAK

Ulu rüzgâr esmedikçe

Yaşamak uyumak gibi.

Kişi ne zaman dinç;

Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.

Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?

Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.

Ekmek olmak için önce

Buğday olmak gibi.

Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe

Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.

Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene

Her ışık-kaynak gibi.

En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,

Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,

Daha da yakınsın, daha da sıcak

Bıraktığın toprak gibi.

Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,

Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,

Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:

Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi.

Behçet NECATİGİL

 

SEN VARSIN ATATÜRK'ÜM HER ŞEYİMİZDE

Bu gün yatağımdan hür kalkıyorsam

Ekmeğim ak suyum berraksa,

Ağaçlar çiçek açıyor

Topraklar ısınabiliyorsa,

Sesim gür çıkıyor

Özgür özgür bakabiliyorsam,

Sen varsın gözbebeklerimde

Sen varsın Atatürk'üm sen varsın.

Yazabiliyorsam gönlümce

Okuyabiliyorsam...

Kazabiliyorsam toprağımı

Gün ışığında çapa kürek elde,

Çalışabiliyorsam gece gündüz Ekip biçebiliyorsam dileğimce,

Sen varsın yüreğimde

Sen varsın Atatürk'üm sen varsın.

M. Esat TOZKOPARAN

ATATÜRK YAZAR

Sordum seni;

Dağına, taşına Türkiye'min,

Herkes kendinden emin,

Yükseldi gür sesler;

Umutlar, sevgiler:

O biziz, O bizleriz.

Hepimiz bir parçayız

Atatürk'ten,

Bütün doğa,

Atatürk'ü anar,

Atatürk'ü şaşar.

Herşeydir OTürkiyem'de.

Göller, ırmaklar, ormanlar.

İmza imza Atatürk yazar.

 

Atatürk'ü Yitirmedik

Yıllar

Üst üste katlandıkça

Acımasız uzadıkça

Çelik mavisi gözlerinde

Her geçen gün

Işığını çoğalttıkça

Güzel vatanımızı

Kurtardığın anıldıkça

Seni yitirmedik ki

Dün olduğu gibi

Bugün de aramızdasın her an

Buna inan Ata'm

Yüzyıllar da geçse aradan

Sen her zaman anılan

Kutsal bir kahramansın.

Süleyman APAYDIN

 

10 kasım

 

Ben hiç 10Kasım'a

"Günaydın demem ki"

Ben sensiz 23 Nisan'a

Hoş geldin diyemem ki

 

Seni özlesek bile

Elden ne gelir ki

Bir daha senin gibi

Gelecek mi ne belli

 

Bak 10 Kasım yine geldi

Gözlerde yaşlar tükendi

Aradan 78 yıl geçse bile

Senin hatıran hiç bitmedi

 

Sabahlar her zaman güzeldir

Seni hatırlatmadıkça

Günaydın denir ama

10 Kasım olmayınca

 

ATATÜRK'Ü DUYMAK

Ulu rüzgâr esmedikçe

Yaşamak uyumak gibi.

Kişi ne zaman dinç;

Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.

Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?

Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.

Ekmek olmak için önce

Buğday olmak gibi.

Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe

Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.

Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene

Her ışık-kaynak gibi.

En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,

Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,

Daha da yakınsın, daha da sıcak

Bıraktığın toprak gibi.

Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,

Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,

Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:

Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi.

 

Şair: Behçet NECATİGİL

 

10 KASIM

10 kasım bir doğumdur

Her doğum başlangıçtır ölüme

Ölüm;

sığdırılmışsa içine bir yaşam

yaşam adanmışsa yaşamlara

ve öldüğünde insan

selam duruyorsa hala

topuyla,tüfeğiyle ve elinde çiçeğiyle

gözyaşlarıyla damla damla

insanlar

ve varsa hala ardından

ağlayan kadınlar

ve çocuklar

doğduklarında yokken bile sen

senin resminse yakalarındaki

cepheye giderken

ve anılıyorsan hala her 10 kasım da

senin adını taşıyorsa sokaklar,okullar

akıyorsa damlalar gözpınarlarından

yığınların

ve hala adın yazılamıyorsa

nüfus kütüklerinde

ve hala varsa öldürmek isteyenlerin

ölümün adı değildir

10 kasım

olsa olsa bir merhabadır ölüme

 

ATATÜRK

Sen Atatürk'ü tanımazsın çocuğum

Ne insandı O, ne insandı.

İzmir'e gelişini görseydin.

Ne şanlıydı O, ne şanlıydı.

Benzerdi sana, bana

Bizim gibiydi eli, ayağı

Ama bir yol baksaydın yüzüne.

İçin sevgisiyle dolardı.

Vapura biniyorsak dilediğimizde,

Sokakta geziyorsak hür,

İyi bak dört yana,

Atatürk'ün aklı görünür.

