26 Nisan 2025 Cumartesi / 28 Sevval 1446

İsviçre’de doğdu Türkiye’de büyüyor

65 yıl önce temelleri atılan Konyalı Saat, Türkiye’nin ilk ve tek saat üreticisi olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Nacar markasıyla ün yapan ancak uluslararası markaları da Türkiye pazarıyla tanıştıran Konyalı, yurt dışında önemli merkezlere de dev saatler kuruyor.

Fulya Erdem6 Ekim 2014 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
İsviçre’de doğdu Türkiye’de büyüyor

Türkiye’deki hemen hemen tüm havaalanları, tren garları ve meydanlardaki dev saatler hep onun imzasını taşıyor. Kurumsal binaların personel giriş kontrol cihazları, otoparklar da onların sistemleriyle çalışıyor. Konyalı markası, Türkiye’nin ilk ve tek yerli saat üreticisi... İsviçreli Nacar markasını satın aldıktan sonra hızla büyüyen ve bugün dünyanın en önemli markalarının dağıtıcısı olan Konyalı Saat Genel Müdürü ve ikinci kuşak yöneticisi İrfan Nalçacı ile markanın hikayesini, faaliyetlerini ve hedeflerini konuştuk.

-Türkiye’nin ilk ve tek yerli saat üreticisisiniz... Hikaye nasıl başladı anlatır mısınız?

Kurucumuz ve babamız Mustafa Nalçacı, 1929 yılında Konya’da doğmuş. Saat işine ise babasının teşvikiyle çırak olarak adım atmış. 1951 yılına gelindiğinde ‘Şen Saatçilik’i kurmuş ve 1962 yılında da İstanbul’a gelmiş. İstanbul’da Vaksevanopulo kardeşlerin mübadele sırasında Yunanistan’a göç etmek üzere olduklarını öğrenince onların mağazalarını devralıp 1963’te ‘ Konyalı Saat’i Sirkeci’de açmış. Nacar markasıyla da lisans anlaşması yapmış. 1968’de Almanya’da kapanan bir saat fabrikasını alarak tüm ekipmanı buraya getirmiş ve bir yandan da duvar ve bekçi kontrol saatleri üretimi başlamış.

-Konyalı Saat deyince ilk akla gelen tarihi ‘Nacar’ markası oluyor...

Nacar kendi markamız. Bu İsviçre markasını 1985 yılında satın aldık ve üretimine de 1995 yılında başladık. Tasarımı bize ait, makineleri İsveç ve Japonya’dan alıp Hong Kong’da ürettiriyoruz. 35 markanın satışını yapıyoruz, bunların satış fiyatları da 150 lira ile 15 bin lira arasında değişiyor. Nacar, Carrera, Zenit, Movado, Jan Perre’nin distribütörüyüz bunları 580 bayimize dağıtıyoruz. Yıl sonuna kadar toplam 102 milyon lira ciro hedefliyoruz. 268 çalışanımız var.

-Şu anda 23 mağazadasınız ve 580 noktada varsınız. Perakendeye adım atmanız nasıl oldu?

2001 krizinde Fransa’dan bir fırsat yakaladık. Carrefour mağazalarında ‘tiktak’ saat mağazaları vardı.

Bu mağazaları alarak perakendeye adım attık. Her markayı sattığımız mağazalar zinciri kuruldu. Türkiye perakendede büyüyecek. Saat markaları ve moda saat markalı özellikle gençlerin ilgi gösterdiği bir alan oldu. Biz agresif değiliz, 3 yıl içinde 50 mağazaya ulaşmış olacağız. Casio, Longnes, Nacar, Seiko, Swatch, Tissot gibi saat markalarının yanı sıra Burberry, Calvin Klein, Diesel, Guess, Lacoste, Pierre Cardin, Puma, DKNY gibi moda markaları da ürünlerimiz arasında bulunuyor.

-Yurt dışına da saat satıyorsunuz...

Meydan ve kule saatlerinde çok yurt dışı projemiz var. Dev saat sistemlerinde iyi bilgimiz var. 15 metre çapında, dünyanın en büyük 5. saatini Rusya’nın Grozni şehrindeki 44 katlı binanın tepesine inşa ettik mesela.

