ABD'nin yeni saldırı sistemi LRHW Dark Eagle'ın geliştirilmesini tamamlayacağı öğrenildi. Askeri uzamanlar Rus yapımı S-400 ve S-500'lerin iki aşamalı balistik füzeden oluşan Dark Eagle'a karşı koyamadığının özellikle altını çizdi. Ateşlendikten sonra havada yer değiştirebilme özelliğine sahip Dark Eagle'a müdahale edememesinin en büyük sebebinin ise hız olduğu belirtiliyor.
Sistem, Mach 5'e kadar hızlara ulaşabilen bir güçlendirici roket ve hipersonik bir kayma aracı içeren iki aşamalı bir balistik füzeden oluşuyor. Bu yetenek, geleneksel hava savunma sistemlerini neredeyse güçsüz kılıyor. Pentagon, sistemin ilk prototiplerinin 2021'de Orduya teslim edildiğini iddia ediyor.
BİR İLA İKİ YIL İÇERİSİNDE KULLANIMA HAZIR OLACAKSöz konusu LRHW Dark Eagle hakkında askeri yetkililer, sistemin tam operasyonel hazırlığının bir ila iki yıl içinde sağlanacağını öngörüyor.
İlk Dark Eagle sisteminin ise Almanya'ya konuşlandırılacağı iddia edildi. ABD'nin bu konumu seçmesinin amacının ise Rusya'dan gelecek hava tehditlerine anında karşı koymak olarak değerlendiriliyor.
Bu bölgedeki konuşlanma aynı zamanda ABD'nin hipersonik teknolojiye hakim olma ve bu yeni silahları Avrupa'daki askeri stratejisinin temel unsuru olarak kullanma konusundaki ciddi hedeflerini de ortaya koyuyor.
Rus S-400 ve S-500 hava savunma sistemlerinin, Kara Kartal gibi yeni ABD hipersonik silahlarına karşı koyabileceği sorusu, analistler arasında hararetli bir tartışma konusu haline geldi.
S-400 Triumph ve daha yeni S-500 Prometey gibi mevcut Rus sistemleri küresel sahnedeki en güçlü sistemler arasında yer alıyor, ancak hipersonik tehditlerle başa çıkma konusunda önemli sınırlamalara sahipler.
Dark Eagle'ın birincil avantajı şüphesiz hipersonik hızıdır. Mach 5'ten Mach 7'ye kadar değişen hızlarda, Dark Eagle gibi bir füze, Rus sistemlerinin başa çıkmak üzere tasarlandığı her şeyden çok daha hızlıdır.
S-400 ve S-500'ler, Mach 5'in altındaki hızlarda uçan füzelere ve uçaklara karşı etkileyici kabiliyetlere sahip olsa da, çok daha yüksek hızlarda hareket eden hipersonik nesnelere karşı koymak için tasarlanmamıştır.
Hatta hipersonik tehditlere yönelik tasarlanan Rus sisteminin son versiyonu olan S-500'lerde bile bu hızlarda hareket eden füzeleri takip edip engellemek için gerekli teknoloji bulunmuyor.
Askeri uzmanlara göre, tam anlamıyla gelişmiş gerçek zamanlı tepki mekanizmalarının bulunmaması nedeniyle S-500'ler, uçuş sırasında uçuş yolunu değiştirebilen Dark Eagle gibi hipersonik füzelerle etkili bir şekilde mücadele edemiyor.
S-400 VE S-500'LER SAF DIŞI KALACAKS-400 ve S-500 gibi sistemlerin etkinliğini engelleyen en önemli etkenlerden biri, radar verilerini işleyip, öngörülen yörüngelere göre füzeleri hedeflere gönderme zorunluluğudur.
Geleneksel füzeler ve balistik cisimlerin tahmin edilebilir yörüngeler izlemesi durumunda bu sistem iyi çalışıyor, ancak yüksek hızlarda yön değiştirebilen hipersonik silahlar için yetersiz kalıyor.
Hipersonik füzelerin manevra taktiği, muazzam hızlarda seyahat etme kabiliyetleriyle birleştiğinde, S-400 ve S-500'ün en gelişmiş radar sistemlerinin bile hedefin yörüngesini değerlendirmesini ve isabetli bir saldırı gerçekleştirmesini zorlaştırır. Verileri işlemek ve füzeleri hedefe yönlendirmek için gereken süre, hipersonik silahların dinamiklerine yanıt vermek için yeterli değildir.
Başka bir deyişle, S-400 ve S-500'ler, Dark Eagle gibi hipersonik silahlar söz konusu olduğunda tartışmasız olarak mevcut en güçlü hava savunma sistemleri arasında yer alırken, etkinlikleri önemli ölçüde azalmıştır.
Buradaki temel etken sadece Dark Eagle'ın hızı değil, aynı zamanda bu hızlarda manevra yapabilme kabiliyetidir; bu da Rusya'nın hava savunma sistemlerinin onu engellemesini son derece zorlaştırıyor.