Arı Türkçe konuşuyorsak,

Türkçe düşünüyorsak bugün,

Her işimizde O'nun gücü.

Büyük öğretmeni Türk'ün.

Halkımızın arasında, halktan,

Davul vurur dengi dengine.

Dünya rastlamış mıdır?

Atatürk'ün dengine.

N. Ulvi AKGÜN

 

10 KASIM SÖZLERİ ve MESAJLARI

* Yine bir 10 Kasım ve sen yoksun. Seni çok özledik be Atam. Sensiz geçen 79 yılda boşluğun hiç dolmadı. Mekânın cennet olsun…

* 10 Kasım sabahının verdiği hüznü, Atatürk’ü daha iyi anlayarak yeniyorum.

 * O genç ve dahi Türk şefinin o esnada Çanakkale’de bulunması, müttefikler bakımından talihin en acı darbelerinden biridir.

 * Büyük Atatürk! Seni seven ve anlayan bir gençlik her zaman var olacaktır.

* Atatürk yalnız kahraman milletinin büyük bir şefi olmakla kalmamıştır. O, aynı zamanda insanlığın da en büyük evladı olmuştur.

 * Atatürk, yirminci asrın en büyük gerçeğini yaratan adamdır.

* Atatürk, şahsiyet ve yeteneğin dev gibi bir simgesi idi, o, yirminci yüzyılın en görkemli olayını yaratan adamdı.

* Atatürk, Türk Milleti’nin ruhunda Türk bayrağı gibi dalgalanan bir baştı.

 * Atatürk, tarihte teşkilatçı bir dahi, bir milletin harikalar yaratan yöneticisi ve memleketinin kurtarıcısı olarak kalacaktır.

 

10 KASIM ÖNEMİ NEDİR?

Anıtkabir'de Atatürk'ün mozolesi

Mustafa Kemal Atatürk'ün sağlığının bozulmasına ve ölümüne neden olan hastalık konusunda çeşitli iddialar vardır. Bir karaciğer rahatsızlığına dair hemen herkes aynı fikirdedir. Ancak hastalığın adı konusundaki tartışmalar günümüzde bile devam etmektedir. Atatürk'ün sağlığı 1937 yılından itibaren bozulmaya başladı. 1938 başlarında iştahsızlık ve halsizlik hissetmeye başladı. Vücudunun çeşitli yerlerinde kaşıntılar meydana geliyor ve burun kanamaları güçlükle önleniyordu.

Siroz teşhisi konulması

Bu kaşıntıların Çankaya Köşkü'ndeki karıncalardan meydana geldiği öne sürüldü ve köşk ilaçlamaya alındı. Atatürk de özel bir kür tedavisi için Yalova Termal'e gönderildi. Termal Otel'de, 22 Ocak 1938 günü Atatürk'ü muayene eden Dr. Nihat Reşat Belger, karaciğer rahatsızlığından kuşkulandı ve Atatürk'e siroz teşhisi koydu. Doktor Belger, Atatürk'e mutlak surette perhiz yapmasını tavsiye etti. Atatürk, Termal Otel'deki tedavisine bir süre daha devam etti, ancak doktorların bütün itirazlarına rağmen 1 Şubat 1938'de tedaviyi yarıda bırakarak Bursa'ya hareket etti.

 

Fransa'dan doktor getirtilmesi

Atatürk'ün sağlık durumunun ciddiyet göstermesi hükümeti de telaşlandırdı. Başbakan Celâl Bayar,Avrupa'dan iki hekim getirilmesini önerse de Atatürk o günlerdeki Hatay Sorunu yüzünden hastalığının dışarıda duyulmasının iyi olmayacağını düşündüğünü belirtti ve bunu reddetti. Türk doktorların kapsamlı bir muayene yapmasını kabul etti. Nihayet 6 Mart 1938 günü beş doktor Çankaya Köşkü'nde Atatürk'e bir konsültasyon yaptılar ve siroz hastalığı teşhisini yenilediler. Atatürk'ün kesinlikle alkolü kesmesi gerektiğini ve yoğun çalışma temposunu biraz düşürmesini istediler. Atatürk bu önerilere olumlu yanıt verdi. Bu muayeneden bir süre sonra Başbakan Celâl Bayar'ın tavsiyesi üzerine Paris Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Noel Fissenger Ankara'ya davet edildi. Fransız doktor Atatürk'ü muayene etti ve diğer doktorların teşhis ve tavsiyeleriyle örtüşen bir tanı-tedavi ortaya koydu. Fransız doktorun sözleri ve tavsiyeleri ve tavırları Atatürk'ü oldukça memnun eder cinstendi. İlk teşhisten sonra Fissinger Atatürk'e "Efendim, büyük savaşlar kazanmış olabilirsiniz ancak bu olayda vaka sizsiniz ve bende sizin komutanınızım, lütfen bu hususu unutmayınız" telkininde bulunmuş ve Atatürk de gerçekten doktorun tavsiyelerini ciddi şekilde uygulamıştır.

