Çelik Kubbe'nin yapımına SİPER Hava Savunma Sistemiyle başlandığını belirten Akyol, "SİPER hava savunma sistemimiz Türkiye'nin uzun menzil ilk hava savunma sistemidir. Artık envantere girdi. Orada da seri üretimle yaygınlaştırma aşamasındayız. Arkasında bir çok teknolojilerin bir araya getirildiği çözümler var. En alçak irtifada daha çok sürü dronelara, kamikaze İHA'lara benzeri hedeflere karşı maliyet etkin savunmayı amaçlayan KORKUT ve benzeri sistemlerimiz var. HİSAR sistemlerimiz var. Bitmeyen bir yolculuk üzerine adım adım koyarak, yüksek seri üretimlerle sistemi yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi.
Türkiye'ye havadan gelecek tehditlerin bertaraf edilmesi amacıyla başlatılan Çelik Kubbe Projesi, Türk firmalarının geliştirdikleri yerli ve milli sistemlerle bir kalkan görevi görecek. Firmaların geliştirdiği yerli ve milli sistemler yapay zekadan da yararlanılarak birbirine entegre edilecek. Çelik Kubbe Projesi için ASELSAN tarafından geliştirilen SİPER, KORKUT, HİSAR-A ve HİSAR-O alçak/orta irtifa hava savunma sistemleri, Yakın Hava Savunma Füze Sistemi GÖKSUR, GÜRZ hava savunma sistemi, hava savunmaya yönelik olarak yazılım, füze, radar yer alıyor. ASELSAN 12 bine yakın çalışanıyla birlikte geliştirdiği yerli ve milli ürünlerle Türk savunma sanayisine büyük bir ivme kazandırıyor. Gençlerin de vizyonu genişletmeye etkin bir rol üstleniyor. ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, ASELSAN'IN hakkında bilgi verdi ve Çelik Kubbe'nin gelişim sürecini anlattı.
Geliştirdikleri yerli ve milli ürünlerle Türk Silahlı Kuvvetleriyle birlikte dost ve kardeş ülkeleri de desteklediklerini belirten ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, "Türk savunma sanayisi yüzde 80'nin üzerinde yerlilik oranına ulaşmış oldu. 12 bine yakın çalışanımız dünyanın 20 ülkesinde ASELSAN'nın faaliyetleri ve dünyanın 90 ülkesine olan ihracatımızla sadece kendi silahlı kuvvetlerimize, güvenlik güçlerimize olan ürünlerimiz değil; dost ve müttefik ülkelerimize de artık teknolojimizle destek olabilecek seviyeye geldik. Burada özellikle uzun yıllardır yatırım yaptığımız alt teknolojiyi birleştirdiğimiz hava savunma sistemlerini özellikle vurgulamak istiyorum. 1990'lardan beri içindeki radar sistemlerinden arayıcı başlığına komuta kontrolünden atış kontrolüne, dost düşman tanıma sistemlerinden haberleşmesine, bir çok alt birleşeni barındıran hava savunma sistemlerinde artık adım adım devletimizin liderliğinde entegre bir hava savunma sistemine gidiyoruz" ifadelerini kullandı.
Çelik Kubbe'nin gelişim aşamasından bahseden Akyol, "Alçak, orta ve yüksek irtifa da ürünlerimizi Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine kazandırdık ki 2024 yılı en son Türkiye'nin uzun yıllardır konuştuğu uzun menzil Hava Savunma sistemimiz SİPER'in envantere girdiği yıl oldu. Böylece bütün katmanları tamamlayarak envantere kazandırmayı başardığımız bir yıl oldu. Arkasında bir çok teknolojinin bir araya getirildiği çözümler var. En alçak irtifada daha çok sürü dronelara, kamikaze İHA'lara, benzeri hedeflere karşı maliyet etkin savunmayı amaçlayan KORKUT ve benzeri sistemlerimiz var. HİSAR sistemlerimiz var. ROKETSAN ve TUBİTAK'la güzel işbirliğimizin olduğu sistemler. Ordumuza da bu yıl artık seri teslimatlar yapıyoruz. En üst katmanda SİPER hava savunma sistemimiz Türkiye'nin uzun menzil ilk hava savunma sistemidir. Artık envantere girdi. Orada da seri üretimle yaygınlaştırma aşamasındayız. Bunların hepsinin bir arada çalıştığı radar ağlarıyla elektronik harple diğer sensörlerle bir araya getirildiği ortasında akıllı bir komuta kontrol mimarisinin olduğu yapay zekanın da devreye girdiği sisteme de ülkemizin Çelik Kubbesi ismini devletimiz artık proje olarak başlatmış oldu. Bunun da adım adım katmanlarını biz tamamlıyoruz. Önümüzdeki yıllarda daha yüksek adette üretimlerle bunları tüm yurda yaymak için ASELSAN başta olmak üzere ROKETSAN, TÜBİTAK diğer tüm paydaşlarımız bir sürü alt yüklenicimiz birlikte çalışıyoruz" diye konuştu.
Ambargoların motivasyon olduğunu söyleyen Akyol, "Bu bir katmanlı bir mimari bunun haberleşme mimarisinden bunu yöneten komuta kontrole, sensörlerine ve tespit yapıldığındaki dost düşman ayrımından hedeflerin engellenmesine kadar bu teknolojileri kazandık. Bunları entegre olarak Türkiye satına yayma aşamasındayız. Bitmeyen bir yolculuk üzerine adım adım koyarak da, bir taraftan teknolojik olarak da gelişkin hale getirirken bir taraftan da, yüksek seri üretimlerle sistemi yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Her zaman söylediğimiz bir konu var ambargolar. Maalesef son yıllarda Türkiye'nin haklı davaları için yaptığı operasyonlar ve dünyanın her yerinde adaleti hakkı hukuku savunan yaklaşımlarının zaman zaman haksızca ambargolarla karşılık verildiğini gördük. Bu da bize daha yüksek oranda millilik için motivasyon oldu. Bugün Türkiye'de büyük hava savunma sistemleri dahil diğer bütün sistemlerde en alt birleşenine kadar kendi imkanlarımızla geliştirmek zaruret olduğu için bunları geliştirdik. Örneğin bir radar yapacaksınız. Radarın altında bazı entegre devreler var. Onların altındaki transistörler var biz transistörler kadar millileştirmek durumunda kaldık. Bunlar bizi savunma sanayinde daha da güçlü kıldı. Özellikle bir çok ülkeye gidip geliyoruz. Türkiye tek başına kendi içinde kardeş bütün firmalar bir arada bir çok ürünü başka bir ülkeden bir birleşen almadan sunabilecek seviyeye geldik. Bunun da kıymetli olduğunu düşünüyorum. Burada da yerlileşme ve millileşme vizyonumuz duraksamadan devam ediyor" dedi.