Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci, CNN TÜRK'te soruları cevapladı.
İkinci'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
Roketsan 1988 yılında kurulmuş, ana olarak TSK'yı güçlendirme amacıyla kurulmuş bir şirket. Kuruluş tarihinden itibaren büyümeye devam etmiş. Ülkemizin ihracatına çok ciddi katkı veriyor. Türkiye'nin en büyük 3 AR-GE kurumundan bir tanesi. Bu yıl dünyanın en büyük 100 savunma şirketi arasından 86'ıncı sırada ülkemizi temsil ediyor. Hedefimiz 2025'e kadar 1 milyar doların üzerinde ciro.
Aslında ben bütün ömrünü savunma sanayinde geçiren biri olarak, gelişime baktığımda özellikte son 10 yılda sayın Cumhurbaşkanımızın desteğiyle çok ciddi ivme kazanmış ve bu ivme de karşımıza başarılı bir ürün olarak çıkıyor. Yüzde 90 yerlilik oranına sahibiz. Roketsan'ın en büyük artılardan bir tanesi. Biz sadece roket teknolojilerine değil birçok sisteme yatırımlar yapıyoruz.
Biz en iyi arkadaşları takım arkadaşı olarak takımımıza katmaya çalışıyoruz. Yüksek lisans dereceleri bizim için önemli. Yeteneğini ve tecrübesini gösterecek çalışmalar yapmak, öğrenme azmi olan arkadaşları aramıza katıyoruz. TEKNOFEST sırasındaki yarışmalarda rekabet ortamı ortaya çıkıyor. Buradan çok fazla takım arkadaşı da alıyoruz. Biz yapmış olduğumuz iş nedeniyle çok tecrübeye sahip personele sahip olma mecburiyetindeyiz. Roketsan gerçekten ülkemizin güzide bir kurumu. Roketsan ürünleri her yerde kullanılan ve rekabetle bu pazarlara girmiş ve kullanıcılarından çok pozitif geri bildirim almış ürünler. Geldiğimiz çağ itibariyle dost ve kardeş unsurlara da zarar vermeden hedefini nokta şeklinde vurabilecek sistemler tercih ediliyor. Bu sistemler de füze teknolojileriyle olabiliyor.
Akıllı mühimmatlar tehdidi kaynağında yok etmenizi sağlayan mühimmatlar. Noktasal olarak etkisiz hale getirmek için kullanıyorlar. Karıştırmaya karşı dayanıklı, hedefini her ne koşul olursa olsun bulabilen sistemler. Sensörlerin çok önemi var. Roketsan'ın en büyük avantajı bu sensörleri ülkemizin ekosistemiyle kullanması. Dünyada binden fazla iş ortağımız var. Sistemlerin kısa zamanda hayata geçirilebilmesi için her alanda uzmanlaşmış kurumlara ihtiyaç var. Ekosistemimizi bizimle beraber hareket eden şirket sayısını artırmak istiyoruz.
Roketsan'ın ürünleri Uzak Doğu'dan Amerika kıtasında kadar tüm dünyaya yayılmış şekilde karşılık bulmuş ürünler. Orta Asya'da Afrika'da, son yıllarda Avrupa pazarında da ciddi bir talep ortaya çıkmış durumda. Malumunuz bizim ürettiğimiz sistemler hassas sistemler olduğu için ülkeler açıkça söylenmesini istemiyorlar. İş birliği hedeflerimiz dost ve kardeş ülkeler. Bizim ihtiyacımız olan Ar-Ge kaynaklarının bir kısmını ihracatla karşılamamız bize hareket alanı sağlıyor.
Yaptırımlar bize bu sistemleri hayata geçirme kabiliyeti sağlıyor. Yaptırımlar, Türk savunma sanayiine zarardan çok fayda sağlıyor diyebiliriz. Bu ürünleri istediğimiz şekilde kullanma kabiliyetini ülkemize kazandırmış oluyoruz. Çok ciddi bir sıkıntı çektiğimizi söyleyemeyeceğim bundan sonra da bunu çok daha üst seviyelere çıkaracağız.
Türkiye'de ve dünyada TÜRK SİHA'ları son derece ciddi ilgi çekiyor. Çok farklı bir noktaya doğru da gidiyor Türkiye. Dünyada liderliği kazanmaya doğru gidiyor, SİHA'lar ve mühimmatları konusunda. Bazı segmentlerde dünya lideri oldu. Giderek de pazar payını artıran bir alan olarak düşünebiliriz.
Genç arkadaşlarımız çok büyük bir tecrübe elde ediyorlar. Biz Roketsan'dan ayrılan her bir takım arkadaşımızı kayıp olarak görüyoruz. Bu kayıplar dolayısıyla çok büyük sıkıntıya düşecek noktadan çok uzak yerdeyiz. Bu bizim için bir sıkıntı, Türkiye'nin genelinde beyin göçü sıkıntı olabilir ama faaliyetleri engelleyecek bir durum değil. Her bir yetiştirdiğimiz mühendislerimiz bizim için çok değerli.
Aslında biraz hava savunma konseptinden bahsetmek lazım. Katmanlı bir şekilde, aynen bir lahana gibi, birbirini örten sistemlerin beraber çalıştığı sistemi ifade ediyor. Bunların hepsini bir araya getirdiğinizde katmanlı bir hava savunma sistemi elde etmiş oluyorsunuz. Her biri ayrı teknoloji getiren noktalardan. Sadece Roketsan'ın değil, tüm şirketlerimizin çalışmalarıyla Türkiye çok iyi bir noktaya ulaştı. Bunun ucu açık, devamlı üzerine kabiliyet koyabileceğiniz bir yapı olması lazım.
Malumunuz bizim çok kısa zaman önce Atmaca füzemiz TSK envanterine girdi. Ülkemize gelebilecek tehditlere karşı kullanılabilecek sistemlere sahibiz. Atmaca'nın küçük kardeşi, Roketsan'ın yaramaz çocuğu diyoruz; hedefini her ne koşulda olursa olsun bulabilecek bir sistem. Bütün platformlardan kullanılacak bir sistem ortaya çıkacak. Çakır'ın yıl sonunda ilk atışlı testi yapılacak. Kızılelma'dan da kullanılacak. Deniz araçlarında da ciddi çalışmalar ortaya koyuluyor. Başarıyla bir gemisavar füzesi olarak Çakır kullanılacak. İkinci mobil kıyı sistemi hayata geçiyor. Çok daha ciddi bir kabiliyet ortaya çıkmış olacak.
Tanksavar füzeler farklı platformlara entegre edilebiliyor.
MAM-L dünyada kendi alanındaki en önde giden mühimmatlardan biridir. 16 kilometrenin üzerinde bir menzile sahip. MAM ailesi SİHA'ların ana vurucu gücü. Bu ürünlerin her biri geliştirilmeye devam ediliyor.
SİPER uzun menzilli hava sistemimiz olacak.
Uzay yarışı ülkemizin hak ettiği noktada olmadığı bir yarış. Uzaydaki sistem konusunda ciddi bir yarışın global düzeyde olduğunu görüyoruz. Kendisini geliştirmek isteyen tüm ülkelerin yatırım yaptığı bir alan. Uzaya Türkiye'nin bağımsız erişmesi görevi verildi. Bu zamana kadar Roketsan birçok teknolojiyi hayata geçirdi. Biz kendi teknolojimizle uzaya erişen ilk aracımızı yaptık. 2018'de 130 kilometrelik uzay sınırı aşıldı. 2023'te Türkiye uzayda 300 kilometreye ulaşmayı hedefliyor.