 

Son kez Ankaralıların karşısına çıkışı

Atatürk'ün rahatsızlığı ve özellikle Avrupa'dan doktor getirtilmesi, dünyada geniş bir yankı buldu. Atatürk'ün ölmek üzere olduğu ve siyasi mirasını kime bırakacağı yönündeki haberler üzerine Atatürk tüm dünyaya sağlıklı olduğunu göstermek istercesine 19 Mayıs 1938 günü Ankara Stadyumu'nda halkın karşısına çıktı. O gün son defa Ankaralıların karşısındaydı. Kutlamalar çok parlak geçti hatta o günün anısına Ankara Stadyumu'nun adı 19 Mayıs Stadyumu olarak değiştirildi..

 

Hatay Sorunu'nun çözülmesi

Atatürk aynı gün törenden sonra Mersin'e hareket etti. Daha sonra Adana'ya geçti. Askeri geçit törenleri yaptırdı ve ordunun başında olduğunu herkese gösterdi. Yaptıkları işe yaramıştı, dış basında hastalık, hatta "ölüyor" tarzı haberler kesildi. Fransızlar Hatay konusunda tüm şartları kabul ettiklerini bildirdiler. Ancak bu seyahat Atatürk'ün hastalığını iyiden iyiye arttırmıştı. Atatürk 26 Mayıs 1938 günü son defa Ankara'dan ayrıldı, İstanbul'a hareket etti.

Atatürk, İstanbul'da 1 Haziran 1938'den 25 Temmuz 1938'e kadar Savarona Yatı'nda kaldı. Yaz sıcakları üzerine tekrar Dolmabahçe Sarayı'na döndü. Bu arada Hatay sorunu da çözüldü ve Türk Ordusu Temmuz ayı başlarında Hatay'a girdi.

Atatürk'ün karaciğerindeki rahatsızlık iyiden iyiye artmıştı. Doktor Fissenger ve Türk doktorların tekrar yaptıkları muayeneler karında su toplanmaya başladığını gösteriyordu

 

Vasiyeti

5 Eylül 1938 günü Atatürk vasiyetini yazdı ve bütün malvarlığını belirli şartlarla, genel başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'ne bıraktı. Kız kardeşine ve manevi çocuklarına, İsmet İnönü'nün çocuklarına para yardımı yapılmasını belirtti. Ayrıca Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na da belirli miktarlarda yardım yapılmasını istedi.

6 Eylül 1938'de Fransız doktor Fissenger üçüncü defa İstanbul'a geldi. Atatürk'ün karnında biriken su iyice artmıştı. O gün yapılan su alma işlemi ile Atatürk'ün karnından tam 6 litre su alındı. Fakat buna karşılık Atatürk'ü daha da rahatlatmak için 12 litre su alındığı söylendi. 18 Eylül 1938'de Başbakan Celâl Bayar, Dolmabahçe Sarayı'na geldi ve dört yıllık ekonomik plan dosyasını Atatürk'e sundu. Atatürk ülke ekonomisi için çok önem taşıyan projelerin gerçekleştirilmesi için Türkiye'nin önünde en fazla üç yıl olduğunu, bir dünya savaşı çıkacağını ve bir an önce bu projelerin hayata geçirilmesini istedi.

Komaya girmesi

Hastalık gitgide ilerlemekteydi. Atatürk'ün karnında yeniden su toplanmıştı. Ekim ayında yapılan bir işlemle bu su da alındı.İşlemin ardından 16 Ekim 1938 günü öğleden sonra Atatürk ağır bir komaya girdi. Hükümet, ulusu Atatürk'ün sağlık durumundan haberdar etmek için 17 Ekim 1938'den itibaren Anadolu Ajansı aracılığı ile resmi tebliğler yayınlamaya başladı. Atatürk girdiği komadan 21 Ekim günü çıktı. Çok istemesine rağmen sağlık durumu elvermediği için 29 Ekim 1938 günü Ankara'da cumhuriyetin onbeşinci yıldönümü kutlamalarına katılamadı. Bayram nedeniyle Ankara'da düzenlenen törenlerde Türk Ordusu'na hitaben yazdığı bayram konuşmasını Başbakan Celâl Bayar okudu. Atatürk'ün hastalığı ve Dolmabahçe Sarayı'ndan çıkamayışı bayrama hüzün düşürdü.29 Ekim akşamı Ankara'dan dönen Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri Dolmabahçe Sarayı önünden geçerken Atatürk'e büyük sevgi gösterilerinde bulundular. Atatürk'ün TBMM beşinci dönem dördüncü yasama yılını açış konuşmasını da 1 Kasım 1938'de Başbakan Celâl Bayar okudu.