Rodoplu, "Yaşadığımız pandemi sürecinde bağışıklık sistemimize dikkat etmemiz gerekiyor. Doğal beslenmek, doğru beslenmek, temiz beslenmek bu süreç içerisinde daha da önemli. Dışarıda satılan yiyecekler de bu dönemde çok fazla tercih ediliyor. Uygun fiyatlı olmasından dolayı kır pideleri de çok fazla tercih ediliyor. Birinci tehlike; bu pidelerin açıkta satılması. Her ne kadar güvenilir yerlerden alınsa bile pideleri pişiren kişiyi tanısanız bile onun çok temiz olduğuna inansanız bile açıkta satılan kır pideleri tercih edilmemeli. Çünkü satıldığı yerdeki toz, egzoz dumanı hastalığa sebep olur. Ayrıca açık satılmasından dolayı parazit, bakteri, mikrop taşıma olasılığı bulunuyor. Öte yandan bu pidelerin içerisine konulan sular konusunda da bilgi sahibi olmamız gerekiyor. İçerisine konulan su nasıl bir su, temiz bir su mu? Su yoluyla bulaşan bakteriler de mevcut. Salmanella, kolera hastalığı, suyla bulaşan hastalıklardandır" dedi.
Fiyatının uygun olması sebebiyle içerisine et yerine bulgur, mercimek gibi gıdaların konulduğunu ifade eden Rodoplu, "Et yerine hilelerle mercimek, bulgur, soya konulabiliyor. Alan kişi et yediğini düşünüyor ama bambaşka bir şey yiyor. Birçok kişinin soya alerjisi oluyor. Mercimek, bulgur da mide bağırsak sisteminde şişkinliğe neden olabiliyor. Örneğin; safra kesesinde taş olan bir kişiye bulgur dokunuyor. Bu kişiler et yediğini zannediyor ama alerjisi olan soyayı tüketiyor. 3 liralık bir pidenin çok ucuz olduğunu biliyorsunuz ve zannediyorsunuz ki et yiyeceksiniz. Ancak et yerine hileli gıda tüketiyorsunuz" diye konuştu.