Türkiye’deki büyüklü küçüklü havaalanlarının neredeyse tamamı bizim saatlerimizi kullanıyor. Bu saatler tek bir sisteme entegre ve tek merkeze bağlı olarak wi-fi yoluyla eş zamanlı çalışıyor. Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Irak, İran ve Ortadoğu’yla daha çok çalışıyoruz. Ortalama 1 milyon dolar civarında bir ihracattan söz edebiliriz.

Erben Kontrol adında bir şirketimiz var. 1979’de kuruldu. Önce duvar saati üretti. Türkiye’de 400’den fazla meydan ve bina saatimiz var. Erben’de otopark işini geliştirdik. Personel giriş kontrol sistemleri, otopark sistemleri yaptı. Ayrıca spor yarışmaları için skor ölçer saatler de yapıyoruz.

-İnternet satışlarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

İnternetten alışveriş günden güne büyüyor. Biz de online sitemizde sunduğumuz tüm markaları satıyoruz. Günümüzde saat markası olmayan birçok kuruluş internet üzerinden saat satabiliyor. Bu riskil olabilir. Hem yapısal anlamda saat piyasasını bozulmasına neden olur hem de yetkili olmayan bu satış kanallarından alışveriş yapmaları halinde tüketicileri zor durumda burakabilir. Bu yetkisiz sitelerde satılan saat markalarının garanti belgeleri uluslararası koruma altında değil ve ithalatçılar yetkili kanallardan yapılmayan bu saatlere standart garantileri uygulamıyor. Böyle olunca da tüketici sadece alışveriş yaptığı site ile sorununu çözmeye çalışıyor ve sıkıntı yaşıyor.

-Saatte tüketici tercihleri ne yönde gelişiyor?

Moda saat markalarının gelmesiyle beraber yaklaşık 20 yıldır tüketici tercihleri de değişti. Modacıların saat işine girmesiyle beraber tasarımlar değişti, sektöre canlılık geldi. Saat üreticileri silkindi ve tasarımlarını geliştirmeye başladılar. Bu arada teknoloji gelişti, üretim şartları kolaylaştı, dizaynlar ürüne çok kolay aktarılabilir hale geldi. Özellikle gençler daha pahalı olan saat markaları yerine moda markaları tercih eder hale geldi. Eskiden saat sahibi olmak çok önemliydi ama şimdi bir kişinin birden çok saati var.

-Özellikle memleketiniz Konya’da çok tanınmış, saygın bir ailesiniz. Hatta ‘Nalçacı Caddesi’ adını ailenizden almış...

Amcam Ahmet Hilmi Nalçacı’nın 1963-1969 arasında belediye başkanlığı dönemi olmuş. Kendisi o dönemde Avrupa Konseyi daimi üyesiymiş ve sık sık Avrupa’ya gidermiş. Orada gördüğü binaları Konya’da yapmak istiyormuş. Şehin imarı için çalışmış. Belçika’dan mühendisler getirip, projeler çizdirmiş. Kaza sonucu vefatının ardından da adı Sille olan caddenin adı değiştirildi ve Nalçacı Caddesi oldu.

Darphane’ye hatıra para saatleri
 
Darphane için hatıra paraları saate monte ederek değişik bir seri koleksiyon hazırladık. Darphane’nin ‘Geleceği Biriktirin’ sloganı ile yaptırdığı koleksiyonda Nacar kol ve cep saatleri üretildi. Bunların arasında Türk Bayrağı rozeti, Kemal Atatürk, Lidya Altını hatıra madalyonları ile Barbaros Hayrettin Paşa, Türkiye’nin yerli kuşları ve A Milli Futbol Takımı’nın dünya üçüncülüğü hatıra paraları da bulunuyor. Sınırlı sayıda üretilen modellerde; Darphane ürünleri kol saati kadranlarında, cep saatlerinde ise ön ve arka kapaklarda yer alıyor.
 
100 Lavazza Shop açacağız
 
“Yeni sektörlere bakıyorduk. Liradan 6 sıfır atıldığı dönemde bozuk paraların gündeme geleceğini düşünerek otomat işine girmeye karar verdik. Kahve otomatları getirip kuruyorduk ancak zamanla otomatlara kahve temininde problemler yaşamaya başladık. Bunun üzerine ‘en iyisi biz bir de kahve distribütörlüğü alalım’ dedik. Dünyanın en büyük esspresso üreticisi İtalyan Lavazza ile 2007’de anlaştık. Sonra mağazalar geldi, 52 kafe shop’a hizmet veriyoruz ve bu rakamı 3 yılda 100’e çıkarmayı hedefliyoruz.”